Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '16

 
Kategori
Deneme
 

Kitapsız...

Kitapsız...
 

kutuphane.uskudar.edu.tr


Kitapsız insan olur mu? Çok…
 
Bol bol okuması yazması olmayan insanların yaşadığı bir ülkede, elbette kitapsız insanlar olacaktır.
 
İnsanları acaba , kitap yönünden  sınıflandırsak, nasıl bir sonuç ortaya çıkar: Belki de şöyle :
 
1. Kitapsızlar, 2. Tek kitaplılar, 3. Çok kitaplılar… Doğru mu? Şöyle bir soruşturalım…
 
Kitapsızlar deyince , aklımıza niye hemen Güney’deki bir kentimizin insanları gelir. Bol acılı yerler ve kafaları kızınca “Allahsız, kitapsız…” diye düz giderler. Şimdi bunu söyleyince hangi kentimizi düşündünüz.. Neyse, size kalsın!
 
Kitapsızlık ya parasızlıktan olur veya kitaba değer vermemekten… Adamın ekmek alacak parası yoksa, nasıl kıyıp da kitaba para versin. Ne yazık ki insanlarımızın çoğunluğu hep üçü beşi hesap ettiğinden ve ihtiyaçlar kuramı dolayısıyla , her zaman öncelikle ekmeği düşünürler ve kültürel bir ihtiyaç olan kitaba hiç sıra gelmez… Öyle insanlar vardır ki, bütün ömürleri boyunca bir kitap alıp okumak istememişlerdir; merak etmemişlerdir; zaman bulamamışlardır. 
 
Tabii,  kitap okumamak için bin bir özür bulunabilir. Bunlardan en önde geleni de parasızlıktır, okuma yazma bilmemeyi saymazsak.
 
İnsanların çoğunluğu belki  hayatlarında bir Abece görmüşlerdir ama işin özü orada kalmıştır. Daha da fazlası yok, ondan sonra hadi bakalım çifte çubuğa… Tarlaya, İneğe.. Garibanlara kitap okumak için zaman mı kalır..?
 
Düşünün bakalım. Evinin  köşesinde bir kütüphanesi olan kaç ev vardır Türkiye’de… Birkaç kitap olan kaç ev vardır. Okuyan çocukları yoksa, evde kitap da yok…
 
Bir de hakiki kitapsızlar var. İnançsızlar… Hayatlarında doğru dürüst bir din, iman olmadığı gibi , hiçbir kutsal kitaba da inanmazlar… Bunların bir bölümü , cahil kaldıklarından, gerçekten dini bir eğitimden bir türlü geçemedikten dolayı “kitapsız” kalmışlardır.. Bir bölümü ise bilinçli olarak “Kitapsız”dırlar. Belki onlara “ateist” denebilir ama her ateist kitapsız değildir, her kitapsız da ateist olmaz.
 
Ateistler, kitapsızlar hiçbir kutsal kitaba inanmazlar, o bakımdan evlerinde veya yanlarında böyle bir kitaba ihtiyaç duymazlar. Bazı Ateistler ise Çok Kitab’a inandığı için tek kitapla yetinmezler. Öyle ateistler de vardır.
 
Tek Kitaplılar:
 
Onların varsa yoksa tek kitabı vardır. Kitap, duvardaki bir çiviye asılı bir kabın içinde asılı durur. Belli zamanlarda indirilir, bazı bölümleri çoğu kez anlamadan okunur, ondan sonra yine kabına konur ve yüksek yerdeki çiviye asılır. O evin tek ve  kutsal kitabıdır. Evin en güzel köşesinde durur ve orayı süsler.
 
Genellikle tek kitaplı evler başka bir kitaba gereksinim duymazlar. Çünkü inançlarına göre o tek kitap her şeye yeter; insanlar ararlarsa her şeyin derin hikmetini o kitap içinde bulacaklardır. Ve onların düşüncelerine göre dünyada basılmış ve basılmakta olan milyonlarca kitap aslında gereksizdir… Fasa fisodur… O  Tek Kitap insanlara yeter de artar bile. Diğerlerine gerek yoktur. Para vermeye değmez.
 
Tabii, bu şekilde düşünmeyen insanların da var olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bazı insanların Tek Kitap’ı vardır ama aynı zamanda onun yanında Tek Kitap’ı açıklayan, onu destekleyen, onunla birlikte var olan bir çok kitap da ona eşlik eder. Bu insanlar, öteki kitapları Tek Kitap’larını desteklediği için okurlar. Eğer bu kitaplar inandıkları kitaba ters düşseydi, belki de onu yakarlardı, veya kaldırıp atarlardı. Çünkü ters düşen, fitne getiren kitaplar okunmaz. Bunların dünyasında “kuşku” yoktur. Sadece ve sadece inanç vardır.
 
Çok kitaplılık:
 
Çok kitaplılığa gelince böyle bir davranış, insanın bilgiye, bilime, felsefeye , edebiyata değer verdiğini bunun için; aslında çok kitap okumanın erdem olduğuna inandığı için sürekli okuduğunu.. Onun için belki de en büyük erdemin, kendi bilgi sahasındaki elde edebileceği binlerce kitap olduğunu söyleyebiliriz. Bu insanların evlerinde, iş yerlerinde kütüphaneleri vardır . Ve boş zamanlarını kitap okuyarak değerlendirmek isterler. Onlar, her yeni kitabın onlara yeni bir evren açtığını ve yeni bilgiler getirdiğini bilirler. Onun için bu çeşitten onları bilgilendiren, öğreten kitapları arar bulurlar.
 
Hayatta insana değer katan, kazandıran iki varlık vardır:
 
Bir, çok iyi bir öğretmen (bunlara aydın anne baba da dahildir..) 
 
İki, çok iyi kitaplar…
 
İyi  insanlar, aydın  insanlar mutlaka ömür boyunca bu iki varlığa ihtiyaç duyarlar ve iyi öğretmenlere iyi kitaplara ömürleri boyunca minnet duyarlar. Çünkü iyi bir insanı insan yapan değerler bunlardır. 
 
Çok kitap bir insanın evine değer kattığı gibi, bir insana da olmayacak değerler katar…
 
Hazret-i Enes’e  rivâyet edilen Hadis’te: Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki: “ İlim Çin'de de bile olsa , arayınız. ”  Peki, ilim o ülkenin sokaklarında mı olacaktır..? Kuşkusuz ilim veya bilim neredeyse mutlaka kitapların veya araştırma raporlarının içindedir. Onlar da kütüphanelerdedir.  İşte , oraya gideceksiniz. Zor mu..? Zor… Ama bazı insanlar ne yapıp yapıp bilimin peşine düşüyorlar ve onu oralarda buluyorlar. Tıpkı , Prof.Dr. Aziz Sancar’ın yaptığı gibi. 
 
Bilim ancak o çok kitaplarda gizlenmiştir. Çok kitap karıştırmak gerek çok… Kitaba saygının olmadığı… Okumanın insanlara zul geldiği bir ülkede , iyi kitap ancak altınla karşılık bulur ama anlayana…
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..