Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kimsin?

Kimsin?
 

Üzerimize her gün giyip çıkarttığımız kıyafetlerin yaşam vitrinimiz olduğunu biliyor muydunuz?

Hergün farklı olaylar ve insanlarla karşılaşırız. Gün içerisinde yaşadığımız her olayın ve karşılaştığımız her insanın gardrobunuzdaki kıyafetlerle nasıl bir bağlantısı mı var?

İnsanoğlu için giyinmek kavramı, yaşamsal bir ihtiyaç olarak doğmuştur. Nesiller boyuncada temel ihtiyaçlardan biri olarak hayatımızdaki yerini almıştır. Evlerimizde gardrob eşyasına ihtiyaç yaratacak kadar yaşam içersindeki ehemmiyetini korumuştur. Aslında insanlık tarihi boyunca da basit bir eşya olmasına karşın epey bir hüküm sürmüştür kostüm.. İhtiyaçlar çağlara göre farklılaşsa da hiç değişmeyen şey ihtiyacın kendisi olarak kalmıştır..

Mesela ilk insan, Adem Baba ve Havva Anne. Onlar kadın ve erkek kavramlarını yarattılar. Kadın ve Erkek olmaktaki farkı ise ilk olarak cinsiyet olarak belirlediler. Bu fark o kadar çok kullanıldı ki çağlar boyu..

Giyim ve kuşamın nasıl bu denli hayatlarımızın temel ihtiyaçlarından biri olarak günümüze kadar geldiğini tarihsel kurgu içersinde de anlatabilirdim tabi. Ancak giyinmek ilk insan için üşümemek için bir ihtiyaçken, klimanın muciti insanoğlu için; "Nasıl bir ihtiyaçtan ötürüdür ki hala hükmünü sürdürmekte?" sorusuna yanıtlamak için yazmayı tercih ediyorum:)

İnsan doğuyor, büyüyor, yaşıyor, yaşlanıyor ve ölüyor. Gözlerimizi dünyaya açarken bir aile seçiyoruz. Aile ile beraber çevrede bonus:) olarak veriliyor yaşamın ilk hediyesi olarak. Sonra büyümeye başlıyor. Büyüyor ailesi ile , çevresi ile ve bir de kendisi ile İnsan... Büyüyor ve tercihleri ile yaşamını çocukluktan itibaren şekillendiriyor. Kendine yakın bulduğu tüm nesneleri kişileri, ve içinden geçmek istediği tüm tecrübeleri yaratıyor. Ancak yaşam süremiz içersinde değişim ve dönüşüm sürerken; Dünya, yeni etkiler yaratmaya ve bu etkilerin yansımalarını da yaşama taşımaya garanti ediyor. Böylece ailemizin , mesleğimizin, işimizin ve evimizin dışında da varolan tüm etkenler ile İnsan, yaşamını şekillendirmeye ve varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bu etkilerden korunmak isteyenler için bazı oyuncaklar var. Bu oyuncaklardan biri de Modaydı. Öyle idi . Geçmişteydi. Çünkü; geleceğin dünyasında Giyim- Kuşam ihtiyacı, farklı nedenlerden ötürü yaşamlarımızda varolmaya devam edecek...

Moda unsurunun çağlar boyu süren iktidar meselesine döneyim tekrar. Moda İmparatorluğunun tarihine..

Dediğim gibi tarih Adem ve Havva ile yazılmaya başlandı. Onlar da Moda'nın Kadın ve Erkek ikonunu kullanmasına vesile oldular. Dönemdönem Kadın , dönemdönem ise Erkek ikonunu merkeze koyarak, insan formunun üzerinde kumaşı giydirip çıkarttılar. Sonraları kumaştan aksesuar ve giyim parçalarıda ürettiler. Bizler bu parçaların her birinin ihtiyaç olarak doğmasındaki neden ve amaçları bilmeden; çok sevip-benimseyip yaşamlarımıza , evlerimize , gardrobumuza soktuk. Bizi Modern Dünya' ya kadar taşıyan bu yolculuk içersinde sormadan sorgulamadan giyip çıkarttık hep... Bu mevsim de bu renkleri , diğerinde şu kumaşları kullanırsın derken; Trend' ler yaratılmaya başlandı. Sokağa baktığımda herkesin, seçilmiş renk ve stil kombinasyonları içersinde , farklı kalitelerde de olsa parçalara ulaşabiliyor olduklarını görüyorum. Ancak malesef ortalığı estetik olarak düzenleyecek yeteri kadar insan yok.

Artık kimin üzerinde hangi parçalar varsa o insanın sabah kahvaltıda ne yediğini tahmin edebiliyorum. Giyim-kuşam bu çağda sanata dönüşüyor ve kişiselleşiyor. Bu yüzden Moda devri kapandı. Artık kıyafetiniz sizden ip uçları taşıyacak ama size istemediğiniz yerlerden soru gelmeyecek. Çünkü alışveriş yaparken, profeyonel olarak stil danışmanlık hizmeti alıyorsunuz. Olmak istediğiniz herşey ve tüm zevkleriniz üzerinize giyip çıkarttığınız eşyalar, tarzınızı ve kim olduğunuzu yansıtmanız için bir araç. Gittiğiniz her yere öncelikle kendinizi taşırsınız. Eğer kıyafetlerinizde sizin ile gelecekse sizi anlatmalı. Artık sokaktayken, işteyken veya bir davette de kendiniz olabilirsiniz. Bırakın üzerinizde taşıdığınız kıyafetler sizi anlatsın. Bulunduğunuz ortam ile kendi zevklerinizi birleştirin. Dilediği gibi yaşamak ve kendini özgürce ifade edebilmek herkesin hakkı.

İçinizde bir yer açın ve kendinize bakın:) Nelerin kalmasını nelerin gitmesini isterdiniz?

O sizsiniz..

 
Toplam blog
: 3
: 369
Kayıt tarihi
: 13.07.08
 
 

29 yaşında. İstanbul' da doğdu. Sahne dekor-kostüm ve kukla Tasarımı eğitimi aldı. İki kedisi var. B..