Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '15

 
Kategori
Güncel
 

Kimseye kızmayın dostlar! Kendimiz kestik elektriği... Biz öldürdük savcıyı...

Kimseye kızmayın dostlar! Kendimiz kestik elektriği... Biz öldürdük savcıyı...
 

"Devletin suçlu korumak gibi bir görevi olamaz!" diyen kanun adamını; yaşatırlar mı bu ülkede?


Nasıl olur da, koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tam 8 saat boyunca elektriksiz kalır?, diye soranlardansanız, hayıflananlardansanız eğer; kimseye kızmayın dostlar! Kendimiz kestik elektriği... Biz öldürdük savcıyı...

Güneş, rüzgar ve akarsulardan yararlanmak yerine; enerji açığını termik santrallerle kapatmaya çalışan insanların ülkesinde; 8 saat de, 80 saat de kesilebilir elektrik... Doğanın tersine yürümekte üstümüze yok! Dünyanın en çok güneş alan memleketlerinden birinde; nükleer santral kurmaya çalışanlar; hadi ağır kaçmasın; hain demeyelim ama; en azından dünyadan, gelişen teknolojilerden habersizler.Yoksa üzgünüm ama; art niyet aramak zorunda kalacağım bu yaklaşımda.

Rusya Çernobil'in açtığı yaraları, aradan 30 yıl geçse de, tam olarak saramadı. Almanya nükleer enerjiyi terk ediyor. Japonya daha çok yakın bir zamanda yaşadığı felaket yüzünden; yeni ve çok daha güvenilir doğal kaynaklar arayışında... Amerika, en eskilerinden başlayarak teker teker kapatırken tüm nükleer santrallerini; ülkemi yönetenler, yurdumun dört bi yanına doğa dostu! nükleer enerji tesisleri kurmanın peşinde! Vardır herhalde bir bildikleri... Boş yere başımızda değiller ya!..

Demek kl biz, bilime, teknolojiye, doğaya Amerika'dan, Rusya'dan, Japonya'dan, Almanya'dan çok daha hakimiz!.. Adamlar, nerden sardık bu belayı başımıza, telaşındayken; biz nükleer enerji üretmenin arifesindeyiz. Onlar nükleer felaketlerden korumaya çalışırken topraklarını; biz, doğayı nasıl kirleteceğimizi, çevreyi ne şekilde yok edeceğimizi hesaplıyoruz! Yeni yeni çevre felaketleri edinmenin derdine düştük açıkçası.

Ahan da şuracıkta yapılan 3. köprüyle havaalanı... Dünyanın en ileri zekalı milleti biziz demek ki!

Kimseye kızmayın dostlar! Kendimiz kestik elektriği... Biz öldürdük savcıyı...

Danıştay'da ölmüştü ilk önce... Ergenekon'da, Balyoz'da, paralel evrenlerle çarpışıyordu gırtlak gırtlağa... Arada isyan etse de, ne yapsındı... Kanunlar böyleydi işte! Neredeyse tüm hırsızlarla suçluları korumak için yazılmıştı hukuk kitapları... Ya da onları yorumlayan kimi çakalların işine öyle gelmekteydi... Milletine, devletine sevdalı bir kanun adamımızı daha; kendi ellerimizle öldürdük hep birlikte.

Kim bilir ne hayalleri vardı gün yüzüne çıkmamış; onunla birlikte giden?.. Belki de, Adalet Bakanı olmayı düşlüyordu günün birinde... Ne bileyim. Hiç yazılmamış, henüz söylenmemiş yeni, yepyeni kanunları alacaktı kaleme ama... Bunların hiçbirini soramıyoruz ki! O aramızdan çoktan uçup gitti gökyüzüne... Kollektif günahlarımızın bir bedeli olarak...

Savcısını bile koruyamayan bir devletin vatandaşları; eskimiş, yalnızlığa terk edilmiş üvey evlatları gibiyiz... Cenaze evinde bile nutuk söyleyenleri çıkarırken tepemize; geleceğimizi dinamitlediğimizden haberimiz yok! Mülkün temeli zangır zangır titrerken; herkes başka bir yağdanlığın, farklı bir yalakalığın kuyruğunda!... Bana da bir şeyler düşer mi?, çıkarcılığında, önüne gelene yaltaklanmakta!.. 

Zaman durdu sanki. İlerlemiyor, ilerlemeyecek gibi saatler... Adaleti can çekişen bir ülke; elbette kendi elleriyle öldürür savcısını...

Kimseye kızmayın dostlar! Kendimiz kestik elektriği... Biz öldürdük savcıyı... Sadece bundan haberimiz yok! Zaten şimdiye kadar neden olmuştu ki sanki?!...

Kuru bilgiler... Yavan haber bültenleri... Bir yanda yandaşlar, ötede azılı muhalifler... Olan devletin savcısına oldu... Üstelik, devlet de bundan habersiz!..

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..