Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '09

 
Kategori
Öykü
 

Kapatmak ve bir daha hiç açmamak

Kapatmak ve bir daha hiç açmamak
 

"RESİM:ALINTI"


“ Çekmeceyi çarpma öyle.”

Bir ona, bir çekmeceye bakıyorum.

“ Çarpma çekmeceyi.”

“ Çarpmadım.” diyorum şaşkınlıkla. Günlerdir küsüz ve benimle konuştuğu cümle karşısında hayrete düşüyorum.

“ Hastayım, yorgunum ama yine de yemek hazırlamaya çalışıyorum.” diyorum anlamasını bekleyerek biraz da naz yapmak istiyorum. Nasıl da ihtiyacım var duyacağım bir tatlı söze, pişpişlenmeye.

“ Çarptın. Çarpınca öyle benim eşyalarımı canım yanıyor.”

“ Senin eşyaların demek.”diye düşünüyorum. Kaç gündür bastırmaya çalıştığım duygularım zıplıyıveriyor. Kaşık, çatal koyduğum çekmeceye bakıyorum sonra ona.

“ Öyle mi? “ diye soruyorum manalı manalı bakarak.

“ Evet.” diyor yüzü dönmüş bir şekilde.

“ Yansın canın diyorum.” içimden “Yansın, benim canım nasıl yanıyorsa seninki de öyle yansın.”

“ Peki, sen neden benim canımı yakıyorsun?”

“ Sana çarpma dedim. O kadar. Sus konuşma.”

İğrenerek bakıyorum suratına. Nevrim dönmüş.

“ Canın yanıyor öyle mi? Çekmeceyi sert kapattım diye. Bu çok komik. Alt tarafı bir çekmece. Kırılsa yerine yenisi yapılır. Ya ben… Bana yaptıkların…” derken sinirden titriyorum.

“ Bana bir şey olsa yerime yenisini koyabilecek misin? ”

“ Tabii. Senin yerine de yenisi konur.”

İnanmak zor bu cümleye ama duyuyor işte kulaklarım. Yumruklarımı hırsla sıkıyorum. Yüzüm allak bullak biliyorum. Nefretle bakıp gözlerinin içine arkamı dönüyorum. İçimden evde ne var, ne yoksa kırıp dökmek geliyor. Daha çok, daha çok acıtmak canını. Aynı benim acıyan canım gibi, daha çok. Ocağın altını kapatıyorum sonra da mutfağın ışığını. Gitsem ya şimdi çıkıp ama nereye.

Umarsızca oturma odasındaki kanepesine yerleşirken haberleri dinlemek üzere gözlerimden yaşlar iniyor ince ince. Umurunda değilim yine. Neden şaşırıyorum ki her zaman ki hali değil mi bugünde yaşadıklarım, yaşattıkları. Hızlıca geçiyorum odanın önünden. Kendimi yatak odasına atıyorum. Yorgun ve küskün bedenimi öylece bırakıyorum yatağın üzerine. Hıçkırıklarımı yine duymuyor. Bile bile yapıyor bunu. İsteyerek yakıyor canımı artık bunu çok iyi biliyorum. Yine de gelsin gözyaşlarımı kurulasın. Sarılsın sevgiyle, sarmalasın, gönlümü alsın, teskin etsin istiyorum. Gelmiyor tabii.

Doğruluyorum yatağın üzerinde. Kalkıyorum. Pencereyi açıyorum. Serin hava yüzüme çarpıyor. Yaşlarımı rüzgâr kurutuyor. Gelip gidiyorum düşüncelerimin çığlığında. İliklerime kadar ürperiyorum. Kapatıyorum pencereyi. Okumakta olduğum romanımı alıp uzanıyorum yatağın üzerine. En iyisi kafamı kemiren kurtçuklardan kurtulmak bir şekilde. Başka hayatlara çevirirken rotamı kendi yaşadıklarımın üzerini örtmek, unutmak kısa bir an için olsa da. Ona açılan tüm pencereleri kapatmak sonsuza kadar. Kapatmak ve bir daha hiç açmamak.

01.04.2009

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..