Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '07

 
Kategori
İzmir
 

İzmir’in güzellikleri

İzmir’in güzellikleri
 

Ben İzmir’i anlatmak istiyorum, dinler misiniz?

Ben Gündoğdu’da kırmızı beyazlı güllerle bezenmiş çiçek bahçesini bu satırlara yazsam okur musunuz?

Sarısını, kumralını, esmerini, uzun saçlısını, kısa saçlısını, mini eteklisini, bulu sinlisini, göbeği açık ya da açık olmayanını anlatsam o güzelim İzmir’in saf ama temiz kızlarını, dinleme lütfünde bulunur musunuz?

Aman efendim sizler lütufta bulunacaksınız da ben anlatmayacak mıyım o İzmir’in güzelliklerini. Acaba nereden başlasam anlatmaya.

İzmir tarihi yer bakımından da zengin bir yerdir. Eğer yolunuz İzmir’e düşecek olursa size tavsiyem o dur ki hemen dönmeyin. Biraz kendinize vakit yaratın ve İzmir’i gezmek görmek için izniniz uzatın ya da dönmeyi biraz geciktirin. Üzülmezsiniz. Biraz paranız gidecek ama buna değdiğini göreceksiniz.

Bir toplantıya gelmiş olabilirsiniz. Toplantı çıkışı Birinci Kordonda oturmaya ne dersiniz. Dinlenmek için bire bir mekânlar mevcuttur. Günün yorgunluğunu hem atarken hem de İzmir’imizi yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. İnsanların ne kadar sıcakkanlı olduğunu hemen anlayacaksınız. İsterseniz bira için, isterseniz bir çay yudumlayın oturduğunuz yerde Kordonda oturmak sizinde hakkınız diye düşünüyorum.

İstanbul ve Ankara bana epey uzak kaldı. İzmir varken artık oralara gitmek aklımın ucuna bile gelmiyor anlayacağınız. Ankara ve İzmir Türkiye’nin can damarı olması gerekirken orada ki bazı semtlerin İran’ı aratmayacak cinsten olduklarını işittim. İşte İzmir bu konuda çok şanslı diye düşünüyorum bir yerde. Bende bu sebeptendir ki İzmir’i medeni ve ileri düzeyde bir şehir olarak görüyorum. Kendimi Avrupa’da yaşıyormuşsum gibi hissediyorum. Onun için midir. İzmir’imize Gâvur yakıştırması yapılıyor? Bu konuda onlar yanılıyorlar. Burada ki insanlar ne kadar da gâvur olsalar da, o kadar da dinine bağlı insanlardır.

Hele bir Karşıyaka Çarşısı var ki; Ege’de bulunan çarşıların en güzelidir. Konaktan iner inmez trafik lambalarından karşıya geçiyor ve upuzun uzanacak bir yola doğru ilerleyip çarşıya giriyorsunuz. Sağdan ve soldan tek tek dükkânlar sıra sıra dizilmişler müşteri bekliyorlar. Yaklaşık 500 metre uzunluğunda ki çarşı Karşıyaka Tren İstasyonunda sona ermektedir.

İzmir’e geleli tam tamına 25 yıl oldu. 1982 yılında Ege Üniversitede bulunan Fen Fakültesini kazanmıştım. Ege Üniversitesi Ankara ile İstanbul karayolu yol ayırımının yanında bulunan arsanın üzerinde kurulan kampüstün içindedir. Yine buradan Bornova’ya ulaşmak yaklaşık 15 dakikada yaya ile gidebilirsiniz. Okul çıkışlarında öğrencilerin bir çayla soluklanabileceği mekânlara gitmekte mümkündür. Bu mekânlar Bornova’nın içinde bulunan parkın içindedir.

Benim zamanımda Ege Üniversitesinden başka Dokuz Eylül Üniversitesi de bulunmakta idi. İler ki yıllarda da Yaşar Üniversitesi de kuruldu. Ve bu üniversitelerde okumak için can atan o kadar öğrenci var ki. Ankara’da ki ve İstanbul’da ki üniversiteleri aratmayacak cinstendir

İzmir Türkiye’de ki liseliler açısından da şanslı illerimizdendir. İzmir Fen Lisesi, Karşıyaka’da ki Yamanlar Lisesi, 60. Yıl Lisesi Türkiye’nin önde gelen liselerindendir. Buna karşılık İzmir’de köklü ve eski ama halen özelliğini yitirmeyen liselerde var. Bunların en başında Alsancak ta bulunan Atatürk Erkek Lisesi, Konakta bulunan İzmir Kız Lisesi gelmektedir. Cumhuriyet döneminden sonra bu okullar sonradan üst kademede yöneticilik yapmış değerli insanları yetiştirmişlerdir.

İzmir denilince akla bir de hep Fuar gelir. Uluslararası Enternasyonal Fuarı adı altında Ağustos ayının son haftasından baslar 10 gün kadar sürer. Eskidendi o. 20 Ağustos da başlardı ve bir ay kadar sürüp 20 Eylül’de kapanırdı. 10 Eylüle kadar Uluslararası nitelikte sürer sonra ülke çapında devam ederdi. Dünyanın ülkemizin önde gelen firmaları gelir burada mallarını icra eder ve son teknolojiyi halka tanıtırlar. Bu zaman zarfı içinde de çocuklarında eğlenmeleri için Luna Parkımız da Fuarın içinde vardır. Değişik türden binilen oyuncaklar daima çocukların ilgisini çekmiştir. Dönme dolaplar, çarpışan arabalar, kamikazeler bunların başlıca binilen oyuncaklardır. Luna Parka gitmişken aynalara girmeyi unutmayın. Aynalar kendinizi değişik biçimde görmenizi sağlar. Ben ilk girdiğimde gülmekten kendimi alamamıştım. Mutlaka beğenecek ve güleceksiniz..

Bu kadar güzel bir şehir de elbette kızları da güzeldir. Ben iddia ediyorum Türkiye’nin en güzel kızları İzmir’de bulunur. Kızlar hakkında burada fazla söylememe gerek yoktur. Babam zamanında İzmir de doğmuş, büyümüş ve gelişmiş annemi alırken bir bakıma şanslıymış. Bendeniz de eşimi alırken İzmir’in Alsancak gibi bir yere Salihli köylerinden gelen ve burada akrabalarımızın yanında büyüyen bir kızı kendime eş olarak karar verirken de şanslıymışım bir yerde de. Evlenecek olan erkek bekârlara duyurulur. Pişman olmazsınız.

İşte İzmir bu kadar değerli, bu kadar da önemlidir benim için.

Peki, neden acaba İzmir’e bu kadar yükleniliyor?

İzmir’i neden bu kadar sevmiyorlar?

Neden mi olacak?

Çünkü İzmir halkı cumhuriyetçidir de ondan.

Olsun onlar İzmir’ime gâvur desinler. Varsın desinler.

Ben burada yaşamaktan, burada olmaktan dolayı kendimi şanslı buluyorum

Ben İzmir’i anlatıyorum. Havasını, suyunu, kızlarını daha ne anlatabilirim ki.

Çünkü ben İzmir’imi seviyorum.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..