Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Zenginken fakir, fakirken zengin olma istisna

Kerim Korkut’la yeni ufuklara doğru/Zenginken fakir, fakirken zengin olma istisna
 

Aslında olur mu olur ama olmuyor işte. Babası fakir olan birinin zengin olma ihtimali yok gibi; ben görmedim. Zengin olacak insanlar belli sanki.

Kader gibi bir şey ya. İnsanların hayallerinde zengin olmak var, amaçlarında yok. Tuttuğunu koparan insanlar var. Diyorsun ki ”Bu ileride çok iyi yerlere gelecek” Doğru, geliyor ama para yok, çünkü parayı tutacağına ağacın saçma sapan dallarından birini tutuyor, tekkeye derviş oluyor.

Kapitalist ağalar kendilerine rakip isterler mi, bu akıllıları ya yanlarına alıp kullanıyor ya da beş parasız fakat onurlu olabileceği abuk subuk bir amacı ona musallat ediyor “Sen insanlık için uğraş” Bunlara büyük amaçlar deniliyor. Zaten toplum ve eğitim sistemi(bunları yönlendiren de kapitalist düzen) “büyük adam olma” denilen geri kalmış toplum garabetini üfürüyor. Herkes büyük adam olma peşinde. Buna da kariyer diyorlar. Yani hiçbir şey üretmeden koltukta oturma.

En parlak kariyer doktor, mühendis. Peki, ceplerinde kaç lira var? Demek ki kapitalist amacına ulaşmış.

Peki, mevcut zenginler nasıl olmuş? Sadece kapitalistler zengindir. Bir sınıftır bunlar, eskiden saraylarda otururlardı, şimdi villalarda. Kapitalist vekil bakan olur, maaşı için değil, siyaset çok önemli bir kazanç kaynağı. Ama yok doktormuş, mühendismiş uğraşmaz. Asla zengin olamayacağın bu işler bizim akılsız aslan kaplanlarımızın işidir. Hepsi hepsi evi arabası, mühendisim diye hava atar. Ama bilmez ki ilkokul mezunu kapitalistin kapısında yatar.

Yeni zenginler eski zenginlerdir, aldı yürüdü, Allah yürü ya kulum dedi gibi laflar hikâye. Ben hiç böyle birine rastlamadım, bunlar düşüp kalkanlar ya da bir tarafı zengin olanlar.

Türkiye’deki zenginler değişti mi? Ben doğduğumda Sabancı Koç’tu yine aynı. Bir kaç tane yeni de ya yedi göbek ötesi zengin ya da bir şekilde bu sınıfa dâhil.

Türkiye’de zenginlik kader gibi bir şey. Zengin denilen insanın kişiliği bile farklı. Çömlek satarak Koç oluyorsun, büyük ikramiye çıkıyor yine de on yıl sonra dileniyorsun. Her çömlek satan zengin olamıyor ama ruhun kapitalist olacak, çömlek satarken bir gün dünyayı satmayı düşüneceksin.

Zengin olmak için önce parayı seveceksin. Ama bize “para elin kiridir, para adamı rezil eder, para pul neye yarar mühim olan insanlık” gibi bitli Niyazi türküleri öğretilmiş. Ne deyim, iflah olmayız! Kanaatkârlık ne ya! Beş lira bana yeter, on lira istemem! İttir git ya! Halkımı fakir fukara zer zefil bıraktı bu bitli sakallı dervişler, sakalını yolacağım onların!

Kazan kardeşim, hizmet üret, iş üret, mal üret. Memurluğu yasaklayacağım bu ülkede! Memurluk ne ya! Adam verdiğim üç kuruşa razı, ben razı değilim ama. İnsanlarımın emeği yeteneği heder oluyor. Memur kendini harcayan adamdır. Ürettiğin bir şey yok ortada. Kazandığın da sana yaramıyor. Hanginizin yatı katı var. Memura yaptıracağım işi ben bilgisayarlara yaptırırım. Maaş ne ya. Maaş hiçbir zaman bir insanın istediği para değildir. Şu kadar olsa nolur bu kadar olsa nolur, maaş insanı zengin etmez. Yeni dünyanın yeni sloganı, üretim/serbest çalışma. Sen buradasın, ülke orada, ne yapabilirsin? “Çizmenin tozunu alırım” Ben ne diyorum adam ne diyor. Çizmemin tozunu alırsan ben sana beş lira veririm; ama sen beş liraya razı olmayacaksın, beş bin lira kazanmayı düşüneceksin.

Yeni dünya düzeni için “Türkiye’de zihniyet devrimi” konulu yazılarımız devam edecek.

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..