Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

23 Kasım '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kadın... (3.bölüm: kölelik)

Kadın... (3.bölüm: kölelik)
 

Aşk, yaşamın içinde en kısa var olabilenken üzerinde en çok konuşulan olmayı başarabilen bir olguysa, izninizle dışarıda tutacağım şimdilik konumuzdan. Çünkü bir düşünce sistemini eleştirirken duygunun kişneyen yönünü dışarıda bırakmaz isek bizi yanlış yönlere ve zaman kayıplarına götürecektir.

Sorum gayet basit: Erkekler hangi kadınlarla hayatlarını paylaşmak veya diğer bir anlatımla evlenmek isterler. Vereceğim örnekleme genelleme olmamakla birlikte varlığı önemsenecek düzeydedir

İsterseniz buradan nasıl göründüğünü olabildiğince anlatmaya çalışayım.

Bir erkek öncelikle doğduğundan buyana kendisini kuşatan tüm değer yargılarının içinde en çok kendisine biçilen maçoluk misyonunu oynamak zorundadır.Bu sünnet olarak resmileştikten sonra gelenek ve göreneklerle şekillenir.Son halini aldığında blue çağını çoktan geçmiştir.Bu etkilenim, yaşamı boyunca bilinmez bir güçle bazen de çevresinin görünen söylemleriyle katılaşır ve şekil verilmesi imkansız bir hale dönüşür.

Nedir bunlar;Acıdır ama evleneceği kadında (kızda) bekaret arama saplantısı.Özünde masum gibi gösterilse de, sonraları kadını aşağılayan,kimliğini ve düşüncelerini yok sayan bu görüşün temeli ataerkil toplumlarda, birlikte yaşamak zorunda olduğunu düşündüğü diğer bireylerin de dayatması olduğundan zorlamaya dönüşür.

Ardından gelen beklenti aynı şekilde kadının (kızın) ailesinin de bu normlara uymasıdır. Açıkçası kadın hep takip edilendir denebilir.

Amaçlanan nedir?

Yanıtı çok basittir:Bir köle aranmaktadır.

Nasıl bir köle olacaktır bu?

Bilmeyen,

Konuşmayan, (istese de konuşmayan tercih sebebidir)

Düşünmeyen,

İstemeyen,

Yetinen,

Susan,

Ve,

Yalnızca kocanın mutlak isteklerini ve kocanın varsa annesinin isteklerini de koşulsuz yerine getirmesi beklenen bir köle.

Köleden bilinen beklentilerden bir fazlası da çocuk doğurması,hem de erkek çocuk.

Erkek bastırılmış duygularını kahvehanelerde geyiklerle geçiştirirken,bilgisiz ve cahil bırakılan bu kadınlar sürekli bağıra çağıra anlatıp kızdığım gündüz ilkel formlar için hazırlanmış kadın programlarına ağızları açık teslim olarak da bu sisteme destek verir.Düşünmeyen,sorgulamayan bir kadın aynı zamanda itaat eden olacağından doğuracağı erkek çocuk avantajıyla da uğradığı tüm haksızlıkları günün birinde gelini olacak kadından çıkaracağı günleri beklemekle geçirmesi kadar doğal bir şey olamaz.Çünkü kendisine sunulanın fazlasının gelinine verilmesi, kontrolün bozulacağına inanç dünya yaşamına öylesine tutunmadan daha ileriye bencil tutunmalara ve kendi hemcinsine karşı kaba ve katı davranmasını da öğretecektir.

Burada anlattıklarım toplumun ne kadar bir bölümünü kapsadığını size bırakıyorum. Kadın kimliğiyle Anadolu insanının olaylara bakış açısını karıştırmak sığlıktır. Kadın bu denli itilse de kendi kimliğini ve bilincini asla kaybetmez.Umut veren budur. Oluşturulan ataerkil zincirin kısa ama vurgulu anlatımı;bir anlamda özetini sunmak istedim. Kadının nasıl bir direnç gösterdiği ve verdiği tepkileri de konuşacağız.

Peki bu zincir nasıl kırılacak…

Gelecek yazımda tartışırız.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..