Kafama takılanlar...(1)

Ülkemizde o kadar çok şey kafama takılıyor ki saymakla bitmez.

Son bir aydaki olayları geçiyorum.

Zira BIKTIK artık. Son bir aydaki Türkiye gündemi, aynen  " SAYI OLUŞMAYAN TENİS MAÇI " gibi.. Bir taraf bir şey söylüyor, diğer taraf karşılıyor, diğer taraf bir şey söylüyor, karşı taraf karşılıyor. Top bir o sahada, bir bu sahada, sayı yok, netice yok. Bir o yana bakıyoruz, bir öbür yana.

Onun için ben senelerdir çözülemeyen ve kafama takılan, bir çokları tarafından basit görülen, günlük sorunlardan söz edeceğim.

İSTANBUL TRAFİĞİ

Birinci Köprü yapıldı, yetersiz kaldı, FSM yapıldı yetersiz kaldı, şimdi Üçüncü Boğaz Köprüsü yapılacak.

Zeytinburnu - Kabataş tranvay hattı yapıldı, daha sonra buna Aksaray - Hava alanı METRO'su ilave edildi,

METROBÜS devreye sokuldu yine yetersiz kaldı.

Şehir içinde alt geçit, üst geçit, kavşaklar (Avcılar Kavşak düzenlemesi), tüneller (Sarıyer Tüneli), meydan düzenlemeleri ( Taksim Meydanı ve alt geçitleri ) yapıldı. Yine de trafik rahatlamadı.

Bütün bu yatırımlara MARMARAY gibi büyük bir proje entegre edildi, yine bir şey değişmedi.

E-5 var, E-6 var yine çevre yolları sıkışık mı sıkışık. Geçen gün Beylikdüzü'nden Kandilli'ye, arabayla, üç saatte gittik. Bu yol normalde kırk beş dakikalıktır. Nitekim dönüşte 45 dakikada Beylikdüzü'ne ulaştık.

Benim bu değerlendirmeme karşılık, " Ya bu yatırımlar yapılmasaydı ne olurdu ? " diye soracaklar olabilir. Onu bilmiyorum ama, tüm bu trafiği iyileştirme çabalarına başlamadan önce, bu projeler etraflıca düşünülüp, İstanbul trafiğine gerçekten KESİN ÇÖZÜM getirecek düzenlemeler yapılsa idi daha iyi olacağını söyleyebilirim. Örneğin ;

- MARMARA KIYILARINDA YENİ İSKELELE VE LİMANLAR yapımı,

- DENİZ OTOBÜSLERİ' nin ağırlıklı olduğu, yoğun bir deniz ulaşımı,

- İSKELE BAĞLANTILI YENİ YOLLAR inşa edilmesi,

- ŞEHİR İÇİNDE ÇİFT KATLI YOLLARIN yapılması,

- İSTANBUL'UN İKİ AYRI VİLAYET yapısına kavuşturulması gibi.

TÜKETİCİ HAKLARI

Tüketici haklarını koruyan bir yasamız var. Var ama, kaç kişi bu haklardan yararlanabiliyor? Bence çok az kişi .

Neden?

Çünkü yasadan yararlanmak uzun prosedürlere tabi. Uygulama pratik değil.

Satıcıya müracaat ettikten sonra, kaymakamlığa gideceksiniz, ilgili masaya bilgi vereceksiniz. daha sonra mahkemeye müracaat edeceksiniz,  iki-üç  sene sonra netice alacaksınız.

Oysa Kaymakamlıkta müracaat edilecek masa yetkilisi en fazla iki gün içinde sorunu çözebilse -lehte veya alahte - yasa uygulanabilirlik kazanır.

Örneğin ben bir yazıcı aldım. Arızalı çıktı. Satıcı firmaya gittim. Yazıcıyı getirin, üretici fabrikaya gönderelim, gelen rapora göre işlem yapalım dediler. Ne kadar beklerim? dedim. Yaklaşık on beş yırmi gün. Peki bana yazıcı lazım. Ne yapacağım?  Bekleyeceksiniz. Zira tamir edecekler. Falan filan.

Sıfır makine alıyorsunuz, yenisini vermiyorlar. Tamir edeceklermiş. Makinayı götürüp getirmek ayrı bir dert. Tüketici mahkemesine başvursanız üç sene sonra yazıcıyı kullanmaya başlayacaksınız. Tam bir komedi.

Bir komediyi de, geçen sene bir plaj terliği konusunda yaşadım. Hem de tanınmış bir marka. Piyasanın en pahalı markalarından. Terlik koku yapıyor. Yıkayın, temizleyin geçmiyor. Firmaya gönderdim. Hiçbir sorun yok, koku geçer dediler. İade ettiler. Terlik bir senedir ayakkabı dolabının dibinde iyileşmeyi bekliyor.:))

TAVUK ETİ

Kolesterolü düşük diye tavuk etini tercih ediyoruz. Gelin görün ki, bir seneden beri tavuk etlerinin zehir saçtığı söyleniyor. Çok kısa sürede tavukların palazlanması için hormon enjekte ediliyor ve piyasaya sürülüyor.

Gıda ile ilgili bir çok uzman, bas bas bağırıyor, çağırıyor. Tarım Bakanlığı'ndan çıt yok.

Eğer tavuk etleri sağlığa zararlı ise yasakla. Değilse sakınca yoktur diye halkımıza bildirimde bulun.

Anlaşılır gibi değil

Halim selim düşünceler dileğiyle.

PS. Aklıma takılanlara devam edeceğim. Onun için " DEVAMI VAR " demek istiyorum.