Kişisel gelişim : yüzü ne satar?

Derler ki, insani ilişkilerde insanın davranışı çok büyük rol oynar. Davranışların içine her şey girer. Önce mimiklerimize bakarlar; sonra ses tonumuza.. Daha sonra ne dediğimize. Hatta bunun için önemli bir söz vardır: “Ne söylediğiniz değil, fakat nasıl söylediğiniz önemlidir.” Karşıdakini ne derece önemsiyorsunuz. Onun kişiliğine ne derece önem veriyorsunuz. Bu hep davranışlarınıza yansır.

 

Devam ettiğim AVM’de üç tane Cafe’msi yer var; daha doğrusu çay kahve sunan yerler ve bunların ocağında, servisinde birer kız çalışıyor. Bir tanesinin yüzü her zaman asık, bir diğerinin yüzü her zaman gülüyor; müşterilerine çok iyi davranıyor; “hoş geldiniz,” diyor. Zaman zaman hatır soruyor.. Onun, yüzü gülenin çay servisi çok daha iyi çalışıyor. Ciddi olanın; yüzü asık olanın ise işte… Çok fazla orada barınabileceğini sanmıyorum.

 

Sabah gelirken, aşağıya dolmuşla iniyorum.. Bir sürü şoför var. Ama çoğuyla ne ilişki kurulabilir, ne konuşmak mümkündür. Sadece işlerini yapıyorlar ve paralarını alıyorlar; işte o kadar.. Ama ne zaman Kerim Bey’in arabasına binsem, arabada bir şenliktir gidiyor. “Ooo..hocam hoş geldiniz. Bu sabah nasılsınız..?” Ondan sonra şenlikli bir sohbet sürüp gidiyor. Kısa bile olsa yolculuğumuzun nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Selam vererek, hayırlı sabahlar dileyerek ayrılıyoruz. Kerim Bey bu davranışı yalnız bana değil, herkese gösteriyor. Ve o gün inanıyorum ki, Kerim bey’in arabasına binen herkesin o gün işi rast gidiyor.

 

Bazı yaşlılar ne kadar iyidirler. Karşıdakine iltifat ederler; sohbet ederler, hatır sorarlar. Tabii, gençler de onlarla ilgilenmeyi kendilerine görev bilirler.

 

Oysa diğer bazı piri faniler ise, yanlarında yörelerinde bir insan görmesinler, hemen nerelerinin ağrıdığından söz etmeye başlarlar; geceyi iyi geçiremediklerini anlatırlar. Ve sonunda karşıdaki insanı bıktırırlar ve kaçırtırlar.

 

Onlar zanneder ki, ağlayıp, sızlayarak, kendilerine acındıracaklar ve muhatap oldukları kişi kendileriyle ilgilenecek ve ona saatlerce dertlerini, acılarını anlatacaklar. Ve zorla dinletecekler.

 

Oysa , derdi, kasveti kimse dinlemez  Meşhur laftır:

 

“Sen gül ki, herkes seninle gülsün; sen ağlarsan kimse seninle ağlamaz..” Ne yaparlar; seni yalnız bırakıp kaçarlar. Sen de hep yalnızlıktan yakınır durursun. Ama bunun nedeni sensin. İnsanlara güzel yüzünü göstersene. Bu şikayet, bu yakınma niye… kim dinler seni ? Belki çok yakının bir iki kişi ..

 

Böyleleri doktora gittikleri zaman da çoğu kez, belirli bir hastalıktan çok “her yanım ağrıyor..” derler; ondan sonra da doktora hayatlarının nasıl zorda olduğunun, oğlunun, kızının ona nasıl işkence ettiğini, bakmadıklarını anlatır dururlar. Tabii hiçbir doktor da bu hastalık hastası bu nevrotik tiplere yakalanmak istemez.. çok zorda kaldıkları zaman da Nöroloji’ye sevkederler.

 

Ünlü laftır, böylesine olumsuz kişiler için. Özellikle Pazar esnafı için. “ Eli bal satıyor, yüzü ise sirke ..” derler. Hikaye şu:

 

“Eski zamanlarda iki ayrı tezgahta insanlar yan yana satış yaparlar. Bu tezgahlarda satış yapan satıcının biri bal diğeri ise sirke satar. Bal satışı yapan kişi tezgahın başında suratı asık bir şekilde durur. Bu iki tezgahtardan  alışveriş yapmaya gelenler, sürekli olarak sirke alıp bal almadan gitmektedirler. Bal satıcısı da sirke mevsiminde olmadıklarını göz önünde bulundurarak, sirke satıcısına neden sirke aldıklarını ve fiyatını düşürdüğü halde neden bal almadıklarını sorar. Sirke satıcısı da bal satıcısına, elinin bal sattığını fakat suratının sirke sattığını söyler.”(derszamanı.net)

 

“Sen gülerken herkes seninle güler, ama ağlarken yalnız ağlarsın... ..” İnsan aslında hep tek olduğunu bilmeli... Zor anında kimse yanında olmuyor ailenden başka.. Onlar bile sana sonuna kadar tahammül edemiyorlar. Bakıyorsun gönderiveriyorlar , Yaşlılar Evi’ne… Orada istediğin kadar yakın.. Kim dinler seni…

 

İnsanlar arasındaki ilişkilerde , yüzü gülen, güzel laflar eden, karşıdaki insana değer veren insanlar her zaman yükselir; her zaman değeri bilinir.

 

Suratsız insanlar nerede kazanmış ki…

Sen gül ki, herkes seninle birlikte gülsün…

 

Çevrendeki insanları bıktırmamak gerekir. Bir robotu taklit etmenin hiçbir  faydalı yanı yoktur. İnsan başkalarıyla birlikte olduğu zaman mimiklerine, sesinin tonuna dikkat etmelidir. Bu sözlerim yaşlı başlı insanlara değil. Aklı başında insanlar nasıl davranacağını elbette çok iyi bilirler. Ama şirket kültürü içinde genç insanlar bu basit kuralı unutuveriyorlar : Gülümse..

 

İnsanlar da bizim davranış şeklimize göre bize davranırlar. Gülersen gülerler; yüzünü asarsan, onlar da suratını asar.

 

Güler yüz istiyorsan, önce sen güler yüz göster. Aslında her zaman insanlara güler yüz gösterseniz ne çıkar. Deneyin.