Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Kapılarında kilit olmayan memleket... cide..

13. Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali’ni izlemek için İstanbul’dan yola çıktığımızda bu sözlerin de izini sürmeye karar vermiştik. Öyle ya herkesin memleketi kendine göre özeldir; güzeldir. Peki Rıfat Ilgaz’ın Cide’sini özel kılan neydi? Bu merakla düştük yollara…
“Cide… Doğduğum eşsiz benzersiz memleket… Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş! ”
13. Rıfat Ilgaz Sarı Yazma Kültür ve Sanat Festivali’ni izlemek için İstanbul’dan yola çıktığımızda bu sözlerin de izini sürmeye karar vermiştik. Öyle ya herkesin memleketi kendine göre özeldir; güzeldir. Peki Rıfat Ilgaz’ın Cide’sini özel kılan neydi? Bu merakla düştük yollara…
Sabahın ilk ışıklarıyla Cide yolunda tanık olduğumuz manzaralar adeta bir tablonun içindeymişiz hissi uyandırdı bizde. Gün ışığıyla gözümüze dolan o mavi, o yeşil, o mis kokulu orman ve denizlerin düşürdüğü hayret ile dalınıp gidilen yerlerden yüreğimize yerleşen ince bir türkü gibi kulağımızdaydı Cide’nin ezgisi. Cide’ye vardığımızda ise bu manzaraya hırçın dalgalarıyla Karadeniz de dahildi artık. Kuşkusuz bu coşkun deniz, tüm yol yorgunluğumuza rağmen hepimizde bir an önce dalgalarla kucaklaşma; yeşil ve sarı çehresiyle tüm ilçeyi keşfetme isteği uyandırdı.
Tesadüf o ki geldiğimiz gün Cide’nin halk pazarıydı. Cide halkının yabancı olduğumuzu hemen anlayarak bizi tüm içtenlikleriyle selamlaması ve yoğun ilgisi karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik. Pazarın her köşesinde, Cide’yle özdeşleşen ve festivale de adını veren sarı yazmalar efil efil esen rüzgarla tezgahlarda salınıyordu. Merakla sorduk bu sıcak insanlara Sarı Yazma’nın hikayesini..
Tezgah başındaki Cide’li kadınlar, aslında bölgede yetişen barut çiçeğinden rengini alan sarı yazmanın, folklorik bir öğe olarak sembolleşmesine vurgu yaptılar. İlginç olan, kadınların sarı yazmanın yörede bu denli öne çıkmasında Rıfat Ilgaz’ın SarıYazma adlı romanının büyük etkisi olduğunu da büyük bir sahiplenmeyle paylaşmalarıydı. Aklımıza hemen yeni bir soru daha geldi: Rıfat Ilgaz’ın bu ilçede verdiği devrimci mücadeleye karşılık yaşadığı acılar ve onu yaşarken sahiplenmeyen Cide halkı, ne değişmişti de onu ve Sarı Yazma’sını övünçle sahiplenir olmuştu? Aldığımız cevap bizi hiç şaşırtmadı. Dönemin koşulları gereği ülke genelinde olduğu gibi Cide’de de halk, sistem baskısına maruz bırakılmış ve korkutulmuştu. Aslında onu anlayan, anlamaya çalışan, sahiplenen insanlar maruz bırakıldıkları bu çaresizliği anlatırken hala aynı buruk ve mahçup ifadeyi taşıyorlardı. Öyle ki Rıfat Ilgaz’ın, kendi onurlu yaşamı ve mücadelesiyle, farklı siyasal gelenekten gelen insanları bile ortak bir noktada buluşturduğunu ifade etmekten kaçınmadılar. Biz de festival alanına gitmek üzere sarı yazmalarımızı alarak pazardan ayrıldık.

Sarı Yazmalı
Ya dertlisin, ya sevdalı yurdum kadını
Eşsiz kalmış keklik misin?
Uçamazsın, sekemezsin.
Alan almış, satan satmış
Beşik kertmesi başın bağlı
Başını alıp gidemezsin!
Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Başlık mıdır, harçlık mıdır babana!
Değerini biçen biçmiş
Kız evlâtsın, eğeceksin boynunu
Şerbetini içen içmiş
Davul zurna gideceksin yabana!
Gelin değil yoz tarlada ırgatsın,
Kadın değil, ana değil, kul köle.
Kargacaklım, aybasanlım, malyaslım,
Babandan mı miras sana bu çile?
Bir çile ki soydan soya,
Bir acı ki anadan kıza.
Yari gider gurbet ele bekle, dur.
Kiminin künyesi Kore´den gelir,
Kiminin mektubu Almanya´dan,
Kuşun kanadında gelir, okunur.
Bir gece yarısı çalınır kapın
Alıp götürürler erkeğini,
Kaçak mıdır, kaçakçı mı bilmezsin,
Yüreğine kızgın hançer sokulur.

