Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '11

 
Kategori
Deneme
 

Kimsin sen, nesin?

Kimsin sen, nesin?
 

Cebinde duran kimlik kartına mı bakmalıyım seni tanımak için yoksa yaşadığın yere, kılığına kıyafetine mi? Irkın mı tanımlar senin kimliğini, inancın mı? Ya cinsiyetin, çocuk sahibi olup olmadığın? Ne dersin hepsinin toplamı mısın ya da bazılarının mı? En iyisi sen kendin söyle, kim olarak görüyorsun kendini?

Söyler misin kimliğim dediğin aidiyetlerinin ne kadarını kendi özgür iradenle seçtin; ırkın, inancın, rengin, dilin, yaşadığın yer… “Bunlar benim kimliğimi tanımlayamaz, ben bunların ötesinde aidiyetlere sahibim” mi diyorsun. O zaman listeyi genişletelim. Bilim adamı, siyasetçi, doktor, milliyetçi, çevreci… İsminin önüne koyduğun sıfatlarla mı tanımlıyorsun kişiliğini?

Daha direkt sorayım: Sen sahip oldukların mısın?

Soruya verdiğin cevap “Evet” ise, sahip olduklarını korumak için güvenlik duvarlarına ihtiyacın var, sen aynı zamanda duvarsın.

Sahip oldukların her zaman göreceli olacaktır, birilerininkinden daha az, daha çirkin, daha yetersiz olacaktır hep. Onları çoğaltman, büyütmen, mükemmelleştirmen gerekecek. O zaman sen, aynı zamanda kıyaslayansın.

Kazandıklarını kaybedebileceğini de bileceksin. Kazandıklarınla güçlendirdiğin kimliğini kaybettiklerinle yitireceğini düşünecek ve korkacaksın. Ve bu nedenle sen bir korkaksın.

Sahip olduklarını tehdit edecek karşıtların hep var olacak, olmasalar bile onları sen yaratacaksın. Servetinin talancısı, ünvanının kıskancı, düşüncelerinin anti’si, inancının karşıtı dikilecek karşına ve sen aynı zamanda “öteki” olacaksın.

Liste uzayıp gider. Dünya üzerinde sahip olunabileceklerin listesinin yanına, sahip olunduklarında yüklenilenlere dair de bir liste konulabilir. Bu ikinci liste birincinin verdiklerini çok fazlasıyla geri alır ve  bu yüzden yaşanacak anlamsızlığın bedeli, anlaşılmaz bir kısır döngü sarmalına saplar insanı ve sahip olma histerisi alıp götürür bambaşka bir gerçeklik düzlemine.

Şimdi yaşadığımız sosyal gerçekliğe bir de buradan bakalım.

“Hırsız”ın çaldığı mal,

“Katil”in işlediği cinayet,

“Terörist”in bombaladığı insanlık.

Yukarıda sıralanan cümleler ne ifade eder sahip olma düzleminden bakan insan için ya da siz tırnak içindeki kelimler yerine ne yazmak istersiniz?

 
Toplam blog
: 58
: 536
Kayıt tarihi
: 14.09.11
 
 

"Uzun ince bir yoldayım" diye tarif etmiş hayatını Ozan Aşık Veysel. Yazdığı bu sözlerinde beni e..