KİT'leşen siyasi partiler ve son sözüm...

Üç haftadır bu sütunlarda siyasi partilerimizin devletten aldıkları paralarla siyaset ve genel merkez adı altında kendilerine şatolar yaptıklarını anlatmaya çalışıyorum.

Şu sıralarda kentlerin, köylerin meydanlarında bangır bangır bağıran parti otobüsleri, renkli afişler, gösterişli mitinglerin parasal kaynağı sadece devletin parası.Yani işçiden, memurdan, çiftçiden, emekliden, esnaftan vergi adı altında kesilen ama gerekli olduğunda onlardan esirgenen paralar siyasi partilere oluk gibi akıtılıyor.

Devletin siyasi partilere yaptığı bu yardımların elbette ki bir yasal çerçevesi var. Bu yasal çerçeve ve kriter şöyle :

“SPY'nin Ek 1. maddesine göre, siyasi partilere şu kriterlere göre Hazine yardımı yapılıyor:

- Milletvekili genel seçimlerinde yüzde 10 barajını aşarak TBMM'ye girmeye hak kazanan tüm partilere, aldıkları oy oranlarına göre, bir sonraki seçime kadar her yıl Hazine yardımı ödeniyor. AKP ve CHP bu nedenle yardım alıyor.

- Yüzde 10 barajını aşmamış olsalar bile seçimde yüzde 7 oy alan partilere de her yıl Hazine yardımı ödeniyor. 2002'de yüzde 7'yi aşan DYP, MHP ve GP'ye de bu hüküm çerçevesinde ödeme yapılıyor.

- SPY'nin eski ek 16. maddesinde, TBMM'de 3'ten fazla milletvekili ile temsil edilen partilere de Hazine yardımı yapılması hükmü yer alıyordu. Ancak bu hüküm 2006'da kaldırıldı. 20 milletvekili bulunan ANAP bu yüzden TBMM'de grubu olmasına rağmen yardım alamıyor.”

Siyasi partilere yapılan bu yardımların ne kadar olduğunu biliyor musunuz ? Sadece bu yılın yani 2007 yılının rakamlarını verelim.

“Maliye Bakanlığı, ocak ayında 2007 için olağan Hazine yardımlarını partilere ödedi. AKP'ye 47 milyon 72 bin YTL, CHP'ye 26 milyon 624 bin YTL, DYP'ye 10 milyon 102 bin YTL, MHP'ye 8 milyon 849 bin YTL ödeme yapıldı.
Bu partilere seçimden dolayı, yıllık alacakları miktarın 3 katı ödeme yapılması gerekiyor. Maliye Bakanlığı, Yüksek Seçim Kurulu'nun temmuz ayında seçim takvimini açıklamasının ardından kalan miktarları partilere ödeyecek.
Böylece 2007'de yaklaşık olarak AKP'nin kasasına 141 milyon, CHP'nin kasasına 81 milyon, DYP'nin kasasına 30 milyon, MHP'nin kasasına 26 milyon YTL girecek.

ANAP ise 3'ten fazla milletvekili bulunanların da Hazine yardımı alabileceklerine yönelik hükmün SPY'den çıkarılması nedeniyle Hazine yardımı alamadı. ANAP, yardıma ancak açtığı davayı kazanırsa kavuşabilecek. Aksi takdirde ANAP'a ödenecek 23 milyon YTL, oyları oranında diğer partilere dağıtılacak.”

(Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/2007/03/30/siyaset/asiy.html)

Sadece 2007 yılında altı partinin devletten aldığı paranın toplamı tam tamına 316 Milyon YTL…Bu parayla kaç okul, kaç hastane, kaç öğrenci yurdu, ne kadar yol, kaç fabrika yapılabilir, gerisini siz hesaplayın… İşin siyasal yönünden ziyade bu sosyal yönünü kim düşünüyor ?

