Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '12

 
Kategori
Etkinlikler / Festivaller
 

Kınalıada'da Raşit Kara'yı anmak...

Kınalıada'da Raşit Kara'yı anmak...
 

Nİyazı Yaşar, Muhsin Durucan,Tanya-Agop Sarıyan,Hıdır Uvaçin ve Yıldız-Şahin Tümerdem


           

 

 

"Azrail; hiçbir sanatçının, ressamın, şairin, bestecinin yapıtını onun ölümü ile yok edemez." 

             Vasfi Rıza Zobu

 

 

 

            Çığlık çığlığa ötüşen, suya dalıp çıkan ve açlıklarını giderme arayışında olan martılara coşkuyla  baktım, Kınalıada vapurunun dış bölmesinden bir süre… O anda Cahit Sıtkı Tarancı’nın kimi dizeleri belleğimde yol aldı:

            “Minareler katından geçiyorum/Gökyüzü Mahallesi İstanbul’un/Süt beyaz bir martıyım açıklarda/ Gemilere ben yol gösteriyorum,/Buğday ve ilaç yüklü gemilere/Bir kanat vuruşta bulutlardayım;/Bir süzülüşte vatanım dalgalar!”

            Doğal güzelliklere göz gezdirerek Büyükada, Heybeliada, Burgaz Adası’na uğradık. İskelelerde inenler, binenler oldu. Kınalıada’ya ulaştık. Buralarda insanlar, özgürce ve gönüllerince yaşamanın görüntüsünü veriyorlar. Caddelerde adım adım gezindik. Ada Çınar Restaurant’ta yemek yedik. Dönerci Hasan Usta ile  tanışmamız ve sohbetimiz oldu. Bir süre sonra hazırlanan etkinlik alanında olduk.

                                                                Raşit Kara kimdir?

            1945 yılında, Sivas'ın Zara ilçesi Aluçluseki köyü'nde doğdu. İlkokul diplomasını 1959 yılında yerleştiği Büyükada'da aldı.

            1967 yılında şiir yazmaya başlayan Kara'nın, şiir ve makaleleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Kara, uzun yıllar boyunca İstanbul'da el ilanları dağıttı. ''Yere tükürmeme” kampanyası başlattı. Bu kampanya kapsamında 2000 yılında 13 gün süreli Taksim'den Ankara’ya yürüdü. Yürüyüş anılarını ''Medeniyete Yürüyüş'' adlı kitapta topladı.

             Şairliğinin yanı sıra çevreci ve sporcu kimliğiyle de tanınmıştır. Evli ve 4 çocuk babası olan Kara, 22 Temmuz 2008’de aramızdan ayrıldı.

             Vora Koy, Roc, Güzel İnsan, Bedestan, Zara, Yakın Yüreğim Sevmesin Bir Daha, adlı şiir kitapları…Filizkıranlar, Medeniyete Yürüyüş  ve Niko’nun Şapkası, adlı düzyazı kitapları  yayımlandı.                                                                                         

                                                                             ***

          Adınız, unutulmasın diyorsanız ya okunmaya değer ürünler yazınız ya da yazılmaya değer çalışmalar yapınız... Düşüncesinden devinimle; 14 Temmuz cumartesi günü Adalar Belediyesi, Kar Dergisi ve Ahmet Saraçoğlu üçlüsünün işbirliğiyle Raşit Kara’yı anma etkinliği düzenlendi.

           Kültür sanat alanında Adalar Belediye Başkanı Dr. Mustafa Farasakoğlu adına katılan Başkan Vekili Hıdır Uvaçin ile karşılaştık. Uvaçin eğitimci… Önceki yıllarda Burgaz Öğretmenevi'nde tanışmıştık. Belediye Başkanı Danışmanı, güzel insan Agop Sarıyan  ve Tanya ile tanışma fırsatını buldum. Raşit Kara ile Pera Palas ve öteki şiir ortamlarında bir arada oldum. Yeri aydınlık olsun. Yakından tanıdım. Oğlu, Zara Emlak’ın sahibi Turan Ali Kara ile de tanışma fırsatımız oldu. 

           Alanda konuklara ikram yapıldı. Özellikle Kara’nın yapıtları, ücretsiz dağıtıldı. Kar Dergisi okumak isteyenlere verildi. Ahmet Saraçoğlu’nun sunuculuğunda uygulanan izlenceye göre;  Taylan Özgür Ölmez, İsmail Kaya ve Binay Koçak alkışlarla süren müzik dinletisinde bulundular.Eşber Yağmurdereli, çağrı üzerine konuşmasını gerçekleştirdi. Arka arkaya konuşmalar gerçekleşti.

