Kız Kulesi, maskeli balonun kül kedisi

Yorgun geçirdiğim günün akşamında eve dönüş yolculuğumda endişelerimden ödünç zaman alıp Kız Kulesi'ne gitmeyi planlıyorum. Huzura kaçamak yapabilme olanağım var mıdır diye sorarken, kendimi Üsküdar sahilinde buluyorum. Kız Kulesi'nin dinlendirici görüntüsüne dalmışken, ne hikayeler geçiyor aklımdan, kulaklarımda takılı kalıyor...

Ovidus'un kaydetmiş olduğu hüzünlü bir aşk hikayesi. Bu hikaye Hero ile Leandros isimli iki gencin hazin sonla biten aşkları ile ilgili. Hikaye, Afrodit'in rahibelerinden olan aşka yasaklı Hero'nun kuleden ayrılması ile başlıyor. Hero, Afrodit'in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır. Birbirlerine aşık olurlar ve her gece Kız Kulesi'nde buluşur aşklarını kutsarlar, fakat bu gizli aşk bir gün Leandros'un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde yolunu kaybederek Boğaz'ın sularına gömülmesi ile son bulur. Bu acıya dayanamayan Hero da kendisini Kız Kulesi'nden Boğaz'ın sularına bırakarak intihar eder. Bu acı hikaye, Kız kulesi'nin karşısında , beni aşkın büyüklüğüne ve gizemine götürdü.

Işıklandırılmış camiler ve o karanlıkta bir deniz ve etrafındaki ışıl ışıl, cıvıl cıvıl bir İstanbul ki bunun büyüsü her yerde bu kadar yoğun değil. Bu manzarayı gördüğüm an İstanbul'da olduğum ve bu şehirde yaşadığım için şükrettim, ışıltılı bir mücevher gibi.

Üsküdar tarihler boyu bir merkez olarak kabul edilmiş. Önemini sürdürse'de insanı biraz yoruyor, kalabalık ve şehirleşmiş hali yine de insanı dinlendirebiliyor.

Aşk ne denli uzak

Yaralı bir kuşun yüzündeki tebessüm gibi...

Kendisine bu kadar yakın,

ama hiç yakınlarından geçmemiş.

Bir Kız Kulesi var, seyrettiğim.

hiç gidilemeyen yollar misali.

Bir sen var, bir de ruhu bomboş insanlar

hani hiç sevmemiş, Kız Kulesi,

İstanbul'un kalbi,

Maskeli balonun kül kedisi...