Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '09

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Kask deyip geçmeyiniz. Onun sayesinde şimdi hayattayım.

Kask deyip geçmeyiniz. Onun sayesinde şimdi hayattayım.
 

Hayat kurtaran nesne.


Dün yazmış olduğum “Şampiyonlar geçidi. 26’ncı sezon” bloğum son bloğum olabilirdi. Sizi telaşlandırmak istemem. Her bir sevginin ağır bir faturası vardır elbet. Ancak gerekli önlemler alındıktan sonra mesele ortadan kalkmış oluyor.

Sizlere devamlı bisiklet konusu hakkında bilgiler vermeyi kendimi görev bildim. Bisikletin insan sağlığı açısında faydalarını filan. Bu yazılarımı okuyanlar arasında elbette az çokta olsa bisiklet alan ve kullananlar da vardır. Özelikle benim bisiklet tutkunu olduğumu bilen MB Blog arkadaşlar bilirler. Ben her gittiğim yerlere bisikletimle giderim.

Dünde öyle oldu. Yolum kısa da olsa gideceğim yere bisikletimle gitmeyi ve vakit kazanmayı düşünerek bisikletimin pedalına bastım. Malum dün arife idi ve alışveriş için insanlar da arabalarıyla yollardaydılar. İzmir İnönü Caddesinde Üçyol istikametine gidip oradan U dönüsü yapacak ve sağa kıvrılıp İzmirlilerin o mevkide “beton yol” dedikleri yola girecektim. Ama ne var ki Üçyol’a gelmeden önce bir kamyon tarafından çarpıldık. Allah’a çok şükür hiçbir şey olmadan ayağa kalktığımda yanıma üşüşen trafik polisleri ve vatandaşlar tarafından bana yardım ettiklerini gördüm. Neye uğradığımı şaşırmıştım. O an çok iyiydim ve hiçbir tarafımda ağrımıyordu. Buna karşılık bir önlem için bile olsa benim için Ambulans bile geldi. TC Kimlik numaramı doğru söyleyecek kadar da şuurum yerindeydi çok şükürler olsun.

Kafama yere vurduğumu sonradan basıma taktığım kaskımı kontrol ettiğimde anladım. Kenardan çatlama olmuştu. Kaskı yeni değiştirmiştim ve darbelere karşı darbeyi sıfıra indiren kasktı. Daha önce kullandığım kask bu özelliğe sahip değildi. Parasını daha henüz ödememiştim.

Bir yerde kask hayatımı kurtarmıştı.

Zararım bir yeni kaskla birlikte çarpma neticesinde bir dış lastik ve iç lastik oldu. Arka jant bile çarpma darbesine karşın hiçbir eğilme olmamıştı. Eğer o kask olmasaydı fatura ağır olabilirdi.

Yukarda dediğim gibi her sevginin bile ağır faturası elbette olacak. Derler ya “gülü seven dikenine katlanır.” O misal işte. Malum hiçbir şeyin garantisi yok ve birkaç dakika sonra olacaklarında habersiz bu dünya da yaşamaktayız.

100 metre ileriye gitsem bile mutlaka kask kullanırım ve bunu bir alışkanlık hale getirmişim.

İşte neticesi.

Yolda giderken bile gördüğüm bisikletlilere kaskın önemimi dilim döndüğünce anlatıyorum. Sizlerde bisiklete binenlere mutlaka kask takmaları için uyarıda bulunabilirsiniz.

Yoldan gelirken beni kara gözlüklerim ve kaskımla yanına yaklaştığımı görenler sanki uzaydan geldiğimi sanırlar ve hatta dalga geçenler bile olmuştur.

Onlara kınamıyor ve cahilliklerine bırakıyorum.

Son sözüm nerede olursa olsun eğer bisiklet kullanıyorsanız bisiklete binmeden önce kaskınızı takınız. Ne kadar da tecrübeli de olsanız bana bir şey olmaz demeyiniz. Sonunda iki tekerliğe biniyorsunuz. Yere düşerken başınızı çarpmayı önleyemezsizsiniz ve bunun hiçbir garantisi de yoktur. Düşmemde demeyin profesyonel bisikletçiler bile düşüyorlar. Bisiklete binmeye başlarken benim gibi bisiklete binen ağabeyim bana demişti ki. “Kolunu, bacağını ve omurgalarını kırabilirsin. Bunun her tür tedavisi mümkün. Ama kafatasını kırdın mı arkandan her kişi niyetine “Fatiha” okuyanlar olur. Böylece sevenlerini de üzersin” Doğru söylemiş.

Bisiklete biniyorum.

Sevenlerim de var. Hele MB çatsı altında.

Severim var diye bisiklete de binmeyeyim mi?

Bisiklete binmeye devam. Ama kasksız değil. Kaskımla.

Sevgi ile sizleri kucaklıyor ve sizleri de çok sevdiğimi dile getirmek istiyorum.

Bayramınız da kutlu olsu dostlarım.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..