Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Korkma 1: Babadan korkma

Korkma 1: Babadan korkma
 

Dayak cehennemden çıkmadır...


 

Korkular, insanoğlu doğduğu anda peşinden gelen heyulalardır… Çocuk doğar… Başlar ağlamaya… Niye? Çünkü korkar… Artık çevresinde o anne karnının rahatlığı, ekmek elden su gölden huzuru yoktur… Dünyaya gelmiştir; ona ilk öğretilen şeylerden biri de "kendin kazan kendin ye…" felsefesidir… Kolay mı? Buna kim ağlamaz… Uzanacaksın, o güzel memeyi bulacaksın, sonra şapur şupurt derken, yeter artık diye… elinden alacaklar… Sonra yine bağır  Allah bağır… zordur bu dünyanın işleri hem de korkuludur…

İşler annede bitse… bir de dünyada baba belası var.. Vallahi insanla top oynar gibi oynar… Kafası kızmaya görsün, vurdu mu tekmeyi Allah yaratmaz, o zavallı anne de bir türlü elinden alamaz… Kim babadan kim korkmaz; söyleyin kim babalardan korkmaz… Türkiye Cumhuriyeti bile … Neyse… Neyse .. Çok söyletmeyin beni…

Çocuklukta ilk korkumuz : “Baba korkusu” dur… Anamızı kızdırmayalım… İlk sözü : “Akşam baban gelsin de, söyleyeyim… sen görürsün”  Korkmaz mısın?

Baba ki , anı anını tutmaz… Bir gün her türlü şaklabanlığı yaparken, seni sırtında gezdirirken, ertesi gün şak.. diye şaplağı patlatır, adamın aklını aldırır… Baba mı? Baba, demek korku demek… Baba eve gelince, herkes kaçacak delik arar, sesini filan çıkarmaz , sessiz bir köşe arar…

Ne babalardı bizim babalar… Analar bile korkardı be… sesini çıkaramazdı …
Ayağı yıka… Ayağını yıkar…
Sırtıma çık masaj yap.. Masaj yapılır..
Sofrayı hazırla… Sofra iki dakika sonra hazırdır… Hani bunun rakısı...Rakı gelir...!

Tabii .. iki dakikayı aştımı .. “Siz beni açlıktan mı öldüreceksiniz,” diye sopa yine hazırdır..

Baba korkusu, korkuların babası… Ondan sonra her patronu “Baba” sanıp el pençe divan durmalar; her öğretmenden dayak yediğimizde, “O da babadır, hiç olmazsa baba yarısıdır..” diye avunmalar… Zaten denmiş ki… “Eti senin, kemiği benim…”  Bize ne kaldı ki… Ezil babam ezil… Ondan sonra herkesi baba sanıp, saygı göstermeler, el etek öpmeler… Niye ? Hep korku belası… Babamız içimize sokmuş ya o korkuyu… Babadan önce anamız… O şaplakları, kötekleri, dayakları, patakları, şamarları, tokatları… unutabilir misin?  Niye korkmazsın… İnsan artık herkesten korkar… İnsana öyle gelir ki, kendinden uzun herkes babadır, kendini dövmeye gelmiştir… Kafasını eğer… Saygı ondandır… Yani korkudan…

Hayat bir bakıma, korkulara karşı savaştır. .. Bir yer gelir artık, babanın korku olmadığını… Hayatın korkulara karşı savaş olduğunu öğrenirsin… Çünkü, büyükler küçükleri ezmek için korkuturlar… durmadan korkuturlar… Her şeyden önce , anaya, babaya el kaldırırsan… cehennemde ömür boyu yanarsın ,derler…

Öylesine korkuturlar ki… Aman Allah…

Sonra, okursun, öğrenirsen… O korktuğun  varlıklar aslında zavallı varlıklarmış… O çok korktuğun Baban, patronunun önünde el pençe divan duran zavallı bir yaratıkmış… Sana şamarları patlatan annenin ne olduğunu, babanın önünde zaten gördün… Bütün korkulan varlıklar aslında korkarmış… Korku , boşuna.. sahte, korkulmaması gereken, YOK olan bir varlıkmış… Asıl korku bizim içimizdeymiş…

Ama insanoğlu durmadan korkutulur… Aman, dışarı çıkarken, ceketini giy, üşütürsün.. ölürsün… Aman, ağaca çıkma, düşer ölürsün… bütün korkuların temelinde de “Ölüm korkusu”  yahu, herkes ölüyor be… Anlatamazsın… Bir bakarsın ki… bütün çevren korkular la dolu…

Sonra sonra şunu anlarsın: Bir korkularla yaşanılan dünya var: Orada herkes herkesten korkar ; bir de herkes bilmediği bir şeylerden korkar… Korkar…Sebebini bilmez… Artık insanların büyük bir çoğunluğu manyaklaşmışlardır… Durmadan korkarlar… Onun için tek başlarına hareket edemezler… İnsiyatif kullanamazlar… İllaki ellerinden ya babaları, ya anneleri tutacak, bir yerlere onların eşliğinde gidecekler… Kendileri korkarlar… Adeta her şeyden korkarlar… Onların dünyası : Korkuların dünyasıdır…

Bir de dünyada cesur yürekler var… Onlar hiçbir şeyden korkmazlar… Bilen insan korkmaz… Bilmezseniz, korkarsınız… Okumuş, yazmış.. insan, kolay kolay korkmaz… Çünkü korkuların nereden geldiğini bilir… Neden korkutulduğumuzu bilir..

Bizi korkuturlar, çünkü bizi kolayca yönetmek isterler… Korkarız çünkü, ondan sonra, gemlerimizi başkalarının ellerine veririz… Bizi yönetirler… VE …”KORKMA  ben buradayım..”  derler… Ama asıl korkulması gereken yerde, onlar yokturlar…

İnsanlar “korkularınızdan” korktunuz... Sizi korkutanlardan korktunuz…

Artık zincirlerinizden kurtulunuz… Çünkü bütün korkular bir zındana kapatıldı… Artık oradan kolay kolay çıkamazlar… Siz artık özgürsünüz ve korkularınız boşuna… Varsın artık o cahil insanlar korksunlar… Ama siz onları da kurtarmak için de çalışmalısınız… Korkusunuz bir dünya için… Korkusuz bir insan için… Hepimiz korkusuz bir evren için yaşamalıyız…

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..