Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '14

 
Kategori
Deneme
 

Kimliğimizde doğum tarihimiz yazmasın, kaç yaşında olduğumuzu bilmeyelim

Kimliğimizde doğum tarihimiz yazmasın, kaç yaşında olduğumuzu bilmeyelim
 

Sanki böyle eğlencelik, meraklılar okusun diye yazıyor gibiyiz ama aslında insan yaşamında bir devrimden bahsediyoruz. Yeni dünya düzeni Ağaç Hareketi’nde kimlik bile taşımayacağız. Yalnız burada konunun esprisi şu: Asıl maksat doğum tarihimizin kimliklerimizde yazmaması değil, doğum tarihimizin hiç olmaması, ne zaman doğduğumuzu, kaç yaşında olduğumuzu hiç bilmememiz.

Ben merak ediyorum, kaç yaşında olduğumuzun bilinmesi hayatta ne işimize yarıyor. Bir de bakımlı oldukça genç kalacağımız anlayışı insanlara verilirse geçen zamanla değil kendimize baktıkça yaşlanmayacağımız, varlığımızın tükenmeyeceği, gücümüzün, güzelliğimizin, arzularımızın vs devam edeceği anlayışı ortaya çıkar ki harika olur.

“Kaç yaşındasın? 70’e girdim. Yolun sonuna gelmişsin” Ne bunlar ya! Yaşımızı bilmesek/bilmeseler böyle olmayacak. Ne biz yolun sonuna geldik diye üzüleceğiz, ne de başkaları bizim için “Aaa yaşlanmış, zavallı” diyecekler.

Yaşla değil, geçen zamanla değil kendimize bakmazsak çabuk yaşlanacağımız, değilse uzun zaman sağlıklı ve mutlu yaşayabileceğimiz anlayışının ne zaman doğduğunu bilmeyen kimseye daha kolay verilebileceğini, hatta insanların yaşa takmayacakları için yaşlanmalarını ya da genç kalmalarını bakımlı olmaya bağlayacaklarını düşünebiliriz ki zaten kişiyi uçuracak hayat da budur.

Olurunu olmazını, işte böyle olursa hayatın zorlaşacağını, hatta sürdürülemeyeceğini falan boş verin siz. Tabi meraklı kediler sizi boş bırakmaz, ne zaman doğduğunuzu (kaç yaşında olduğunuzu) kulağınıza fısıldarlar ama biz de anneleri habersiz doğdurur doğum sırasında uyuturuz. Zaten ergenliğe (21 yaşına) kadar da bilimsel yaşam birimlerinin (evlenme, doğum, çocuk yetiştirme, temel eğitim, mesleki eğitim) kontrolü altında değil misiniz?

Kişileri görünüşlerine göre değerlendiririz “İki yaşında çocuk, ne yapalım yani biz öyle görüyoruz” Ya gerçekten olmaz gibi görülüyor ama gerçekleşirse çok farklı bir dünya meydana gelir. Yani düşünsenize karşınızdaki belki sizden çok çok yaşlı ama akıl ve vücut gelişiminden, kendisine de çok bakmış, bu durum fark edilmiyor. Sizlerin uyumunu hangi yaşta olduğunuz değil nasıl olduğunuz belirliyor. Kişiler genç kalmak için, yüzüm kırışmasın, saçım dökülmesin diye yarışırlar. Şimdi hiçbiri fark etmiyor; kaç yaşındasın 80, bitti, istersen Alen Delon ol.

Bu durum başkalarını sizi nasıl gördüğünden ziyade sizin kendinizi nasıl gördüğünüz konusunda işe yarar. Düşünün, yaşınızı bilmiyorsunuz, tek ölçü görünen bilinen haliniz, 70’ime yaklaştım yakında ölürüm demeyeceksiniz; haliniz, durumunuz iyiyse ölüm aklınıza hiç gelmeyecek, zaman geçmesi değil kendine bakmazsan öleceğin anlayışına sahip olacaksın. Şimdi adam/kadın 60’ına 70’ine değince nasılsa yakında öleceğim niye kendime bakayım ki diyor.

Yani tabii ki hiç kimse kaç yaşında olduğunu bilmeyince ölümün yaşı da olmaz; yaşlandığı için değil, düzenli yaşamadığı için, kendine bakmadığı için öldü denilir.

Peki, insanların ne zaman doğduklarını, kaç yaşında olduklarını bilemeyebilecekleri bir düzen mümkün mü? Zor görünüyor. En azından meraklı Melahat insancıklar çok gerekliymiş gibi yıllarını sayar. Burada da eğitim önemli. Bunu neden yaptığımız bilinci kişilerde olmalı. Biz yaşınızı tabela yapıp alnınıza bile asarız ama acaba neye yarar? Yaş olarak henüz küçük fakat bedeni ve duyguları gelişmiş bir gencimiz daha ben çocuğum demeyip gençliğin çılgın vadilerine atılsa nolur ki. Ya da aslında 40’lara yaklaşmış ama yaşını bilmediğimiz, bakımlı olması nedeniyle hala da genç bir beyefendi sevda dağlarında dolaşsa. Ama olur mu, “elli yaşına değdin aşk senin neyine”

Yaş kaderi yaratıyor, kader de bizim mutluluğumuzu elimizden alıyor. Göklerden Azrail bekleyeceğimize zamanı gelince kendi Azrail’imiz kendimiz olalım. Canımızı gırtlağımıza basarak başkası almasın, mutlu mesut tükenmiş vücudumuzla biz kendimiz verelim; yani ölmeyelim tükenelim.

Ağaç Hareketi dünya düzeni sizlere hayal edemeyeceğiniz dünyalar kurar. Bu düzene geçmeniz için “evet” demeniz yeter!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..