Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '06

 
Kategori
İzmir
 

Kemeraltının kaderine terkedilişi

Ege'nin incisidir İzmir. Bir gerdanlık gibidir körfezi saran Karşıyaka, Kordonboyu, Göztepe.

Çok büyüdü şehir onyıllardır. Karşıyaka neredeyse Menemen ile birleşti. Urla da artık şehir içi sayılacak gibi. Çok büyük göç aldı. Gecekondulaşma beraberinde işsiz, mesleksiz insan yığınlarını da beraberinde getirdi. Şehir kültürü almamış bu insanlar yerleştikleri yerlerde büyük sorunlara sebep oldular.

Ama şehir ne kadar büyürse büyüsün, banliyölerde yeni yeni alışveriş yerleri açılmasına rağmen Tarihi Kemeraltı çarşısı albenisini yitirmedi. Yine de insanlar alışveriş için bir şekilde burayı tercih etmeyi sürdürdüler.

Ancak bu çarşı tam bir düzensizliğin hakim olduğu bir yer haline geliyor hızla. Esnafın vurdumduymaz tavırları yüzünden artık insanlar bu çarşıyı artık tercih etmezlerse kimse buna şaşırmamalı. Bir iki örnekle durumu açıklamaya çalışayım. Çarşının en dar yerlerinden birisi, köşede kasap, iki metre karşısında peynirci, yanında turşucu, onun yanında canlı hayvan satan (Kuş, tavşan, kedi, köpek, fare, vs.) bir esnaf, hemen yanlarında salkım saçak ciğerler, böbrekler, inek ve koyun kemikleri, ayaklar, onun yanında yolun ortasına kadar tezgahını çıkartmış balıkçı.

Rüzgar estiğinde o hayvanlardan havalanan her türlü mikrop, tüy vs. yiyeceklerimize, içeceklerimize karışıyor. Bunlar gözümüzün önünde yaşanan hadiseler. İnsanlar hastalanıyor sebebini bilmiyorlar. AB yolundaki Türkiyenin manzarası bu mu olmalı. İl Hıfzısıhha Müdürlüğünü buradan göreve çağırıyorum. Umarım ilgilenen birisi çıkar.

100 metre kadar Kestane Pazarına doğru yürüyün, bir çerezci dükkanında hiç mal sergilemiyor tezgahı iki metre yola çıkmış. Karşısındaki dönerci de onun kadar yolu işgal etse iki kişi yanyana yürüyemez. Bunlar basit birer örnek. Birkaç iyi örnek dışında bütün esnaf aynı şekilde yolu işgal etmiş durumda. Bir de yolun ortasına dizilmiş işporta tezgahları, avaz avaz bağıran hırpani tipli insanlar.

Turistler de tabii alışveriş merkezini görmek isteyince buraya yönleniyorlar ister istemez. E tabii turist varsa hanutçu ve hazancı da bunun doğal sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bacasız fabrika olan turizm birkaç kendini bilmezin yolunu bulması uğruna feda ediliyor. Kimse yıllardır buna bir dur diyemedi. Oysa onları bulmak okadar kolay ki. Bir gurup turisti takip edin hemen onlara yanaşan birilerini göreceksiniz. İşte onlar hazancı-hanutçu'dur.

 
Toplam blog
: 11
: 520
Kayıt tarihi
: 23.06.06
 
 

Evliyim. Üç çocuğum var. İktisat Fakültesi mezunuyum. Bir kamu kuruluşunda memur olarak görev yapıyo..