Kanaryos dos Brezilyanos…

Fenerbahçe her zaman Brezilya kökenli oyuncuları tercih ediyor yabancı kontenjanı için. Bu yıl şu an için bile kendine ait olan Brezilyalı yoğunluğu rekorunu egale etmiş durumda. Bir tek farklı ülkeden yabancısı Guiza var. Onun da bu sezon Fenerbahçede kalıp kalmıyacağı belli değil. Eğer o da giderse yerine muhtemelen bir brezilyalı gelecek ki yabancıların tamamı bu ülkeden olacak.
Kanarya; Dos Santos ve Cristian’ın gelişiyle Avrupa’nın önemli takımları arasında en çok Brezilyalı’ya sahip kulübü haline geldi. Sekiz Sambacılı Fenerbahçe, Süper Lig ekipleri dahil olmak üzere 140 kulüp içerisinde Brezilya ekolünü en çok benimseyen takım konumunda.

Bu durum başta türkiye süper liginde üçyıl şampiyonluk hedefleyen Fenerbahçeye sorun çıkarır mı?

Fenerbahçe’nin, Brezilya ekolünü özümsemiş bir kulüp olması da büyük avantaj. Didi, Parreira, Zico gibi hocalarla çalışıp, şampiyonluklar yaşamış, önemli başarılara ulaşmış Fenerbahçe’de bu ekol onların döneminde hiç sırıtmadı.

Üstelik şimdi başında Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşamış, Brezilyalı oyuncularla çalışmasını seven, tatlı sert hoca Christoph Daum var.

Başta hoca olmak üzere bütün oyuncular önümüzdeki üç sezonun kendi kariyerleri adına bir atlama taşı, iyi bir fırsat olduğunu biliyorlar. Takımda bulunan, Emre Bölezoğlu, Özer Hurmacı, Mehmet topuz, Semih Şentürk, Gökhan Gönül gibi yerli isimlerin yabancı arkadaşlarını her an kulübeye gönderebilecek olması, bütün takımın performansını pozitif yönde etkileyecektir diye düşünüyorum.

Bence takımın en önemli ismi Alextir. Hocalar yıllardır oyunu onun üzerine kuruyorlar. Ancak orta alanın yetersizliği Alexin aşırı baskı yemesine, çoklukla etkisiz kalmasına sebep oluyordu. Bu sene bu sorun olmayacak gibi. Takım izlediğimiz kadarı ile iyi bir kamp devresi geçirdi. Kondüsyonu iyi. Brezilyadan yeni alınan oyuncularında hazır gelmesi Daum’un işini kolaylaştırırken, kıran kırana bir rekabetin olacağını gösteriyor.

Eğer Daum Türk ve Brezilyalı oyuncuları iyi harmanlıyabilirse hedeflenen başarılardan çok daha fazlası hiç de hayal değil.

Pazartesi, Temmuz 27, 2009