Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '13

 
Kategori
Siyaset
 

KARAR GÜNÜNDE...

KARAR GÜNÜNDE...
 

Siz bu yazıyı okuduğunuz sırada, her hangi bir aksilik olmaz ve mahkeme de açıklayabilirse, "Ergenekon davası" olarak bildiğimiz davada kararlar verilmiş olacak.
 
Elbette "Kararlar" önemli. İnsanların gelecekleri için "Karar" veriliyor. Belki gelecekleri, verilecek kararlar ile karatılacak. Kaldı ki bu mahkemeden çıkacak kararların "Adil" olmayacağı, en yaygın düşünce, ya da en az yüzde 50'nin düşüncesi...
 
Yargıtay aşamasındaki "Balyoz" diye bilinen davanın delillerinin ne denli tıutarsız olduğu her gün ortaya çıkarken.
 
Bugün, ortalıkta uçuşan bir habere göre, gerek İstanbul'da gerekse "Ünlülerin" ünlü tatil yöresi Çeşme'de bir çok sanatçı "Uyuşturucu" ile ilişkilendirilerek gözaltına alındılar.
 
Bu kadar adamın, bir günde gözaltına alınmış olması, ayrıca manidar...
 
Bütün bunları geçelim...
 
Neden geçelim biliyor musunuz?
 
Demokrasi ile birlikte dikta rejimini iç içe yaşayan, yaşatabilen dünyadaki tek ülke olduğumuz için, bu durumu kabullenebiliyoruz.
 
Bakın...
 
Mevcut Anayasa'mızın ilgili maddesini okuyalım.
 
"V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE 23- Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
 
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
 
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
 
Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.
 
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz."
 
Neymiş?
 
"Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir" miş.
 
Lakin bu hürriyetimizi üç nedenle sınırlayabilirlermiş. 
 
Birincisi, düzenli kentleşmeyi sağlamak için. Yani bir gün gelir "İstanbul'a yerleşemezsin kardeşim" denilebilir. Her ne kadar kamu malları talan ediliyorsa da, yandaş için yasak olmaktan çıkarken, vatandaş için yasak olabilir...
 
İkincisi; "...suç işlenmesini önlemek..." amacıyla sınırlandırılabilirmiş... Yani Silivri'ye gidip orada suç işleyeceğiniz açıkça ortada olduğundan(!), her ne kadar "Kanunla" sınırlandırılabilirse de, o kanunun ne olduğunu ancak vali bildiğinden, Silivri'ye gidip de suç işlemenize engel olmak için, gidişiniz engellenir.
 
Hem bir taraftan "Demokrasi" diyerek milletin gözünü boyayacaksın, öteki taraftan Anayasa'nın arkasını dolaşarak bin türlü yasağı getirip gözümüze dayayacaksın.
 
Hem de Anayasa'nın 13. Maddesinde "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
 
Denildiği halde...
 
İşte biz, toplum olarak "Demokrasi" ve  "Dikta" rejimini bir arada yaşamak ve yaşatmak bakımından örnek ve öncü bir ülkeyiz.
 
DİP NOT: Yazım bittikten sonra, Silivri'de kararların açıklandığını görüyorum. O konuda hiç bir yorum yapmayacağım. Yorum ve takdiri milletin yüzde 100'üne bırakıyorum.
 
06 AGUSTOS 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..