Uyku girmez kalan yaşlı gözüne
Gökte misin, yerde misin
Bekleyişin ezgi olur, açılır,
Türkü olur yaprak yaprak dökülür:
´Pencerelerde perde misin?´

Kara kışta limon fidesi gibi
Isıtırsın yetimini koynunda.
Boynu bükük büyütürsün yavrunu.
Avucu kınalı, özü sürmeli,
Tabanı nasırlı, eli kazmalı,
Kara toprak ellerinde un ufak yurdum kadını
Ellerinde bir tek tohum
Dolu dolu, sarı sarı bir başak!
Al paçalıklı sırtı küfeli,
Başı çifte çifte sarı yazmalı
Siler gibi alın terini çevrene
Bu kara yazıyı alnından silip
Kendi öz yazını, kendin yazmalı!

Rıfat Ilgaz

Her zamanki ritüelleriyle başlayan festivalde yer alan devlet erkanı, ağız birliği etmişçesine Rıfat Ilgaz’a iade-i itibar söylemlerinde bulunarak; farkında olmadan pazarda sohbet ettiğimiz halkın anlattıklarını doğruluyorlardı. Kastamonu Valisi Nurullah Çakır, yaptığı konuşmayı “Rıfat Ilgaz ve onun gibiler zaten yüceydiler. Biz onları yaşatarak asıl kendimizi yüceltiyoruz.” sözleriyle tamamladı.
Cide Kaymakamı Mustafa Ayhan ise öncelikle Rıfat Ilgaz’ın naaşının bir an önce Cide’ye taşınması isteklerine, ayrıca bu ilçenin daha çok Rıfat Ilgazlar yetiştirmesi gerektiğine vurgu yaparak, gelecek yıl festival kapsamında “Rıfat Ilgaz Çocuk Öykü Yarışması” düzenlenmesi önerisinde bulundu. Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz da gelecek yıldan itibaren Karadeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerin de katılımıyla festival kapsamında “Uluslararası Rıfat Ilgaz Film Yarışması” düzenlemek istediklerini vurguladı.
Rıfat Ilgaz kitaplığı açıldı
Festival kapsamında çeşitli paneller, konserler ve halk oyunları gösterimi yer aldı. Denizcilik Haftası dolayısıyla Deniz Şenlikleri de festival kapsamına alınarak çeşitli gösteriler yapıldı. Cide Belediyesi’nin katkılarıyla restore edilen Rıfat Ilgaz Evi’nde Rıfat Ilgaz Kitaplığı’nın da açılışı yapıldı. Cide Kaymakamı, Cide Belediye Başkanı ve Yardımcısı, Kastamonu Üniversitesi Rektörü ve Aydın Ilgaz, kitaplığa sembolik olarak birer kitap armağan ettiler. Kitaplığa halk ve özellikle çocuklar yoğun ilgi gösterdiler. Evdeki bir kitaplık da CUMOK üyeleri tarafından kuruldu. Cumhuriyet Gazetesi de kitaplığa ayrıca kitap yardımında bulundu.
Rıfat Ilgaz’ın yatağı, çalışma masası, saati ve giysilerinin de sergilendiği evde çocuklarla Rıfat Ilgaz hakkında sohbet ettik. Beklenenin aksine çocuklar, adeta birer yetişkin gibi Rıfat Ilgaz’ı çok sevdiklerini; düşüncelerinden ve eserlerinden dolayı yargılanmasına anlam veremediklerini; bugün kendilerinin de “Rıfat Amcaları” gibi düşündüklerini ve onun yolunda ilerleyeceklerini söylediler. Armağan olarak öğretmenlerinin Rıfat Ilgaz’ın “Çocuklarım” adlı şiirinden bestelediği şarkıyı seslendirdiler.
Bu yıl ilk kez festivalin son günü doğa yürüyüşüne ayrıldı. Yürüyüşte Dağlıca Kuylucağı, Valla Kanyonu, Kılıçlar Mağarası ve Çamdibi Köyü gezildi. Köy halkı yöresel ikramlarında oldukça cömert davrandılar.
Festival boyunca yaşadığımız tüm güzellikler Cide’ye daha çok yolumuzun düşeceğini düşündürdü bizlere…

 
Toplam blog
: 16
: 845
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Yaşamı, doğayı ve insanları seviyorum... Hayat Televizyonu'nda program yapımcısı olarak çalışıyorum...