Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '10

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kapitalizm veya Komünizm

Kapitalizm veya Komünizm
 

Bir zamanlar soğuk savaşın anti komünizm propagandalarında ki söylemler son yıllarda gerçek olarak halka yaşatılmaya başlandı.

Bu realite ülkemizde de muhafazakar siyaset çevreleri eliyle. Bu genel deyimle dünya siyaseti açısından sağ gösterip sol vurmaktır. Bu sol vuruş, halkın sosyal ihtiyaçları değil, sömürü yumruğu olarak. (kara propagandayı yeşil renk arkasında reel yaşamda uyguluyorlar)

Şimdi anlıyoruz ki komünizmi karalamak için söylenen yaşam tarzları kapitalizm tarafından dayatılmaktadır. Yani kapitalizm soğuk savaş yıllarında yaptığı doğu bloku devletlerindeki yaşam tarzı diye, fısıltı propagandası ile yaygara yaptığı durumu kendisi karnında taşımış olduğunu göstermektedir.

Ne deniyor du?

Herkes öyle tek evlerde oturmayacak, bahçeli doğal yaşam içinde değil. Herkesin bir kapıdan girip, bir bina içinde oturduklarını, birbirlerini tanımayıp kimin girip çıktığı belli değilmiş derlerdi.

Halk kendi işinde değil herkes proleter, herkes devletin iş yerlerinde çalışmak zorunda olacakmış derlerdi. Özel mülkiyet yok herşey devletin derlerdi.

Şimdi bakıyoruz ki bu anlatılan komünizmi yaşamaya başlamışız. Devletin yerini kapitalist patronlar almış. Halk kakikaten işinden gücünden olmuş. esnaf hatta bakkallar dahi iflas edip kapitalizmin işyerlerinde işçi olmak zorunda bırakılmaktadır.

Keşke çalışacak işyeri olsa! Halka ait küçük özel işyeri mülkiyeti elinde tutana bravo!

Aileler müstakil evlerde yaşamak için zamanında kentleşme planları yapılmdığından oluşan gecekondular, "Kentsel Dönüşüm Projeleri" adı altında yıkılarak burada mukim halk sıkıştırılmış bloklarda istif edilerek rant kazanan arsaları kapitalizmin araçlarına aktarılmaktadır.

Bu kapitalizm veya komüniz mi savunmak değil ancak tespit yapmak hakkımız. Bakın şimdi, sosyalizm de kar veya gelir devlet hazinesine aktarılır, eğer liberal-demokratik sosyalizm se bu artı değerler tekrar halka sosyal hizmetler ve altyapı olarak geri döner.

Ama şöyle bir bakın şimdi, kapitalist işveren ne yapıyor:

Kar marjını maksimum yapmak için ücretleri alabildiğine azaltıyor, bunu yapmak için örgütlenmeyi önleyip sendikacılığı devredışı bırakacak düzen kuruyor. Kazandığı karları halka yansıtmak değil, yurt dışına taransfer ediyor.

Bu kapitalist gurubların aralarında rekabet olmasa perakende AVM'lerde fiyatlar çok daha acımasız olur.

Genel hukukda, kazanılmış haklar kişinin özlük hakları olarak korunur. Evrensel hak ve hukuk böyle olduğu gibi bu haklar özel mülk gibi kutsaldır.

Ama işte bugün altı sendikal örgüt kazanılmış hakların gasp edilmesini protesto için bugün yollara düştü şubat soğuklarında iş bırakmak zorunda kaldı.

Beğendiniz mi şimdi liberal kapitaliz mi. Yağmurdan kaçın derken, doluya yakalattılar. " Bırakın yapsınlar bırakın geçsinler" (Laisez faire laissez passer) Eskiden karma ekonomiyken (kapitalist-halk dengesi), oldu karmakarışık ekonomi (halk için)

Kapitalizm veya komünizm ne fark eder, önemli olan halka (Ücretliye, işçiye, emeğiyle geçinene, fakir fukaraya) yansıyan tarafı. Bu daha mı kötü yoksa, çünkü faşizm kokuyor.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=62263

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..