Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '13

 
Kategori
Sinema
 

Kelebek (Papillon)

KELEBEK (PAPILLON) VE  STEVE MCQUEEN ve DUSTIN HOFFMAN

1973  Amerikan yapımı olan film,  Henri Charriere’nin karısını değil bir pezevengi öldürdüğü iddiasıyla yargılandığı mahkum edildiği gerçek hayat hikayesini anlattığı   kitabından uyarlanmıştır.  Haksız yere mahkum edilen  Papillon ve mahkum gemisinde tanıştığı arkadaşı banker Dega’nın hikayesini anlatılır.  Filmin adı   eserin orijinal Fransızca ismine sadık kalınarak “Papillon” olarak kalmıştır. Yönetmenliğini Franklin J. Schaffner’in, Senaryosunu Lorenzo Semple Jr. ‘un ve müziğini Jerry Goldsmith’e yaptığı filmin başrollerinde  Steve Mcqueen, Dustin Hoffman vardır.  

Suçsuz olduğu halde mahkûm edilen Papillon ve mahkûm gemisinde tanıştığı arkadaşı banker Dega, Fransız Guyanası'na gönderilmişlerdir. Kaçması imkansız olan bu adada mahkumlar çok kötü şartlarda çalıştırılmaktadır. Bazı mahkumlar şartlara dayanamayarak ölmekte yada intihar etmektedir. Papillon, daha mahkum gemisinde iken kaçmayı kafasına koymuştur. Planlar kendinde para kalpazanlığı ile ünlü Dega’dadır. Aralarında bir antlaşma yaparlar. Papillon Dega’yı koruyacak, Dega ise onun kaçışını finanse edecektir. Dega kaçmayı düşünmez çünkü, karısının avukat yardımı ile kendisini kurtaracağına inanır. Papillon, kendini kaçıracak kişilerle anlaşma yapar fakat, işler istediği gibi gitmez. Dega’yı döven bir çavuşa vurduğu için kaçış yerine bir hafta erken gitmiş olur. Anlaşma yapan kişilerin kötü niyetiyle tekrar teslim edilir. 2 yıl boyunca hücre hapsine mahkum edilir. Şartlar çok ağırdır. Hücre hapsinde iken kendine yardım edenleri ele vermez. Revirde yatarak güç toplar ve tekrar kaçış planları yapar. Bu sefer Dega’yı da götürmek ister, karısı hapiste olsa idi kendinin çabasını sorar ve karısının aynı çabayı göstermediğine işaret eder ancak Dega yine de gitmek istemez. Fakat kaçacakları gün aksilikler olur ve Dega da bunlara katılır. Yerlilerin bulunduğu bir adaya düşer. Tam işler düzeliyor derken, bir rahibe oldukça düz bir mantıkla suçsuz isen Tanrı seni görür yoksa seni affetsin der yetkililere teslim eder. Durum daha da kötü olur. Bu sefer tam 5 yıl hücre hapsine çarptırılır. Hapisten sonra kaçış arkadaşlarından birinin daha günü dolmuştur ancak avluda ölür. Papillon’un adresi artık tek kaçış yolunun bulunduğu onun da ölüm olduğu Şeytan Ada’sıdır. Burada akıl sağlığını yitirmiş olan Dega’ya rastlar. Papillon, haksızlığa uğrayan mahkumlar gibi hala özgürlüğün peşindedir. Okyanus suyunun akıntısından yola çıkarak denemelerle kaçış planı yapar. Papillon  25 yaşında mahkûm olmuş, 38'inde kaçmış, 67'sine kadar özgürce yaşamıştır.

Filmin konusu çok çarpıcıdır. Haksızlıkla mahkum edilmiş bir hükümlünün özgürlüğünün peşinde olmasıdır asıl mesele. Ancak bu o kadar da kolay değildir. Sistem acımasızlık üzerine kurulmuştur. Ahlaksızlık ve para doğru orantılıdır.  Rahibelerin idealist yaklaşımı bile insanı tiksindirir durumdadır. 

Amerikan sinemasının 60’lı ve 70’li yıllardaki yıldızları Steve Mcqueen, Robert Redford ve Paul Newman gibi isimlerin oyunculukları eserlere başka bir tat vermiştir. Çok erken kaybedilen Steve Mcqueen’in oyunculuğundaki başarı takdire şayandır. Dustin Hoffman’ın tam da ünlü bir kalpazan rolüne yakışan hareketleri, akıl sağlığını yitirmiş umutsuz bir kocanın durumunu verir fiziksel duruşu, karısı mı avukatla evlendi yada avukat mı karısıyla evlendi gibi sorulara dahi takılan mantık bozukluğunu muhteşem oynamış. Kişilerin hem yaş olarak ilerlemesi hem de durumlarındaki bozukluklardan dolayı oluşan değişiklikleri çok iyi makyajla verilmiştir. Filmin başrol oyuncusu Steve Mcqueen’ den etkilendiğim kadar filmin müziği de beni çok etkiledi. Görüntüler olmasa sanki yine de böyle bir ayrılış, böyle bir umutsuzluk yada böyle bir imkansızlığın yarattığı durumu hayal edebilirsiniz.

Muhteşem bir film olmuş demekten ve bir kez daha seyretmekten başka çare yok.

Fatime Velioğlu

 
Toplam blog
: 16
: 1110
Kayıt tarihi
: 30.09.10
 
 

Yalan Dünya ..