Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Kirli çamaşır muhafız(!)ları ...

Kirli çamaşır muhafız(!)ları ...
 

Kendini anlatmak neden bu kadar ürkütür karşımızdakileri? Neden "doğruları konuşmalıyız" konusu kendimizi anlatmaya gelince bir hikaye olup kalır? Ya da öyle olması daha cazip gelir insanlara?!.Neden insanlar karşısındakinin en çıplak en duru düşünceleri ile karşılaşınca bu kadar ürkerler? Sana bir soru sorduklarında, sen o soruya kendince bir cevap bulabilmişsen ve kendince doğru bulduğun gibi yanıtlamışsan neden hep "ama" ile başlayan cümleler kurulur sana karşı ardından?

Karşımızdaki gibi düşünmüyor olmaktan kaynaklanabilir bu acaba? Ya da O’nun veya Onlar’ın duymak istediği cümleler ile konuşmuyor olmamızdan?!

Madem kendi fikirlerini aktaran cümlelere bizi düzeltmeye çalışacaklar, madem her kurduğumuz cümleye "ama" veya "bak şimdi" ile başlayan cümleler ile bir ikna silsilesi başlatacaklar, neden fikrimizi duymak isterler ki?

Madem uygulamada zayıf kalacaklar, nelerden hoşlandığımızı, nelerden rahatsız olduğumuzu veya olabileceğimizi niçin öğrenmek isterler ki? Neden kendileri benliğimizin arka sokaklarına da sapıp, arayıp çıkarma zahmetine girmezler ki?!. Diyelim biz anlattık veya bir şekilde öğrendiler.. Neden en zayıf zamanlarımızda bizi en çok incitecek ve üzecek olanı ilk uygulayanın kendileri olmalarında bir sakınca bulmazlar ki? Neden biz "Patlıcan gibi burnum var" diye serzenişte bulunduğumuzda, her şey yolunda giderken "canıııım" diyen diller, ilişki raydan çıktığında "patlıcan burunlu sen de!" diyen olurlar ki? Veya gözlük takmaktan rahatsızsak "dörtgöz n’olcak!" demek onları nasıl ve neden bu kadar tatmin edebilir ki?

Kirli çamaşırları ortaya dökme felsefesi midir bunda etkili olan dürtü acaba?

Eee? Madem bu kirli çamaşırlar bir gün ortaya dökülecek ve yüzümüze çarpılacak? Neden kirli kirli bu kadar muhafaza edilir de, zamanın sihirli dev çamaşır makinesinde yıkanıp paklanmaz ki?!.

Saklanan çamaşırlar mı daha kirli yoksa bu kirli(!) çamaşırları saklayıp, sonra da iki yüzlülüğün ipine sere serpe seren çamaşır muhafızlarının ruhları mı?

Siz siz olun, bütün çamaşırlarınızı pırıl pırıl paklayın, ağartın! Hatta leke çıkarıcılarla da bir güzel lekelerinizi(!) çıkarın!

N’olur n’olmaz!??

Günün birinde bir çamaşır muhafızı(!) ile karşılaşmanız işten bile değil!

 
Toplam blog
: 117
: 2206
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1969 İstanbul'unda açmışım gözlerimi bu dünyaya... Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu, şimd..