Kim salak, kim ahmak, kadınlar mı, erkekler mi..?

SALAK GERÇEKTEN AHMAK MIDIR..?

Ahmak denilince bu satırların yazarı olarak salak kişiyi tanımlarım.

Ancak her salağın, ahmak olabileceği savında bulunamıyorum.

Çünkü çok zeki bir kişi de, zaman zaman salaklıklar yapabilmektedir.

Ahmak esasen zekadan kıt, tam nasibini alamamış, zeka yoksunu olan diyebiliriz.

Oysa çok zeki birisinin salaklık yapamayacağı iddiasında bulunamayız.

Salak kelimesi farklı tanımlamaları içermektedir.

Salak; Asalak kişiyi sırtında taşıyan ahmaktır.

Salak; Gereksiz yük çeken anlamındadır.

Salak kişi nasıl biridir ?

Bunu biraz açalım.

Salaklar, aynı hatayı tekrar eder dururlar.

Hafızaları zayıftır.

Kendilerine imkansız hedefler belirlerler ve ulaşamayışlarında ya şikayet eder dururlar yada olmadık kişilerin üstlerine kabahatlerini yıkar dururlar.

Salaklar, bukalemun tipleri asla tanıyamazlar.

Salaklar karıncaların kışın hep aç kalacaklarını zanneder dururlar.
Ama karıncalar yazı çalışarak geçirdiklerinden hiçbir kış aç kalmazlar.

Salaklar, çoğunlukla usul, yordam, yol, yöntem bilmezler.

Arpa ile buğdayı veya kuzu ile keçiyi hep aynı zannederler, aynı kefede tartmaya uğraşırlar.

Salaklar, ezbercidirler.

Ezberlerini bozan birine rastladıklarında kırık plak gibi oluverirler.

Salaklar, yeni şeyler söyleyenlere düşman kesilirler.

Kışın yaz meyvesi, yazında kış yiyeceği yemeyi zenginlik zannederler.

Mevlana hazretlerinin tabiriyle; “Kurt yavrusunu emziren ahmak keçi” bunlardır.

Nasreddin hoca tabiriyle; “oturduğu dalı kesen” tipler bunlardır.

Parayı vermeden düdük çalacağını yine bunlar zannederler.

Salaklar sülüklerin geçim kaynağıdırlar.

Arkadaş çevrelerinde hemen tanınırlar.

Cesaretsiz, npısırık, kompleksli, beceriksizdirler.

Bir şeyler sunarak, yedirerek veya kaptırarak çevrelerine toplananları dost zannederler.

Yalanlarla örülü bir saray kurarlar ve bir tek doğru ok, tüm saraylarını parçalamaya yeter artar.

Semerlerine aşık eşekler gibidirler.

Tosbağaya geçilen şaşkın tavşana çok benzerler.

Kirpiye sarılıp yatan kurbağaya benzerler.

Süzgeç misali sır tutamazlar.

Peyniri tilkiye kaptıran karga, bunlara çok benzer.

Salaklığın kadın cinsinde mi, erkek cinsinde mi çoğunlukta olduğu konusunda ise iddialı olmak yanlıştır.

Aşağıdaki örnek olayları okuyarak sizler karar veriniz!

ÖRNEK 1

Bir çift hiç konuşmadan arabayla yolda gitmekteydi. Daha önceki bir tartışma münakaşaya dönüşmüştü ve hiçbiri teslim olmak istemiyordu. Keçi, katır ve domuzlarla dolu bir çiftliğin yanından geçerken koca, alaycı bir biçimde sorar: 'Akrabaların mı?' Karısı 'Evet' diye cevap verir ve ekler, 'Senin taraftan akrabalarım'

ÖRNEK 2

Kocası karısına kadınların bir günde kaç kelime kullandığına dair bir makale okuyordu... 'Erkeklerin 15, 000 kelimesine karşılık 30, 000 kelime' Karısı yanıtladı: 'Sebebi erkeklere her şeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır.' Kocası karısına döndü ve sordu: 'Efendim?'

ÖRNEK 3

Bir gün bir adam karısına sordu: 'Aynı zamanda nasıl hem bu kadar salak, hem de bu kadar güzel olabildiğini anlamıyorum.' Karısı yanıtladı: 'Açıklamama izin ver. Allah beni sen çekici bul diye çok güzel yarattı; Allah beni seni çekici bulayım diye çok salak yarattı!'

ÖRNEK 4

Bir karı koca evde problemler yaşamaktaydı ve birbirlerine konuşmama cezası uygulamaktaydı.

Aniden adam ertesi gün karısının kendisini sabah 5:00 da iş için bir uçuşu olduğundan uyandırması gerektiğini hatırladı.

Sessizliği ilk bozan ve kaybeden kendisi olmamak için, bir kağıdın üzerine 'Lütfen beni sabah 5:00 da uyandır.' yazdı ve notu karısının bulabileceği bir yere bıraktı.

Ertesi sabah, adam uyandı ancak saatin 9:00 olduğunu ve uçuşu kaçırdığını fark etti.

Çok kızdı, tam karısının o nu neden uyandırmadığını soracakken yatağın yanında bir parça kağıt buldu. Kağıtta 'Saat 05:00 uyan' yazmaktaydı.

SONUÇ: Şeytana bile pabucunu ters giydiren kim sorusunun cevabında saklı....