Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '09

 
Kategori
Felsefe
 

Kendinde var olanı dışa vurma çabası

Kendinde var olanı dışa vurma çabası
 

Bazen şizofren olmak istiyorum. Şizofren olma isteğim sizin için hastalıklı bir sonucu ifade edebilecektir; bunu tahmin ediyorum ancak bu konuda önyargısız olmaya çalışın; önce o sonucun benim için ne tür ayrıcalıklı bir yeteneği gösterebileceği olasılığını düşünün. Durup dururken birileriyle konuşabilme yeteneğine sahip olabilmem, tüm kişiliklerimle tek tek anlaşabilmem ve kendi iç organlarımda var olan sarımsı duygularımı sansür koymadan ifade edebilmem. Yalın ve en çıplak diyaloglarımı kusursuzca yerine getirebilmem. Onları bir prova aracı olarak kullanıp da yeterli sayıda deneylerle duygularımı bir güzel sınayabilmem! Ardından yapmam gereken, sadece o duygularımı sizlerin pekçe hoşlanacağı bir görüntüye bürünmesini sağlamak olacaktır. Bunun için bir yöntem belirleyeceğim. Belirleyeceğim ve o yöntemle tüm özümü nesnel dünyaya göstereceğim. Eğer bunu başarırsam “kendime” karşı duyumsadığınız olası tüm yargılarınızdan anında sıyrılabileceksiniz. Bu sonuçla, belki de sizlerin gözünde kimsenin kavuşamadığı o ayrımcılığa ve hoşgörüye, kuşkusuz bir sonuçla kavuşabileceğim. Böylece kendi özgürlüğümü bir üst sınıra taşıyabileceğim ve kendi var oluş nedenim daha da güçlenebilecek.

Özde birbirimizden farklı mıyız? Herkes kendi özünü dışa vurmak ister ama sadece bazıları çeşitli yöntemlerle onu göreceli olarak daha fazla dışa vurmak ister ve o eylemlerin hepsi, özdeki bilincin nesnel yaşama karşı duyumsadığı itici tepkinin belirli belirsiz yansıması olur adeta. Dışa vurma eyleminin kişinin gözündeki başarısı, onun kendi özünde duyumsayacağı gücün çokluğu ile çevresel baskının azlığı oranında çoğalacaktır. Hepsi bir denge sorunudur sonuçta.

Kişinin dışa vurmaya çalıştığı kendisi, diğer özlere bir şekilde ulaştırılması gerekiyor. Özden kopan o benliğin nesnel dünyaya varmasıyla açığa çıkan eylemleri, başka benliklerce de sorgulanmadan kabul edilebilmeli. Özün tüm çabası, böyle bir ayrımcılığa ve hoşgörüye sahip olabilme gücüne erişebilmektir. Bu belki de kişisel özgürlüğün en yüksek tanımıdır ve o özgürlük de kişinin en büyük artı değeri olabilecektir.

Buna paralel olarak herkes kendi yöntemini belirleyecektir. Yöntem, iç organlardan kopup gelen o duyguların itkisine göre şekillenecektir ancak o yöntemin göreceli doğruluğu, kişinin iç güdülerine, kendine biçtiği sorumluklarına ve yasalarına bağımlı kalacaktır.

Yaşamın temelini güçlendiren veya zayıflatan tüm uğraşların girişiminde bu çıkarımın işaretlerini görebileceksiniz.

-

Görsel: The Two Satyrs, Peter Paul Rubens

 
Toplam blog
: 136
: 1494
Kayıt tarihi
: 16.02.07
 
 

Yaşam ışığını 1968 yılında Bafra’da gördü. İnşaat Mühendisi ve aynı sektörde yazılım geliştiren bir ..