Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Kimin ne zaman öleceği hiç belli olmaz...Ölüm zamanı beddualarla öne çekilmez...

Kimin ne zaman öleceği hiç belli olmaz...Ölüm zamanı beddualarla öne çekilmez...
 

Bir kişinin ölüm zamanını beddularla öne çekmek abesle iştigal etmektir...


"DUALARLA", ZAMANI GELEN BİR ÖLÜMÜ "GECİKTİREMEK" MÜMKÜN OLAMAYACAĞI GİBİ, ZAMANI GELMEYEN BİR ÖLÜMÜ DE "BEDDUALARLA" ÖNE ALMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Bu nedenle, bazı ölümler o kadar ani, o kadar beklenmedik olur ki...Şaşar kalır insanlar...

x      x      x

Amerika'da, zengin ama yalnız yaşayan 60 yaşlarında bir kadın, 40 yaşlarındaki  bir avukatla anlaşma yapar. Anlaşmanın konusu, kadının servetinin idaresi ile ilgilidir...Kadın, avukata der ki, "ben ölünceye kadar, malımın, mülkümün, gelir ve  giderlerinin hesabını tutacaksın. Hayatımın son günlerin rahat bir şekilde geçirmek istiyorum. Buna karşılık ben öldükten sonra, tüm servetim senin olacak"

Avukat, memnuniyetle bu işi kabul eder...Aradan yıllar geçer. Kadın rahat ve huzur içinde yaşamaya devam eder; ama avukat bu süre içinde ölür.(Çok önceleri okuduğum bir gazete haberi)

Anlaşmayı yapan avukatın, zengin kadının bir an önce ölmesi için dua edip etmediğini bilmiyorum. Ama bloğumun başlığında da belirttiğim gibi, "kimin ne zaman öleceği hiç belli olmaz".

x      x      x

Geçen gün "sosyal medyada" okudum...Sosyal medyayı, "kişiliksizliklerine bir kişilik kazandırmak, kin ve nefretleri kusmak için vasıta yapanlardan biri", günlük gazetelerin birinde "şaibeli bir kişinin öldüğü" haberini okumuş. Bu haberi okuyunca çok sevinmiş, haberin devamını bile  okumadan(kendi ifadesi) hemen bir değerlendirme yapmış ve "olsa olsa, bu ölen kişi odur; ondan başka şaibeli var mı bu ülkede?" diyerek "o kişi" hakkında "kin ve nefretini kusmuş" yazdıklarının devamında...

Bu zat, o "şaibeli" diye düşündüğü kişinin adını yazmamış; ya da korkaklığı nedeniyle yazmaya cesaret edememiş. Ama kimi kastettiği okuyanlar tarafından kolayca anlaşılmıştır.

NOT : Haberi buldum, okudum. Haberin başlığı aynen şöyle: "Türkiye'nin en şaibeli kişisi öldü". Habere göre ölen kişi, JİTEM'in kurucusu Emekli Albay Arif Doğan idi.  Bu haber ile, Cumhurbaşkanı arasında bir ilişki kurarak, "keşke o ölseydi" der gibi, kinini kusmak nasıl bir duygudur acaba? 

Gülen Cemaati -- şimdilerde "paralel yapı" -- Türkiye gündemine oturduğu zamandan beri, Recep Tayyip Erdoğan'ın ölmesini bekleyenler çok olmuştur. Hastaneye yattığı zamanlarda "girişi olsun da çıkışı olmasın" diyerek "ölmesi için dua edenler" hiç eksik olmamıştır. 

Erdoğan'ın ölmesi için dua edenler -- beddua desek daha doğru olur-- için diyorum ki, Dualarla vakti gelmemiş bir ölümü öne almak mümkün değildir...Dedim ya "kimin ne zaman öleceği hiç belli olmaz". Bir bakarsınız, temenni etmem ama, ölmesi için dua ettiğiniz kişiden önce  öbür tarafa yolculuğa çıkmışsınızdır.

Aynen, yukarıda konu ettiğim, zengin yaşlı kadın ve genç avukat haberinde olduğu gibi, ya da mirasına konmak için, babasının bir an önce ölmesi için beddua eden "hayırsız evlatlar" gibi...

 

cdenizkent

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..