Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '09

 
Kategori
Blog
 

Konumuz dedikodu ve dedikoducular!

Sevgili arkadaşlar daha fazla işin tadı kaçmadan gelin bu konuyu bir açıklığa kavuşturalım. Türk dil kurumuna göre; Dedikodu Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma, kov, gıybet, kılükal: "Zaten ufacık mahalle, dedikodu desen diz boyu."- E. Şafak

Dedikodu İng. gossip Bir birey ya da toplumsal küme üzerinde, yüze karşı değil arkadan sözlü saldırıda bulunmak yoluyla toplumsal denetim kurma.

Dedikodu çıkarmak Birisi hakkında dedikodu ortaya atmak: "Birisi sezecek olsa kim bilir ne dedikodular çıkarılırdı."- E. Bener.

Dedikodu etmek (veya yapmak) Birini çekiştirmek.

Dedikodu sermayesi olmak Dedikodusu yapılacak duruma gelmek:
"Munise'nin süsü günlerce Zeyniler köyüne dedikodu sermayesi olmuş."-R. N. Güntekin

Dedikodu kumkuması
İşi gücü dedikodu olan kimse.

Dedikodu üzerine, bloglar yazılıyor, yorumlar yapılıyor ve buralarda hep birileri birilerinin yaptığı dedikodudan bahsediyor. Almış başını bir dedikodu muhabbeti dillerinde peleseng olmuş gidiyor.

Bir araya gelmiş veya gelmemiş insanların dedikodusu nasıl ve ne için yapılır? Bu “Dedikodu” kalkanı arkasında yapıldığı söylenen dedikoduların içeriği nedir? Varsayımlar üzerinden mi türemiş (!) yoksa mevzubahis kişi veya kişilerin yaptıkları ayyuka mı çıkmış?

“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” demiş atalarımız; vah vah kendilerine bir gün dedikoducu diyeceğimizi nasılda bilememişler! Bu dedikodular ne için yapılır? Dedikoducular, dedikodusunu yaptıkları mevzubahis kişilere karşı bir garazı mı vardır?

(Ne dumanı kardeşşş yangın çıktı yangıııııın... Yandı gülüm keten helva!)

Lütfen, dedikodudan yakınan ve kendisinin dedikodusunun yapıldığını söyleyen muhteremler; sizin için yapılan dedikoduları açıklar mısınız? Ya bu dedikodu muhabbetini açın, açıklayın ne olduğunu anlatın tartışalım veya ilelebet susun!

İnsanları zan altında bırakacak yorum ve yazıları ortalığa çemkirmeyin. Özellikle cicim ayları dönemini geçirdikten sonra burada beş bin üyeyi kastederek bir MB üyesine yapılan böyle bir yorumdan sonra:

“Sevgili ……bilmem ne, bilmem ne!…….... Anlaşılan sizin de kafanızda soru işaretleri oluşmuş... Ve burada bazı anlamsız konuları, anlamsız insanların yorumuna sunarak da …. ağabeyi daha fazla üzmüşsünüz... Açıkçası şimdi yazınızı okuyunca bende çok üzüldüm..”

Vah vah vah anlamlı kardeşim! Şimdi kalkmış hiç sıkılmadan burada birilerinin sizin dedikodunuzu yaptığını söylüyorsunuz… pes yani bu ne pişkinlik. Tabi ki sizin için beş bin anlamsız kişinin üzülmesinin hiçbir önemi yok! Sizin tek derdiniz… Ağabeyiniz üzülmesin yeter! Siz buradaki beş bin anlamsız üyeye istediğinizi çemkirin!

Hadi alıntımasyon, çalıntımasyon yazılarını geçtik (!) bu çok anlamlı baldır bacaklı yazılara gelen yorumlara da yazının sahibiymiş gibi verdiğin cevapları da geçtik; Bazı yazıların altına yazdığın yorumlarda, eksik harfli yazıların oluşturduğu vahim durumları da geçtik (!) Ağabeyinin seni idare etmesine de sözümüz yok, anlayabiliyoruz! Beyzadem, takım elbiselim, laptoplum, onun arabası var güzel mi güzelim, reklam afişlim, aşığım, şairim, ozanım, canım ciğerim şeker parem, hadi söyleyiver beş bin MB üyesine; oradan yani karlı tepeden(!) bakıldığında harbiden çok mu ANLAMSIZ görünüyoruz?

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..