İzmir'de ulaşım...

Ulaşmak veya ulaşamamak işte bütün mesele bu.. Esasında bu bir alıntı , kendi yazımın içeriğine uyarlayama çalıştım.

İzmir Türkiye'nin 3. büyük şehri. Her büyük şehir gibi sorunlarıda büyük. Ama bu kadar sorunun içerisinde insanın günlük yaşantısını etkileyen en önemli sorunu tabiki ulaşım. Hayatımız ulaşım değil mi zaten ? Devamlı bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz.

İzmir Türkiye'de şehir içi toplu ulaşım için en çok belediye otobüsü kullanılan ildir. Körüklüler , sololar , normal otobüsler vs.vs. Toplam 1849 Adet. :) Bizim esas konumuz da kara ulaşımı. Bu otobüslerde konumuzun esas oğlanı.

Her sabah ve her akşam otobüs kullanan bir İzmir'li olarak sabah ve akşam insan ve trafik yoğunluğunda araçlar ve insanlar birbirine karışmakta. Şantiyeye dönmüş şehirde kapanmış yol güzergahlarında, daraltılan yollarda dağılıp gidiyoruz.

Kaderci bir toplumuz vesselam, ama hakettiğimiz ile yaşadığımız arasındaki makas devamlı açılmakta. İzmir gibi bir şehirde metroculuk oynayan, - abiyane bir tabir değil gerçekten yapa boza metro yapmayı öğrenen yöneticilerimiz var -, karar mekanizmasının başında olup koltuktan kalkmadan imza atan bürokratlar var. Ama ne acıdır ki, sokaklarda, bu imzaların arkasından alınan kararların perişanlığını çeken biz İzmirliler...

Tabi kendime de soruyorum, ne kadar yol göstericisin , yerel yönetime veya bu işin bürokratlarına vatandaş olarak ne kadar yardımcı oluyorsun? Sonra da gülüyorum kendime, Eshot ile yaptığım bir iki yazışma geliyor aklıma. Toplu ulaşımın kangrene döndüğü hatlar ile iyileştirme isteklerimi mail yolu ile iletip hep aynı komik cevabı almam gibi..

Yani işin içine Hep Birlikte Yöneteceğiz sloganını sokup, iş bittikten sonra ben yaptım oldu mantığı ne kadar samimidir, bunuda anlamak imkansız.

Düzelir. Nasıl mı? Az biraz bu şehri gerçekten yaşayan insanlara kulak asarak.. Nasıl mı? Particilik oynamayarak. Nasıl mı? İşini ve gücünü İzmir'e harcayarak. Şİkayet etmek en kolayı, düşünmek en zoru.. Sevgiyle kalın..