Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '07

 
Kategori
Felsefe
 

Kayıp etme umutlarını!!!

Kayıp etme umutlarını!!!
 

Güzel bir sabaha başladığını varsay yine bugün. Hatta var sayma, gerçekten güzel bir sabah olmuş senin için.

Sabahın seherinde, odandan içeri süzülen parlak güneş ışığına inat edercesine yummak istiyor yorgun bedenin gözlerini, ama göz kapaklarında uymuş güneşin içeriye yaydığı pırıltılara, göz kapaklarında inat ediyor uyumak isteyen bedenine…

Anlaşılan vakti gelmiş bugüne başlamanın.

Ne çalan saat seni uyandırdı bugün, ne de yerine getirmen gereken sorumlulukların var bu sabah.

Güneş uyandırdı seni, pırıl pırıl aydınlığı ile gökyüzünün berrak maviliği açtı bu sabah gözlerini. Hadi uyum sağla onların keyfine.

Sende bütün kaslarını uykunun yorgunluğunu atmak istercesine gerinerek aç bakalım yataktan kalkmadan….

Hımm… İyi geldi sanırım.

Bu sabah farklı bir sabah oldu, her zamankinden erken, her zamankinden parlak ve berrak, bugün güzel başladı galiba???

İyice bir rahatlamış hissettin kendini ve doğruldun yatağında.

Her şey hala güzel seyir ediyor.

Attın ayaklarını yatağından yere !!!

Gözlerin kaydı biran yerdeki halıya, sonra duvardaki saate, baş ucundaki abajura, masandaki kitaba…

Hayııırrr, ama şimdi değişti bir şeyler, az önce bir taraf ettiğim sıkıntılarımı anımsar oldum. Hani bu sabah farklıydı? Ben hala aynı yerde, aynı odada, aynı sıkıntılarla mı başlıyorum bugüne de ??

Tekrar çevirip baksam gökyüzün berrak yüzü aydınlatır mı içimi ?? Aa!!Galiba işe yaradı hadi ama yok artık sıkıntıları anımsamak….

Yavaş yavaş çıkarken odadan birde ilişi verdi gözüme aynadaki yansımam…

Ee görüntümün de değişmesini beklemiyorum heralde gün aydınlık başladı diye:)

Neyse, nerde berrak gökyüzüm sana tekrar bakmam lazım.

Hadi şimdi bir ılık duş alalım bu güzel ve erken başladığımız günün sıkıntılarını duşla iyice çıkaralım bedenimizden…

Oh be!!! İyi geldi sanırım…

Tekrar döndüğünde odana, topla yatağını, vakit var ama daha ev halkının uyanmasına, onlar kalkana kadar uzan bari yatağına ve bu güzel sabahın ferahlığını yaşa yüreğinin en ücra köşelerinde….

Hımm…. Of offf!!!

Olmadı işte yine olmadı…

Hani bu sabah farklıydı?

Hani bu sabah berraktı?

Hani güneş daha parlaktı?

Gökyüzü masmavi sonsuzunda savuruyordu hayalleri?

Hani ılık duşta bırakmıştık sıkıntıları???

???

Neden yine benimleler şu an???

Neden bırakmıyorlar ki yakamı???

Neden hep baş köşesinde olmaya çabalıyorlar ruhumun???

Ben mi karamsar olmaya başladım yoksa onlar mı çok benimsemeye başladılar beni???

Ne alıp veremiyorlar benden ??

Niye artık rahat bırakmıyorlar bizi???

Niye bizi bize bırakmıyorlar???

Ben ve güzel olan her şeyde bir uyum sağlarız bıraksalar yakımız aslında…

Ben sadece güzelliklerini yaşamak istiyorum hayatın, neden bağlandılar bana bu kadar???

Oysa ben çok iyi taşıdığımı da zannetmiyorum ki bu kadar sıkıntıyı???

Neden çok sevdiler beni?

Neden bana bırakmıyorlar beni???

‘’UMUT ‘’ mu dedi birisi?? Hııı!!!

Hey orda birisi mi var???

Kalbim isyan ediyor galiba bana, o bile ses verir oldu artık.Kalbim bile ‘’YETERRRR….’’ çığlıkları ile inletiyor ruhumu, odamı ve hatta dünyamı…

Beni duymuyorsunuz madem ona ses verin ne olur???

‘’UMUT’’ larım duyuyor musunuz beni?? Benim çığlıklarımı duymazlığa geliyorsunuz yüreğimi işitin bari…

Benimde yüreğime de yer edinin artık.

Herkesin bel bağladığı UMUT’ lar benimde yüreğimde yer var size, bana da uğrayın ne olur…

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..