Kız beşikte, çeyiz sandıkta

Son dönemlerde çok duyduğumuz bir konu, çocuk gelinler. Yıllardır çocuk denecek yaşta kendisinden çok büyük bir kişi ile evlendirilen ve daha oyun çağında iken kendi bebek sahibi olup ağır sorumluluklar altında ezilen, şiddet gören ve hatta yaşamını kaybeden çocukların öykülerini okuyoruz basında. Hoş büyük yaşlarda da şiddet gören bir dizi kadın olayı var toplumda.

Son iki gündür de 11 yaşında öldürüldü mü, yoksa intihar mı ettiği belli olmayan Kader var gündemimizde.

Bu olayların büyük bir çocuk istismarı olduğunu, çocuk gelinler değil pedofili denmesi gerektiğini savunanlar olduğu gibi çocuğun kemik yaşının daha büyük olduğunu ileri sürerek bu korkunç olayı meşru kılmaya çalışan hukuk adamlarımız da var.

Bu konularda gerçek olayların yanısıra televizyon dizileri de çekiliyor ve konuya her kesimin dikkatinin çekilmesi sağlanmaya çalışılıyor.

Bütün bu konuşmalar, yazışmalar, diziler, haberler örnekleri azaltmıyor ne yazık ki.Bir yandan olayın vehametini ortaya koymaya çalışıyoruz, bir yandan yeni olaylar gerçekleşiyor .

Bütün bu acı olaylara nasıl son vereceğiz bilmiyorum . Bu konunun çözününü uzmanlara bırakmak niyetindeyim. Çok klişe bir söz oldu ama kusura bakmayın.

Ben olaya bir başka yönden yaklaşmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde bir yazıma da konu aldığım deyimler ve özlü sözler kitabından alıntı bir söz vardı.'On beşinde kız ya erde, ya yerde gerek 'diye. yani 15 yaşına gelmiş bir kız kocaya verilecek, eğer evlendirilmezse ailenin namusunu beş paralık eder. Böyle bir durumda olacağına ölmesi daha iyi anlamında bir söz.

  Nasıl bir mantık anlamadım. Kız geri zekalı , Kendi yaşamını, idare edecek durumda değil, bir er kişiye namusu teslim edilmesi gerek. Kız bir namussuzluk yapacağına ölsün daha iyi. Bu arada namusszuluk nedir , ölçüsü ne olur bunu bilen yok.

   Bu söz gibi bir çok söz yüzyıllardır aklımıza kazınmış durumda. Gene buna benzer duyduğum bir sözü paylaşayım. 'Kız beşikte, çeyiz sandıkta. Anlayacağınız kız çocuk doğar doğmaz , sandığa çeyiz atılmaya başlanırmış. E kız beşikte iken çeyiz atılmaya başlayınca kız 12 yaşına gelince evlendirmek vacip olur. Zira o kadar yıl da sandık doldu, taşıyor

  Buna benzer sözleri çoğaltabiliriz.

   Erken evlenmeyi destekleyen 'Demir tavında, dilber çağında.' Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır.'

   Kızın evde yük olduğunu belirten 'Kız yükü, tuz yükü.' Kız evde olsa da elden sayılır.' gibi

   Düşündüğümüzde bu örneklere yenilerini ekleyebiliriz.

  Şimdi sorarım size yüzyıllardır kız çocuğunun aile için bir yük, namus için bir tehlike olduğunu düşünen, erken evlenmezse aileye zarar vereceği kaygısında olan bu sözlerle beslenen bir toplumdan daha ne bekliyoruz.

  Biz istediğimiz kadar 'Çocuk gelinlere son'diye bağıralım. Filmler ,diziler çekelim, ağlayalım. Bu sorun eğitim olmazsa düzelmez.

  Evlenmenin, çocuk sahibi olmanın belli bir olgunluk gerektirdiğini kabul edersek, çocuk gelinlere de, doğumdan itibaren doldurulan çeyiz sandıklarına da ihtiyaç kalmayacak.