Komplolar ülkesi

Pırıl pırıl parlayan bir cumhuriyet kuruldu. Öyle parlıyordu ki insanlar işte geleceğin süper devleti diyorlardı. İnançlıydılar, azimliydiler ve en önemlisi başarıya her zaman ki gibi açtılar. Bir süper devletin küllerinden doğmuştular. O gölgesinden gitmiyordu. Tam bağımsız ve milli egemenliğe dayalı bir devlet olma yolunda hızla ilerliyorlardı.

Dünyada artık bir çok devlet kendi aayaklarının üstünde durmaya başlamıştı. Bu devletlerin çoğu işte görkemli bir Tür İmparatorluğunun küllerinde doğmuştu. Bu devletlerin içinde birisi bütün dünyanın ilgisini çekiyordu. Bulunduğu yer çok önemli ve stratejikti. Coğrafi yapısı ve yer altı ve yer üstü zenginlikleri herkesin iştahını kabartıyordu.

Yıllar geldi ve geçti. Artık o yeni kurulan azimli ve gelecek vaadeden devlet yerine başına sürekli çoraplar örülen bir devlet kaldı. Nimetleri üzerinde hala bir çok devletin gözü var. Hala ilgi çekiyor ama içinde yaşayan insanları artık devletlerine ve topraklarına eskisi kadar sadık değil. Olması gereken tam bağımsızlık ve milli egemenliğe dayalı bir yönetimi değil kurumların (bazı kişi ve grupların şahsi çıkarlarına karşı) idare ettiği milletin dediğinin önemli olmadığı bir ülke olduk.

Ne zaman ki birileri şahlanmak ve ileri gitmek için hamleye kalkışsa sırtında hep bunların kılıç darbelerini hissedecek. Ne zaman ülke için birileri daha fazla demokrasi dese demokrasi çığırtkanları aslında karşı oldukları özgürlükler için isyanlar ve karşı duruşlara geçmeye çalışmaktadırlar.

Ülkemiz artık bir komplolar ülkesi oldu. Adı demokrasi olan İran dan farkımız kalmadı. İnsanların inançları ile uğraşan giyim ve kuşamlarıyla ilgilenen ve hatta artık nasıl yaşamalarına karışan bir şekil devleti olduk. Bunları yapanlar Ulu Önder Atatürk'ün arkasına saklanıyorlar ve maalesef bunu onun adını kullanarak yapıyorlar. Tıpkı Usame Bin Ladin'in yüce Allah'ın adını kullanarak cinayetler işlemesi gibi.

Allah adına insanlara zulmedenlere elbet Allah cezasını verecektir. Ya Ulu Önder Atatürk'ün adını kullanarak insanlara zulmedenlere, toplumu kin ve nefrete sürükleyenlere, insanlarımızı giyim kuşamlarıyla ve inançlarıyla bölenlere, ülkemizin aydınlık geleceğini aydınlık adına karartanlara kim ceza verecek. Bunlar makam ve mevki olarak devletin her kadrosuna sinmiş ve her sektörün içine girmişlerdir.

İçimizde bunlar zıt kutuplar da olsalar her cephede de vardır. Aralarında islamcı olup kışkırtanşlara tutun, İnançsız olup kışkırtanlara, Atatürkçü olup bölenlere kadar. Maalesef kanser gibi her yere nüksetmişlerdir. Görünen düşmanlara karşı savaşmak kolaydır ama içimizdeki bu kimlik değiştirmiş düşmanlarla savaş çok zordur.

Milletini hiçe sayanlar, onların fikirlerini önemsemeyenler elbet bir gün cezalarını bulacaklardır. Ama biz Türk Milleti olarakAtatürk'ün çağdaş medeniyetler seviyesinde görmek istediği Türkiye' yi ilimde, fende ve her alanda yukarıya doğru taşımaya gayret edeceğiz. Görünen görünmeyen tüm tehlikelere rağmen adım adım ilerleyeceğiz.

İnsanların inançları, giyim tarzları ve yaşamları kendilerine. Bizler daha karakterli ve daha asil bir devlet için uğraşacağız. Asla geri dönmeyeceğiz. İşimiz insanlar ve daima insanlarımıza, milletimize, devletimize hizmet
edeceğiz. Bazıları gibi bu milletin parasını yiyip sırtından bıçaklamayacağız. Kene gibi insanlarımızın kanını emip onları öldürmeyeceğiz. Sevgi ve hoşgörü rehberimiz olacaktır. Tekrar Büyük Türkiye için hep birlikte çalışacağız.