İşin acı tarafı ne biliyor musunuz ? Hiçbir siyasal parti bu konuya bırakın karşı çıkmayı, bu konuyu konuşmaya bile yanaşmıyorlar.

Bu yazı dizisini hazırlarken siyasi partilere devlet yardımı konusunu işleyen, bu konunun uzmanlarından usta bir siyasetçinin 12 yıl önce bir toplantıda yaptığı konuşma metnini gördüm. Çok yararlandım ama yer sıkıntısından burada yayınlayamıyorum. Kaynağını veriyorum. Meraklısı mutlaka bulsun okusun. Uzun yıllar DYP Genel Başkan Yardımcılığı yapan ve geçen dönem AKP Antalya Milletvekili olup bu seçimde aday gösterilmeyen Sayın Mehmet DÜLGER’in TESAV’daki bu konuşma metnini şu linkte bulabilirsiniz.

(http://www.ekitapyayin.com/id/070/siyasi1-4sunus.htm )

Sonuç olarak bizim siyasi partilerimiz devlet hazinesinden beslenen, devlet parası ile siyaset yapan, genel merkez adı altında şato yapan kurumlar haline gelmiştir. Eskiden devlet kesesinden siyaset yapılan, siyasi iktidarların arpalığı olan Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT’ler) vardı. Devletin sırtında yük olan bu KİT’ler ne oldu ? IMF’nin talimatlarıyla ya kapatıldı, ya yok fiyatına satıldı, ya da özelleştirildi, ekonomiden tasfiye edildi. Yani devlet kesesinden beslenen siyasi partilerimiz bugün birer KİT haline gelmiştir. KİT’leşen bu siyasi partileri ne yapmalı ? Türkiye’de asgari ücretten, KDV’ye, işçi-memur-emekli maaşına, yumurta fiyatına, buğday fiyatına karışan IMF bu KİT’leşen siyasi partilerle ilgili neden bir öneri getirmez acaba ?

Türkiye’de temiz siyasetin yapılabilmesi için öncelikle partilere bu devlet yardımının mutlaka kaldırılması gerekiyor. KİT partileri mutlaka devletin sırtından inmeli, vatandaşın cebinden elini çekmelidir. Para kaynakları konusunda şeffaf olmayan siyasi partilerin Türkiye’nin geleceği konusunda olumlu işler yapmasını beklemek safdillik olur.

SON SÖZ OLARAK ;

Yaz ortası seçimleri öncesi uzunca ve uzakça bir seyahate çıktığımdan önümüzdeki iki hafta yazı yazamayacağım. Artık ilk yazımı seçim sonuçları belli olduktan sonra yazacağım. Seçimden bir-iki gün önce gelip bu seçimde mutlaka oyumu kullanacağım. Uzun zamandır bu seçimde hangi partiye neden oy vermem veya vermemem gerektiğinin kişisel hesaplaşmasını beynimde yapıyorum. Oyumun rengini açıklamadan önce tüm yurttaşları öncelikle inandıkları partilere oy vermeye çağırıyorum.Herkesin siyasi fikrine ve oyuna saygım var…

Kendi adıma konuşuyorum ve yazıyorum. Bir kere hiçbir siyasi partinin program, kadro ve lider düzeyinde benim siyasal düşüncelerimle örtüşmediğinin bilincindeyim. Hiçbirine gönüllü olarak oy vermek içimden gelmiyor. Ancak geçen seçimlerde yüzde 23 seçmenin “oy vermeme lüksünün” bu seçimlerde olmadığını da düşünüyorum.

Cumhuriyetin temel ilkelerinde yurttaşlara güven vermeyen, dışarıya karşı teslimiyetçi, içeride dayatmacı AKP iktidarının Türkiye’ye vereceği hiçbir programı olmadığından artık iktidardan düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Buna karşın, liderine ne kadar kızgın olsam da bölgemdeki (Muğla) adayları tutarlı kişiler olan CHP’ye oyumu vereceğim.

Seçimlerden sonra görüşmek üzere…