- Kategori
- Siyaset
Kemalizm'in terakkiye bakışı
“Kemalizm terakkiye manidir.”
Bu sözü söyleyen, hatta kitaplaştırıp topluma sunan kişinin adı Hakan Albayrak…
Kendisi, Milli Gazete ve Yeni Şafak’ta yazarlık yapmış, zamanında “bugünün sözde ulusalcısı” Nihat Genç ile birlikte “Çete” adlı bir dergi çıkarmış, 2003 yılında “Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar”dan hüküm giymiş birisi… Yani Atatürk düşmanlığı tescilli.
Onun “Kemalizm Terakkiye Manidir” sözünden yola çıkarak Kemalizm’in terakkiye, yani ilerlemeye bakışını ve bu sözü söyleyenin değerlerinin terakki anlayışını inceleyeceğiz.
Okuduğunuz bu makale bu saçma söze verilmiş, tokat niteliğinde bir yanıttır.
Kemalizm Nedir?
Kemalizm’i kısaca tanımlarsak, Kemalizm altı ilkenin yani Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Halkçılık ve İnkılapçılık ilkelerinin ışığında ve İnkılapçılığın (devrimciliğin) sürekli etkin ve kendini yenileyen tanımı sayesinde donuk kalamayan, Mustafa Kemal Atatürk’ün görüşleri ışığında günümüz koşulları baz alınarak değerlendirilen bir düşünce sistemidir. Bu yönüyle bir çok düşünce sisteminden ayrılır.
Atatürk ve Terakki
Terakkinin yani ilerlemenin en önemli formülü, donmuş ve katı kuralların etkisinde kalmadan, olayları zamanın koşullarına göre değerlendirmektir. Bu formülden ve Atatürk’ün “Ben size hiç bir ayet, hiç bir dogma ve hiç bir katı ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum” ve “Biz ilhamımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya halktan almış bulunuyoruz” türü sözlerinden yola çıkarak Atatürk’ün ve onun getirdiği düşünce sisteminin terakki anlayışını rahatlıkla anlayabiliriz. Kuralları bin yıl öncesinin gelenek ve yazılarına göre değil, çağın gereklerine ve koşullarına göre şekillendiren Atatürk, bu çağdaşlığı ile ilerlemenin öncüsüdür ve dogmacıların baş düşmanıdır. Böyle birinin düşünce sistemini “terakkiye mani” diye eleştirenler, kendi düşüncelerinin terakkinin en önemli engeli olduğunu bilmelidirler.
Terakkiye Engel Olan Etmenler
Terakkinin (ilerlemenin) en önemli engeli “değişmeyen kurallar”dır. Çünkü toplum değişmekte, çevre değişmekte ve ilerlemek istemektedir. Bu durumda toplum, bin yıl öncesinin sözleri ve konmuş kuralları ile yönetilemez. Yönetilmesi durumunda toplum ilerleyemez ve yerinde sayar duruma gelir. Çünkü tarih, adı üstünde tarihtir ve sürekli eskir. Kendini yenileyemeyen bir toplumda da terakkiden söz etmek olanaksızdır.
Sonuç
Yazı okunduğunda “terakkiye mani” olan düşüncenin ne olduğu rahatlıkla anlaşılmaktadır. Klasik bir Atatürk düşmanının, kendi kafasındaki eskimiş düşüncelere aldırmadan böyle sözler söylemesi ancak ve ancak bizim yerinde saymamıza ve kalemimizi boş yere yormamıza yaramıştır.