Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '11

 
Kategori
İnançlar
 

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/İnanmak

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/İnanmak
 

Kutsala inanan için inandığı şey ister gerçek isterse yalan olsun yapacak bir şey yoktur. Çünkü inançlar konusu karışıktır ve herkes sadece kendi inandığı şeyin doğru, diğerlerinin yalan olduğunu söyler. 

İnançlarında tereddüt olanlar, hiç inanmayanlar ya da daha fazla inanmak isteyenler ve başkalarını da inanmaya zorlayanlar inancın farklı formatlarıdır. Ancak bu guruplardan hiçbirinin inanma konusundaki söylemi bir ülkenin bütün insanlarını kapsayacak şekilde dikkate alınamaz. Çünkü her birinin yaklaşımı sadece kendi gurubuna uygundur. 

Kişilerin bir dine, mezhebe inanmaları pek sorgulanmaz, tartışılıp konuşulmaz. Oysa insanları hayatlarında sahipsiz bırakmak doğru değildir. Çünkü girdiği bu inanç dehlizlerinde karşısına baş edemeyeceği güçlükler çıkabilir. Dinin zaten koruyucu, girenlerin de güvencede olduğu düşünülebilir fakat inanç âleminde bazıları sapkın çok sayıda yol ve mezhep vardır. Tanrıya giden yol doğrudur ama hangi yolun gerçekten Tanrıya gittiğini bilemeyebiliriz. 

İnanmış olanları yani şu anda bir inancın mensubu olanları, yeni inanacak kimseleri ve Arasat’ta bulunanları uyarmak zorundayız. Kimi sapkın mezhep ve yolların karanlık dehlizlerinde yitip kaybolmalarına yahut bu dehlizlerden kurtulamayarak çırpınıp heder olmalarına izin vermemeliyiz. Günümüzde bazı tarikat ve mezheplerin ticari ve politik amaçlı çalıştığı dikkate alınmalıdır. 

Türkiye’de insanlar dinlerini seçemezler. Dine girmezler. Kişilerin inançlarını kendilerinin seçme özgürlüğü yoktur. Tamam, ben İslama inanayım ama kendim, bilerek, anlayarak inanayım diyemezsin. Aklın yettiğinde ailen ya da büyüklerin “Sen Müslüman’sın” derler. Müslüman bir anne babadan doğduğun için böyle oluyormuş. Ama yani anlamıyorum, Müslümanlık babadan oğla mı geçiyor? 

Türkiye’de söylenmesi gereken, bugüne kadar söylenmemiş her şey söylenecek, Kerim Korkut bütün tabuları yerle bir edecek. 

Bir şeye tam ve doğru olarak inanabilmek için aklın ve ruhun olgunlaşması gerekir. İşte ağaç yaşken eğilir, ufaktan alışsın gibi gerekçelerle daha 8–10 yaşında, çocukluktan yeni kurtulmuş yavrularımıza yangından mal kaçırır gibi türban takmak, namaza başlatmak ne derece doğrudur? Biliyorum, bunları size kimse söyleyemez. Ya Allahtan korkarlar ya da sizden. Benim öyle bir derdim yok. Tanrının gerçekten hür yarattığı bir insanım. Sadece ona hesap veririm! 

Ayrıca çocukların dini eğitim almaları, türban takmaları ve namaza oruca başlamaları konularında aile ve diğer büyüklerce baskı yapıldığı da doğru. Sizler kim oluyorsunuz ya! Bir kere çocuklar sizin malınız değil ki. Her çocuk Tanrının yarattığı bağımsız bir varlık. Biz düzenimizi kurduğumuz zaman çocuklarınıza bu baskıları yapamayacaksınız. Dini eğitim almak isteyen çocuğunuza devletin kurumlarıyla beraber eğitim vereceksiniz ama almak istemeyene zorla din eğitimi veremezsiniz. Devlet de veremez, siz de veremezsiniz. İnsanların ruhu, vicdanı özgürdür. Oraya sadece yaratan girebilir. 

Türkiye’de din hazır elbise gibi. Kişi gelip içine giriyor. Ülkemizin %99’u Müslüman’mış. Nüfus cüzdanına göre söylüyorlar. Nüfus cüzdanımızı biz doldurmuyoruz ki; diktatör zihniyet dolduruyor. Memur kendisi yazıyor. Bana ait bilgileri kimliğime sen yazıyorsun. Hazır matbu olarak bastır ver o zaman. Adam Kürt, nüfusunda Türk yazıyor. Gülmekten karnımın içi acıdı. 

