Karanlığın Devi "Suaygırı"

Suaygırı, filden sonra, yaşayan en ağır kara hayvanıdır!..


Eskiden suaygırları Sahra ve Kuzey Afrika hariç, Afrika kıtasının tamamında yaşarlardı... 10 ilâ 30 bireyden meydana gelen gruplar halinde yaşamlarını sürdüren bu sosyal hayvanlar, artık yalnızca Doğu Afrika'daki Nil Nehri vadisinde bulunuyorlar...


Suaygırının yaşam alanını, sık sazlıkların bulunduğu derin sular ve otlaklar oluşturur. Ağırlığı 3 ton ile 4.5 ton arasında değişen suaygırının boyu da 4-5 metre civarındadır...


Suaygırının açık veya koyu kahverengi olan teninde morumsu lekeler göze çarpar... Bu renge sebep olan şey hayvanın vücudunun ürettiği ve güneşten korunmasını sağlayan kırmızı bir maddedir...


Gözleri ve burun delikleri sualtında görmesine ve nefes almasına yarayacak biçimde çıkıntılıdır...


Suaygırının, günün büyük bölümünde ıslak olarak kalması gereken eşsiz bir derisi vardır. Ter bezleri bulunmadığı için uzun süre sudan uzak kalması, aşırı su kaybına sebep olabilir. İşte bu yüzden günün büyük bir bölümünü suyun içerisinde uyuyarak geçirirler...


Güneşin batışıyla beraber sudan çıkan suaygırları, yiyecek aramaya başlarlar. Bu dev memeli hayvan, çoğunlukla yapraklarla beslenen bir otçuldur. Lâkin, çok nadir olsa da etle de beslenir...


Kimi zaman yiyecek bulmak için, yaşadığı nehrin kıyısından 3 kilometre içerilere kadar gidebilirler. Ayrıca yiyecek aramak için yaklaşık 6 saat boyunca, 33 kilometre yol katedebilirler...


Suaygırları, bu dev cüsselerine rağmen gecede yalnızca 40 kilogram ot yerler.