Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Avrupa

Japonya’da Avrupa gibi… Ama Japon medeniyeti diye bir şey yok. Teknolojide de ileri. Ama Avrupa’nın önüne geçemiyor. Neden? Çünkü birini takip ederek onun önüne geçemezsiniz. Japonya keşke bu kadar ileri olmasaydı da kendi medeniyetini, bilim ve teknolojisini yaratsaydı.

Avrupa’yı takip ederek sadece Paris’e varırsınız. Paris de Avrupa olduğu için sonuçta bir yere varmış sayılmazsınız. Başkası gibi olmaya çalışan akılsızdır. Dünya Avrupa’yı takip ediyor; bu yüzden ne yaparsa yapsın John Wayne’ye figüran. Bir ben Avrupa’nın önüne geçebilirim; çünkü Avrupa’yı takip etmiyorum.

Avrupa medeniyetinin dünya medeniyeti olarak kabul edilmesi şimdilik alternatifi olmadığı için doğru. Ama bu daha ileri bir medeniyet olmadığı anlamına gelmez.

Daha ileri bir medeniyetin olabileceğini düşünme zahmetine katlanmayarak Avrupa’nın arkasına düşenler kıyamete kadar geride olmaktan kurtulamazlar. İleride olmak için Avrupa’yı geçmen lazım. E onu takip ediyorsun, nasıl geçeceksin!

Millet olarak aşağılık kompleksinden kurtulmak için Avrupalıları yaratan Tanrı’nın bizleri yaratan Tanrı ile aynı olduğuna ikna olmamız lazım. Ölmüş babam bile bana geçmişin yanlışlarını dikte ediyorsa mezarını penguenler ülkesine götürür yine onu dinlemem. Babasını dinleyen hiçbir Türkiye gencini de yanımda istemiyorum. Ya yapacağız var olacağız, ya yapamayacağız yok olacağız; Türkiye insanı Frenklerin at uşağı olamaz. Coorcun diktiği pantolonu kı… mdan atar çıplak gezerim!

Yanlış biliyorsunuz ya, bildikleriniz yanlış! Bugün bizi yöneten kanunları onlardan almadık mı? E beğenmiyoruz, yeniden Anayasa yapıyoruz işte. Yine onlardan aldığımız “Temsili demokrasi” yi de henüz yeni Gezi parkının çimlerine gömdük! Siz daha inanmayın, dünyada yeni trend “Halk Demokrasisi” Avrupalı mı buldu? Kerim Korkut 30 yılda yazdı. %50’lerle iktidara gelen hükümetler yıkılıyor, meclis, sandık yerle bir. Halklar İstanbul Taksim’den haykırıyor: Kimse beni yönetemez, ben kendi kendimi yöneteceğim!

Karasız kaldığında güneşe bak. Ateşini Avrupa mı yakıyor, ışığını Avrupa mı veriyor? Seninle Avrupa’nın arasındaki fark akıl ve yetenek farkından kaynaklanmıyor; çalışmamışsın o kadar. Dünyada birilerini takip ederek hiçbir yere varamazsın! Böyle salakça bir düşünce olamaz! Ama Avrupa karşıtları, medeniyete gitmeyerek Türkiye’de kalmak isteyenler yanlış değerlendirmelerde bulunmasınlar. Avrupa’yı reddetmemiz başkalarına yaslanacağımız anlamına gelmez. Avrupa’yı beğenmediğimiz için değil kendimiz olmak için reddediyoruz.

Bildiğimiz, öğrendiğimiz her şey maalesef Avrupa’ya ait; ancak madem bizi ve medeniyetimizi reddediyorsunuz bizden aldıklarınızı da geri verin diyemezler; artık onlar bizim. Onlardan aldıklarımıza ihtiyacımız kalmadığı anda kendi yolumuza girmiş olacağız. Kendimiz düşünüp bulduğumuz/yarattığımız şeyler benzese bile taklit değildir. Taklit bir milletin düşünüp üretme gücünü yok eder.

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, Avrupa da bazı konularda yolun sonuna geliyor. Oysa örneğin demokrasi biter mi? Yanlış model seçersen biter elbette. Demokrasi bir yoldur; modeller ilerleyen zamanla değişir. Demokrasinin “temsili demokrasi” modeli ihtiyaca cevap vermediği için Avrupa ve başta Türkiye olmak üzere bu modeli uygulayan bazı dünya ülkeleri içten içe kaynamakta. Önümüzdeki yüzyıl demokrasi savaşlarıyla geçeceğe benziyor.

Dünya ülkeleri ağabeylerine bakarak bu duruma geldikleri için (bakmayanlar da zaten bir yere gelmiş değiller) bazı konularda güçlü olsalar bile Avrupa’nın (ABD dâhilli) karşısına çıkamazlar. Çünkü bilim, teknik ve medeniyet dünyada hala belirleyici güç. Türkiye’de ise çok zor görünmekle beraber yeni nesil siyaset enstrümanı Kerim Korkut’un salvoları, halk üzerinde ikna edici olursa Halk Demokrasisi tartışmalarına geçişte belki bir rüzgâr başlatabilir.