Kerim Korkut diyor ki Türkiye’de bir kısım insanların inancı, imanı sahih yani yürekten değildir. İbadet etmeyenleri kastetmiyorum. El kadar çocuk baskıyla başı kapatılıp namaza durduruluyor. Ne İslamı biliyor ne de Allah’ı. Çocuk ilkokul diploması almayacak, Müslüman olacak, imanı yaşayacak. “Öğrendikçe imanı gelişir” söylemi bal gibi baskıdır. Allah’a kişi gönlüyle gider; sen arkadan iterek gönderiyorsun. İnsanların görünüşleri değil yürekleri Müslüman olmalı. 

İnsanlar belli bir olgunluğa ulaşmadan dinin derin duygularını özümseyemezler. Bu nedenle çocuklar dini uygulamaları sadece uzaktan izlemelidirler. İçlerinden istek duyanlar neyi görmek, öğrenmek ve bilmek istiyorlarsa çocuk oldukları unutulmadan bu istekleri yerine getirilir. Şimdi ise daha Türkçeyi yeni öğrenen el kadar çocuğa Arapça ayetler zorla ezberletiliyor. Allah’ı bilmek ezberle olmaz. 

“Camiden içeri gir her şey tamam” zihniyeti İslam dinini Türkiye topraklarında zoraki uyulan bir yol haline sokmuştur. Bazıları ailesinden ve çevresinden çekindikleri için oruç tutuklarını söylemektedirler. Müslüman olsun da nasıl olursa olsun diyemeyiz. İnanalım inanmayalım, ibadet edelim, etmeyelim ülkemizde milyonlarca insanın gönül verdiği bir inancın hizmetkârı olmak durumundayız. İslamı ihya etmeyi düşünmeyen bir lider asla Çankaya’ya çıkamaz. 

Bizim tek sorunumuz başkalarını da inanmaya zorlayanlar. Dini öğrenmek ona bağlanmak anlamına gelmez. Yediden yetmişe din, öğrenmek isteyenlere öğretilmelidir. Her nerede nasıl yapılacaksa devlet “Ben dini öğrenmek istiyorum” diyenlere bu eğitimi vermeye mecburdur. Devletin dine karşı uygulamaları olamaz. İnancının gereklerini öğrenmek gericilik değildir. Sakal, takke, takunya, tespih gibi şeyler İslam’ın sembolü olamaz. Kerim Korkut bu ülkede, bütün yobaz ve gerici anlayışlardan arındırılmış modern bir din anlayışı meydana getirecektir. 

İnsanlar inanmak, bir güce bağlanmak gerektiği için dine girmiyorlar. Dinler dünya kurulduğundan beri, kişiler içinse onlar doğdukları andan itibaren zaten var. İçinde yaşadığınız toplumun inancına dâhil olmaya mecbur ve mahkûmsunuz. Örneğin bir Müslüman “Dinimi ben seçmedim bu nedenle sorumlu tutulamam” diyebilir. Bırakalım insanlar Allah’a giden yolu kendileri bulsunlar. 

21 yaşının altındaki bir kişinin gerçek anlamda imanlı olup olmadığı tartışılır. Kişi bu yaşta (21 yaşında) kendi seçeceği bir dine bağlanmaya veya bağlanmamaya karar vermelidir. 

Eskiden kâfirler kılıç zoruyla Müslüman edilirlerdi. Şimdi de belki milyonlarca kişi çok sayıda ülkede, korku ve baskı ortamında zorla, İslamiyet iklimi içinde tutulmaya çalışılıyor olabilir. Hiç kimse kusura bakmayacak. Bunlar ağır sözlerdir ama söylenmesi gerekir. Sizlerin zorla Müslüman ettiğiniz ya da Müslüman olarak yaşatmaya çalıştığınız kimseler için mükâfat beklemeniz inanılır şey değil! İslam açıkça söylüyor: “Dinde zorlama olmaz” Bırakın yeryüzündeki insanları, ben isterim ki dağdaki ayılar bile Müslüman olsun. Ama olmuyorsa ıslahını Allah’a bırakıp başını önüne eğeceksin. Elbette ki size ve dininize saldırdıklarında Bedir’de olduğu gibi karşı koyacaksın. 

“Dinde zorlama olmaz” sözünün “Bu söz bir kişi ilk kez Müslüman olurken geçerlidir; Müslüman olduktan sonra dine göre yaşamak konusunda baskı ve zorlama mubahtır” şeklinde uygulandığını görüyoruz. Kimileri “İktidar sakallıların eline geçse bizleri boğazımıza ip takıp sürükleyerek camiye götürürler” diyorlar. Böyle iğrenç iftiraları yapanlara iade ediyorum. Benim ülkemin mübarek insanlarının Allahın rızası dışında bir talepleri yoktur. 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..