Kim, neyi okuyor ?

Milliyet Blog ortamında, hergün çok farklı yazılar yazılıyor.

Bu blogların, hangileri daha çok okunuyor, hangileri okunmuyor.

Bu konuda bir çok arkadaşımızın serzenişi var.

Bir yazının çok okunması, o yazının kalitesini belirtmiyor ama, hepimiz yazımızın çok okunmasını istiyoruz. Bir yazı ne kadar çok okuyucuya ulaşırsa, o kadar çok amacına ulaşmış olur. Biz, okuyucu olarak, kolay yazıları mı seçiyoruz acaba !

Milliyet Blog gözlemlerime göre, bir yazının okunma şansını artıran durumları şöyle sıralayabiliriz.

* Blog yazılarının yayına veriliş saatleri

* Blog yazılarının anasayfada kalış süreleri

* Editörden öneriler seçkisinde yayımlanmış olması

* Milliyet com. tr.'de yayımlanmış olması

* Blog yazılarının güncel kunularda yazılıyor olması

* Cinsel içerikli yazılar daha çok ilgi çekiyor.

* Ciddi konular, siyasi yazılar, fazla ilgi çekmiyor.

* Uzun yazıların da okunma şansları oldukça az

* Spor yazıları da çok okunan yazılardan

* İlginç başlıklı yazılar da tıklanma sayısını artırıyor. Yazının başlığıyla konu arasında bir ilişki olmadığını okuduktan sonra anlıyorsunuz.

* Güncel konuları yazarken, özellikle birbiriyle örtüşen yazılar da okunma yönünden şansızlığa uğruyor.

Milliyet blog sayfalarında " güme giden" çok sayıda blog var. Çok güzel yazılar, okuyucular tarafından fazla ilgi görmeyebiliyor. Sanırım bu yazılar editörlerimizin de gözünden kaçıyor olmalı.

Bir tane örnek vermek gerekirse : Çiğdem Açabey'in, "Çiçekli küpe" öyküsü gerçekten okunmaya değer, okuyan üzerinde iz bırakacak bir öykü. Ne yazık ki, çok az kişi tarafından okunmuş.

Çok okunmayı, çok fazla isteyen blog yazarları, yazılarını gösterebilmek için, çok ilginç fotoğraflar kullanmakta, yazısını okuyucu yoğunluğu olan saatlerde yayına vermekteler. Yazılarına biraz cinsellik kattıkları zaman amaçlarına ulaşıyorlar.

Özellikle büyük kitleleri ilgilendiren, Öss konulu yazılar da okuyucular tarafından ilgiyle okunuyor.

Süleyman Ekim arkadaşımız, seri blog üretiminde çok öne geçmiş durumda. Gazete haberlerindeki resimli haberlere mizah uyduruyor. Yazılarının mantığı, şekli , amacı hep birbirine benziyor. Yazının başlığını gördüğünüzde , ne demek istediğini hemen anlıyorsunuz.

Şiir kategorisinin açılmasıyla, şiirler ortaya çıkmaya başladı. Şiir okunma oranlarını ben başarılı buluyorum, bu kadar okunacaklarını düşünmüyordum.

Her şeye rağmen, Milliyet Blog'un hızlı bir gelişme kaydettiğini düşünüyorum. Milliyet Blog, yazarına da bir hava, bir duruş, bir güven vermeye başladı.

Milliyet Blogların çok okunması, gözden kaçan yazılara da göz atılması dileğimle...

Blog okumaya ve yazmaya devam...