          Şair, yazar, çevreci Raşit Kara adına Ahmet Saraçoğlu, Kar Dergisi ve Raşit Kara ailesi adına kızı Av. Türkan Kara’ın çaba ve çalışmalarıyla bu yıl 2.si düzenlenen şiir yarışması’nın seçici kurumlunda Ahmet Saraçoğlu, Niyazi Yaşar, İsmail Biçer ve Gülderen Canyurt yer aldılar.

         (350) katılımcının şiirlerinin değerlendirmesi sonucunda; biricilik; 'Aşk giyinip aşkı soluyorum' şiiriyle Nedime Köşgeroğlu’na, İkincilik; 'Firak' adlı şiiriyle Onur Çeğil’e, üçüncülük; 'Hikaye' adlı şiiriyle Elif Erçin’e, özendirme ödülü; 'Adalarda Firüzeli bir deli vakit'  adlı şiiriyle Celalettin Kurt’a verildi.  

         Etkinliğe katılan şairlerden; Aslı Durak, Dilruba Nuray Erenler,  Esin Üçüncüoğlu, Fügen Kıvımcımer, Gülderen Canyurt, Gülser Han Akkaş, Hasan Taşçı, İkbal Kaynar, Leyla Şahin, Metin Kaya, Melahat Babalık, Muhsin Durucan, Raif Zor, Rezzan Erton, Servet Çolak, Sencer Karacalı, Sevilay Özyürek, Sevim Yazar, Taşkın Aşan, Yeter Şahin ve Yıldız Tümerdem, kısa anılarını aktarıp şiirlerini yorumladılar. (Ne ki kimilerinin bireyci yaklaşımla süreyi uzun tutması sunucuyu güç durumlara soktu!) Sanatçı Gürsel Fırat’ın başarıyla sunduğu tek kişilik  gösterisi ilgiyle izlendi. 

         Dönüş vapurunda düşüncemle baş başa kaldım: Sonsuzluğa göçen şair ve yazarı, Kara ailesi örneği, böylesi özgün ve anlamlı etkinlikle aileleri yitiklerini anıp adını yaşatabilirler mi? Kara ailesini ve tüm destekte bulunanları alkışlarım! 

 Aşk giyinip acı soluyorum 
                                                       Nedime  Köşgeroğlu

saz bahar değil hayat ay tutulan yürekte
yoldan çıkmış kelimeler üstüme
giyinip-soyunuyorum
bakıyorum kollarım kısa
aşk giyinip acı soluyorum
hiçbir yol kendine dönmüyor
bunu boşlukta öğreniyorum
öğrenmek! daha çok yakarmış canı
duvarlara söylüyorum

yaşamak sırtımda mor gömlek
gözlerime sürme çekiyor deneyimsiz bahar
gecenin yükü boynunda
günlerin adı yok içimde kırık aynalar
her bakış ucu yanık bir mendil
artık! kanamasın diyorum

kaçak işçiler geçiriyorum omuzlarımdan hayata
kendimi bulduğum yer yedi kat yalnızlık
ilk kurşuna siper olmaktan yorgunum
oturup elmayı soyuyorum
olmadı doğruyorum ince dilim
yoksa rendeden mi geçirmeliyim?

gözleri gül açmış kadınların resmini
hiç çekmedim
ben çekmeyi çile bildim
bir de aşk çekmeyi sağır kuyularda

unutmanın durgun sularında
aşk yenilgiye koşarmış
seni dilimden geçiriyorum kuşlar çıldırıyor
cümle karanlık içime doluyor
bir masaldan ötekine gidişler arasında
acı bir şakaymış hayat
bunu kendime geldiğim yerde görüyorum

ihanet iki kaş arasına dikermiş heykelini
döner savrulur döner infilak
boylu poslu susmalar içinde
can çekişiyor adalet
korku doğuruyor gece ay tutulan yürekte
nikotine sarılıyor duygularım
her acının şafak sökümünde

eski-şehirlerden geçiyorum
kendimi eskiterek
trenler yorgun kucaklamıyor ruhumu

ah aşk! dünden bugüne memleket
bende paslı bir uğultu

aşk diyorum ateş diyor birileri ısıtır bedeni
küle de dönebilir insan
çünkü gök kandırabilir bulutlar kaygan

uykusuzluğun kara sularında
yağmur diyorum sele kesebilir diyor başkası
umutlar karaya oturuyor
aşkın çerçevesi acı yalnızlık ağlama duvarı
bunu kapılarımı içerden kapattığımda anlıyorum

hiç kimse kimseye terzi değil
her aşkta dikiş hatası var
üzerime giydiğim aşklar bedene bol ruhuma dar

hayatın kurak iklimlerinde aşk yinede esmer güzeli
hedef şaşırtan mermi
kan çekiyor kalbim biliyorum aşk giyinip acı soluyorum.


                                                              * 

                                                                                   

                                 muhsindurucan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..