Kooperatifler ekonomide halkın gücüdür

 Kooperatifler tarihsel süreç içinde ilk kurulduğu günden beri ortağı olan bireylere ekonomik ve sosyal menfaatler sağlayan, bölgesine ekonomik değerler kazandıran oluşumlardır. Ülkede yasalar çerçevesinde hareket ederek, gerek kayıtlı ekonomi gerekse toplumsal barışa hizmet eden kuruluşlardır. Kooperatifçilik ilkeleri çerçevesinde birleştirici ve şeffaf çalışmaları ile ülkenin ekonomik ve sosyal olarak sorunlarına çözüm getiren bir modeldir. Bir asrı aşan tarihi ile elde edilen deneyim ve başarıları çerçevesinde dünyanın artık kabul ettiği, uluslararası örgütlerin desteklediği ve önerdiği zor günlerde krizleri aşma ve ekonomik kalkınmanın aracıdır.

Bugün artık bazı ekonomi çevrelerinin kooperatifleri karalama dönemi bitmiştir. Özellikle dünyada seksenli yıllardan sonra pompalanan ekonomi politikaları iflas etmiş, ülkeler ekonomik olduğu kadar siyasi krizler dönemine girmiştir. Başta gelişmiş ülkeler bozulan toplumsal barışı yeniden inşa etmek, ülkede ekonomik ve sosyal dengeleri inşa etmek için kooperatiflerin gücünü adeta yeniden keşfetmiştir. Kooperatifler ülkedeki her bireyin emeğiyle ve üretimi ile ekonomiye katkısını artıran birlikteliklerdir. En önemlisi de devletin yasalarına bağlı, kayıt altında hareket eden, ülkenin her noktasında yörenin gücü ve kaynakları ile çözümü kendi üreten girişim noktalarıdır.

Ülkelerde işsizlik, yoksulluk ve anti demokratik uygulamalar karşısında başta halkın olmak üzere devletin ekonomik ve sosyal kalesidir. Devleti oluşturan kuruluşların tabandaki en önemli iş ortağı ve gücüdür. Çünkü devleti güçlü kılacak, tabanın ekonomik refah düzeyini geliştirecek ve koruyacak, gelir adaletini tabana yayacak başka bir yöntem yoktur.  Günümüzde yaşanan olaylar bu yönde ders almamız gereken ve politikalarımızı gerçekler üzerinden yapmamız gereken dönemdir. İşsizliğin ve yoksulluğun arttığı ülkemizde bir kısım çevrelerin siyasi güçlerini ve ilişkilerini kullanarak ülkeyi içine sürükledikleri ortam meydandadır.  

Bu zor günlerden çıkış için hangi görüşten olursa olsun halkın ölüm pahasına kararlı direnişi ve dik duruşu aslında yöneticilerimize önemli bir mesaj da vermiştir. Bu halk ülkenin geleceği için her zaman birlik ve beraberlik içindedir. Bu ülkenin ekonomik geleceği içinde ayni kararlılıkta hareket edecek ruha ve güce sahiptir. Her geçen gün boşalan tarım arazilerini ekonomiye kazandırmak için, kapanan işyerlerine yeniden can vermek için, işsizlik nedeniyle nüfus ve güç kaybeden şehirlerimiz ve kasabalarımızın hayat bulması için, emeği ile geçimini sağlamak isteyen insanlarımızın iş bulması ve iş kurması için gerekli ruh ve dayanışma bilincimiz vardır. Devletimizi yönetenler bu gerçeği dikkate almalıdır. Birlik ve beraberliğin gücü olan kooperatiflerin bu ülkenin ekonomik ve sosyal çimentosu olduğu gerçeğini iyi görmelidirler. 

Ülkelerin geçirdiği zor günler ayni zamanda gelecek için derslerin alındığı, daha güçlü, yapıcı ve sağlam adımların atılmasına fırsat yaratan günlerdir.  Geçmişin deneyimleri ışığında, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünleri anlatırcasına yaptığı uyarılar dikkate alınarak, ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlayan cumhuriyetin temel değerleri korunarak geleceğe yürümeliyiz. Atatürk’ün işgalden kurtulmuş, savaştan çıkmış Türkiye’nin geleceği için kooperatifler konusunda gösterdiği hassasiyetinin temelinde de kalkınma ve ekonomik bağımsızlığın olduğu gerçeğini görerek politikalar belirlemeliyiz.

Kooperatifler devletin belirlediği yasal çerçeve içinde halkın ekonomik gücüdür. Devletinde ekonomik ve sosyal politikalarının en büyük destekçisi ve uygulayıcılarıdır. Demokrasiye inanan fikri hür, vicdanı hür, devletine bağlı bireylerin birlikteliğinin adıdır. Bu yapının güçlenmesine karşı çıkanlar ve engelleyenler ülkenin ekonomik ve sosyal bağımsızlığını bilerek ve bilmeyerek engel olanlar, istemeyenlerdir. Son yıllarda yaşanan işsizliğe, yoksulluğa, ötekileştirmeye rağmen siyasi görüsü ne olursa olsun halk devletine ve seçtiği liderlerine bağlılığını en güçlü şekilde göstermiştir.

Dış güçlerin desteği ile ülkenin kılcal damarlarına kadar giren ve bu konudaki uyarıları bile dikkate almadan siyasi ve ekonomik gücü de eline geçirmeye çalışan bölücü cemaat ve grupların her zaman karşımıza çıkacağı unutulmamalıdır. Halkın en büyük ekonomik gücü olan kooperatiflerin gelişmesine engel olan uygulamalar kaldırılmalı, çözüm yolunun güçlü kapasiteye sahip kooperatifler olduğu her zaman göz önünde bulundurulmalıdır. Ülkemizi kan gölüne çeviren din maskesi altındaki Fetullahcı Çeteye karşı bir araya gelerek canı pahasına devletinin vatansever askerinin, polisinin yanında dik duran halkın kooperatiflerin çatısı altında ekonomide de mucizeler yaratacağına inanmalıyız. 

Küresel krizin her yanı sardığı, bölgemizde askeri, siyasi ve ekonomik bölücü oyunların oynandığı bir dönemde halkın en önemli ekonomik gücü olan kooperatifleri harekete geçirmeliyiz. Kooperatif yatırımları ile ülkenin her yanında ekonomik kalkınmayı sağlamalıyız. 21 yüzyılda her türlü krize ve baskıya karşı Güçlü Türkiye’yi yeniden yaratmalıyız.