Köy türkülerinin söylendiği gün geldi, yarın 17 Nisan

Yarın 17 Nisan. Köy Türkülerinin söylendiği gün. Köy Enstitülerinin kurulduğu gün. 17. Nisan. 1940. Bu gün de düşer TBMM’nin gündemine. Tartışmalar yapılır. Bu tartışmaları İsmet İnönü’de izlemektedir.

Köy Enstitülerinin kurulması öyle boş bir proje değildir. Ülke pek çok acılardan, savaşlardan geçmiştir. Bu savaşlarda insanlar yorgun, topraklar bitkin, kalmıştır. Bozkırlara döner ülke, yangınlardan çıkar. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ülkenin kurtuluşu için pek çok mücadeleler vermiştir. Ve, yaklaşan 23 Nisan. 23 Nisan 1920 TBMM’nin vücudunun meydana getirildiği gündür..

Ve, ardından Cumhuriyeti kurmuştur. Cumhuriyet bir ışıktır. Meclis’te pek çok hararetli çalışmalar ve tartışmalar yapılmıştır. Çok kısa sürede çok zor işler başarılmıştır. Ve Sevgili Büyük Mustafa Kemal Atatürk devrimleri yaratmış bu ülkenin zor günlerini bir daha yaşamaması için devrimleriyle sarmalamıştır.

Devrimleri taşıyacak bir kadro, bir eğitim ışığı oluşmalıdır. Öylesine bir ışık ki, ülkenin dört bir yanında yanan çoban ateşleri bozkırları yeşertecek insanlar üretken ve yeni ideallere doğru yönelecekti.

Bu düşüncelerle kurulur Köy Enstitüleri. Yoksul henüz savaşlardan çıkmış, zaferi elde etmiş, yeni değişmeye başlayan bir ülkenin kaderi öyle kolay değildir. O Köy çocukları birer birer kurulan eğitim yuvalarına giderler. Yırtık mintanları, ayakları çıplak, çantalarında kuru ekmek. Onlar Köy çocuklarıdır. Onlar Mustafa Kemal paşa’nın çocukları ve neferleridir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün keskin mavi gözleri gibi sarı saçları gibi ülke mavileşecek ve karanlıkları delecekledir. Onlar Köy çocuklarıdır. Köy Türkülerinin içinden çıkıp geldiler. Onlar enstitüler de edebiyattan sanata şiire, matematiğe, bahçeyi ağacı, her şeyi öğrendiler bu kurumlarda. Bu köyün içinde n çıkan çocuklardır. Kırlarında koşan, çiçek kokan, Köy çocuklarıdır.

Kendi okullarını kurdular, köye su getirdiler, kanal kazdılar. Tuğla döktüler. Müzik öğrendiler Vivaldi’den köy türkülerine… Onlar Köy Enstitülerinin Köy kokan çocuklarıdır. Köy Enstitüleri çok kısa sürede çok iş başardılar.

Müzik dehası Talip Apaydın’ı okunuz mu “Define’sini. Talip Apaydın soyadı gibi , dupduru yazar. Ya Mahmut Makal “Bizim Köy’ün türküsüdür kitabının adı. Fakir Baykurt Çiili ‘yi yazar. Mehmet Başaran Zeytin Ülkesi daha kimler kimler?

Kurucuları Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç. Ülkeyi kucaklayan adam Tonguç. Mehmet Cimi’nin Tonguç Baba okudunuz mu?

Ülke bir baştan başa yenilenecek, yeşerecek eğitimin ışıkları yanacak, eğitimli ülke fışkıracak. İnsanları mutlu ve bahtiyar yaşayacaktır.

İnançlıdır, kararlıdır Köy Enstitülerinin çocukları yarınları, aydınlıkları getirecekler ülke bembeyaz bulutlarla yaşayacak . Büyük Önder Atatürk’ün gösterdiği “çağdaş uygarlık seviyesine” çıkaracaklardır.

Yapılan işler ve eserler kolay değildir, kazanılan zaferleri taşıyacak pek çok proje lazımdır. Köy Enstitüleri ülkenin en yaşamsal bir projesidir.

Köy Enstitülerinin kapatılmasını yine İsmet İnönü, izler . Bir süre sonra siyasi ve çıkar çevrelerinin tekelinde kalan Köy Enstitüleri 1946 yılından sonra kapatılmaya yüz tutar, kapatılır.. O güzelim emekle, çabayla kurulan enstitüler kararır. Bahçeleri kurur. Ülkede yeniden gri, koyu bulutlar dolaşmaktadır, artık.

Ahhh bir yaşatılsaydı bugün gelişmiş çağdaş, örnek, barşcıl bir ülke dünya ülkelerine ışık tutmaya, örnek olmaya devam edecekti.

Köy Enstitüleri bir ışıktı… Işıltılı yıldızlar gibi gelip, geçip, kayıp gittiler. Üstünden 65 yıl geçmiştir. Ancak unutulmadılar, her geçen gün daha çok aranacaktır. Daha çok konuşulacak, daha çok ışık tutacaktır sonsuza dek yaşayacaktır.

Eğitimde öz, can damar olacaktır. Bu güzel bozkırların yeşerdiği gün de hayatta olan KÖY ENSTİTÜLERİ’nin neferlerini SAYGIYLA SELAMLIYORUM , hakkın rahmetine kavuşanlarını SAYGIYLA ANIYOR, yad ediyorum.

Selam olsun ışıklı yıldızlara.