Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '10

 
Kategori
Deneme
 

Kaybolmak...

Kaybolmak...
 

Yaşarken, söylemesi kolay gelen ne çok eylemin aslında "dilde kolay" olduğunu farketmedik mi? Başkalarının hayatlarından çalıp, sohbet masalarına "dedikodu"muz yaptığımız şeyler bir gün başımıza gelince; tek nefeste "ben olsam..." diye başlayarak kurduğumuz cümleleri unutup, "ben şimdi ne yapıcam?" diye çökmedik mi kapı diplerine, koltuk sertliklerine? Onların uykularını kaçıran sorunların benzerlerinde boğulmadık mı hiç, karşımıza alıp nasihat vereli daha haftasını doldurmamışken?

Bencil yaşadık hepbirlikte... hayatımızdan örnekler verirken, başkalarının "tecrübe" diye topladıklarını görmezden gelip, hep "ben olsam..." dedik, "en yaşayan" bizmişcesine. Hep verecek aklımız vardı başkalarına da, kendimize ilacımızı, bilmediğimizin bir sokağın hiç bilmediğimiz bi hanesinde meze yaptık çekirdek-kolalara. Kolay geldi eleştirmek, çünkü "kaçabilme lüksü"müz vardı elimizde bilet... Aslında tek anının türevlerini yaşarken kaybolduk birbirimizin patronluğunda. "Hep hata mı yapar bir insan"lardan biri olduk, "akılsız bu" dediklerimizin dedikodularında. Kendi yapamadıklarımızı yapamayanları eleştirdik, ruhsuzlaştık, saldırganlaştık zamanın ayrıntılarında.

Birini sevmedik mi sevmedik mesela, ama birini sevdik mi de çok sevdik, daha bir sokak önce; sonra hiç bilmediğimiz bir yerden girdik, aynı bizim kafamızdan biri de bizi "sevmedi mi sevmedi"... Ama biz ona, kendimize tanıdığımız müdafa hakkını esgeçerek, "önyargılı" dedik. Demedik mi?? Ve o gece de öyle rahat uyuduk ki! Sağ olsun, bunun derdini yandığımız ve "dost" dediğimiz adamlar da korkularından dönüp de "e sen de öyle değil misin aslında?" diye sormayınca, biz tüm gece bol keseden salladık tabi... Aslında biz hep benzerlerimizden nefret ettik en çok, ve aslında biz hep en benzemeyenlerimize verdik tüm kredilerimizi.

Ya da mesela, "insan hata yapar, önemli olan affetmektir" cümlesin eskiyene kadar kullandık da, en yakınımızı tek hatasında ipe götürmedik mi; sonra da gönül rahatlığıyla "ama ben ona, 'bunu asla affedemem' demiştim" demedik mi gerile gerile? İyi de, aynı sen bana, daha geçenlerde hatta, "affetmek zor iştir, herkes arkasını dönmeyi seçer ama aslolan yapılanı silebilmektir" dedin, sonra da ilk hatamda beni sildin...

Kaybolduk... Unuttunca teoride hangi cümlelerle kendimizi tarif ettiğimizi, sonradan pratikte "saçmaladı"lardan olduk tabi... Doğrulardan bahsettik hep, ama gerçeklerimizi yaşadık... Zaten biri gelip de "sen böyle dememiş miydin?" diye sorar belki düşüncesiyle bahanelerimizi bile yanımızdan ayırmadık: "ama benim durumumla onunki bir mi?" :) Bir değil evet, senin durumunla onunki bir değil, çünkü o lanet kamera senin elinde...

08.10.2010 saat 02:30 suları...

 
Toplam blog
: 57
: 877
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

1985 doğumluyum ve geçmişte yaptığım işlerle ilgili her bilgiyi önceki adımlarda sizlerle paylaşt..