- Kategori
- Tıp
Kalbimiz neden solda, karaciğerimiz neden sağda?
İnsan anatomik olarak mükemmel bir mekanizmaya sahiptir. Fakat hala bilim adamları, “embriyonun gelişimi sırasında hangi organlarının sağda, hangilerinin solda yer alacağı nasıl belirleniyor?” sorusuna cevap bulamamışlardır.
İlginç değil mi, anne karnındaki embriyo başlangıçta metrik bir yapıya sahipken, daha sonra her şey farklılaşıyor. Aslında vücudumuzda her şey çok farklıdır. Kalp, dalak ve pankreas solda, safra kesesi ve karaciğer sağda. Hatta akciğer gibi çift organlar da sağ ile sol arasında morfolojik farklılıklar vardır. Sağ akciğer için üç lob ve sol için de iki lobdur.
Peki nasıl oluyor da, başlangıçta bütünüyle simetrik olan embriyo sağı soldan ayırıp organlarını yanlamasına dizebiliyor? Bu her insanda da aynı şekilde oluyor. Sanki önceden tasarlanmış gibi.
Her şey "düğüm" düzeyinde başlıyor. Bu düğüm, gastrülasyon olarak adlandırılan, embriyonun gelişiminin erken bir evresinde (2. hafta), ventral kutupta oluşan geçici, küçük bir çöküntü ile olşuyor. .
Bu aşamada, embriyo hala tam olarak simetriktir ve sırtın, karnın, başın ve ayakların neye dönüşeceğine karar verilmiştir. Bu düğüm, her biri birer kirpikle donanmış, son derece sıkışık 200 ila 300 hücreden oluşuyor. Başka bir deyişle, kirpik eğer embriyo yüzeyinden uzakta dikilmişse etkili bir harekete yol açıyor; düğümün hücrelerine sürtündüğünde ise, etkisiz bir hareket oluşturuyor. Sonuçta da, embriyonun soluna doğru, sağdakine kıyasla çok daha önemli bir akım oluşuyor. Peki tüm bunlar asimetriyi açıklıyor mu? Bu akımın organların yanlamasına sıralanmasını nasıl gerçekleştirdiği tam olarak bilinmediği için bu soruya kesin bir evet cevap verilemiyor.