Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel gelişim: Nasıl söylemeli?

Kişisel gelişim: Nasıl söylemeli?
 

bedendilieğitimi.org


Toplum içinde yaşıyor muyuz? Yaşıyoruz… Öyleyse insan olarak çevremizdeki insanlarla sürekle iletişim kurma durumundayız. Konuşacağız; yazacağız… İsteklerimizi, düşündüklerimizi anlatacağız.
 
Ama söylediklerimiz şeyleri karşı taraf anlayacak mıdır? Bazen . Evet… Bazen… Hayır..!
Zaman olur, bir cümleyi karşımızdakine dört beş kez tekrarlarız… Yine de karşı taraftan :” Anlamadım …!” yanıtı gelirse; kabahat kimde?
 
O zaman kafamız kızar  ve “Yahu ben hangi dilden konuşuyorum, niye anlamıyorsun..” diye bağırıp çağırmaya başlarız.. Ha o zaman anlar mı? Ama neyi? O son söylediğimiz cümleyi mi!
 
Konuşma onun da ötesi yazışmak geniş ölçüde bir “iletişim” sorunudur. Bir iletiyi karşı tarafa vermek istersiniz; fakat iletiyi , mesajı gönderirken, gönderdiğiniz mesajın yalnız içeriği önemli değildir; bir önemli olan onu nasıl söylediğinizdir.
 
Yani bir şeyi söylemek değil; belki de “Nasıl söylediğin,” çok daha önemli olabilmektedir.
 
Hani bazı satıcılar için derler ya :  “Eli bal satıyor, ama yüzü sirke..” Tam suratsız bir satıcıdan kim alış veriş yapmak ister ki… Ama tatlı dilli bir satıcı, çok daha fazla müşteri edinebilir. Malını satarken, insanları da diliyle mutlu kılabilir.
 
Onun için derler ki: “Ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemlidir.”  Ben sana söylemiştim diye, söyler geçersin. Ama gönderdiğin mesaj yerine tam olarak ulaşmadıysa, o aman ne söylersen söyle, anlaşılmamıştır… O işin yapılacağından da pek emin olamazsın. 
 
Askerde “emir tekrarı” denen bir olay vardır. Askere bir emir verdin mi, ondan tekrar etmesini isteyeceksin. Mesaj anlaşılmış mı, anlaşılmamış mı?  Asker emiri tekrarlar. O zaman anlarsın, anlaşılıp anlaşılmadığını. 
 
Çoğu kez anlamsız bir suratla, monoton bir sesle söylediğin bir şeyin hiç anlaşılmadığından emin olabilirsin. Bir iletiyi güçlendiren, çoğu kez senin yüzünün mimikleridir ve genellikle davranışlarındır. El kol hareketleri ve mimiklerle desteklenmeyen iletiler karşı tarafa kolaylıkla ulaşılmaz. Anlaşılmaz. Her iletiyi başka kanallarla, davranışlarla desteklemen gerekir. Bazen de tekrarlaman. Çünkü zor olduğuna inandığın bir mesajı karşı taraf kolay kolay anlayamaz. Pekiştirmek gerekebilir.
 
Belki de çeşitli insanlar için değişik davranış biçimleri denemeliyiz. Ama her şeyden önce söylediğimiz sözlerin kesin, net ve anlaşılır olmasına dikkat etmeliyiz. 
 
Bazen iletinin anlaşılır olup olmadığını; birkaç ilgili soru sorarak  denetleyebiliriz. Eğer anlayışta bir farklılık varsa; daha başka örneklerle daha berrak yapmak gerekir.
 
Karşıdaki kişiye meramını anlatmak zordur. Hele arada aracı olarak bir iki kişi daha varsa, mesaj özgünlüğünden çok fazla kaybedecektir.
 
Bunu “Telefon Oyunu”nda görebiliriz. Bilirsiniz.. Bu oyunda 5-10 kişi yan yana dururlar. Birinci kişi yanındakinin kulağına bir şeyler söyler; o da yanındakine bu mesajı aktarır; mesaj kulaktan kulağa gider. En sonuncusuna , “arkadaşın  ne dedi?” diye sorulunca, genellikle birinci mesajla ilgisi olmayan bir yanıt ortaya çıkar. Dolayısıyla herkes kahkahayı basar. 
 
İnsanlar arası anlaşmak zordur. Hele karşıdaki kişi sizi anlamak istemiyorsa, işiniz çok zordur; deveye hendek atlatmaya benzer.
 
O bakımdan sözlediğiniz sözün karşıdaki tarafından iyi anlaşıldığından emin olmalısınız. Söylediğiniz söz doğru dürüst anlaşılmamışsa…O takdirde, çok fazla yoruma neden olacak demektir.
 
Tabii, şimdi anlaşmak için, çok fazla kanal var. Doğrudan konuşmak var; telefon etmek var; yazmak var…Amaca göre doğru kanalın kullanılması, anlaşmayı artırır.
 
Bir de mesajın anlaşılmamasının en önemli nedenlerinden biri “kültür farklılığı”dır. Sizinle, muhatabınız olan kişi arasında farklı dünyalar, farklı kültürler olması durumunda; karşılıklı  anlaşmazlıklar büyür. Bunun için gerekirse anlaşılmayan noktalar, kavramlar yeniden açıklanmalıdır.
 
Anlaşılmak mı istiyorsunuz, ne söylediğinize değil, nasıl söylediğinize bir kez daha dikkat edin. Gerekirse pekiştirin.
Şimdi  doğru iletişim üzerine bir fıkra:
 
“Karı koca müthiş kavga etmişler ve birbirlerine küsmüşler. Bakmışlar olacak gibi değil ve birbirlerine notlar yazarak anlaşmaya karar vermişler. Bir gün adam bir iş görüşmesi yapmış ve sabah 8.30 da işe gitmesi gerek;  komidinin üzerine bir not yazıp koymuş: - "Sabah beni saat 8.00 de kaldır" Ertesi gün olmuş adam bir kalkmış, saat 10.00.. Müthiş sinirle fırlamış yataktan ve başucundaki diğer notu görmüş : - "Saat 8.00 . Kalk!"
 
Gördünüz mü? Yanlış iletişim biçimi ve anlayışı insanın başına ne dertler açabiliyor.
Anlaşmak bir “İletişim Meselesi”dir, bunu daha bilinçli gerçekleştirmek gerekir: Doğru kanalları ve doğru iletişim biçimlerini kullanarak.
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..