Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kuaförler

Kuaförler
 

Sıradan bir günün öğleüstü demleri ortalıkta kimsecikler yok, fırsat bu fırsat deyip soluğu kuaförde alan isimlerden biride benim. Görünen o ki herkes burada, yan komşu 70'lik Necla teyze de saçlarını boyatmakta. Bir telaş kaplamış ortalığı, sıra bekleyenler hafif hafif sayfa çevirip çaylarını yudumluyor. Yoksa bugünün özel bir anlamı mı vardı diye geçiriyorum aklımdan. Yok, yok bu günün bir anlamı yok ama burası kuaförden çok kadınlar matinesini andırıyor. Usulca bir köşeye ilişiyorum ve seyreyliyorum cümbüşü, bence Cem Yılmaz gelsin de espri adına feyiz alsın buradan. Bu kadınlar tehlikeli varlıklar doğrusu. Bir köşeden 50–55 yaşlarında bir bayan konuşuyor, güzellik salonunuzda botox var mı? Kremler aldım ama pek bir işe yaramıyor. Hemen arkasından bir ses yükseliyor, sesin sahibi lolita bir yüz, yaş henüz 16'larda “anne saçlarımı kızıla boyatsam mı?” Anne biraz düşünceli, “sürekli bakım yaptırabilecek misin? Kızıl biraz zahmetli” diyor. Eskiden Padişahlığın babadan oğla geçtiğini hepimiz biliyoruz ama artık ne saray var ne krallık. Anlıyorum ki 21 yy.’ da artık kuaförler anneden kıza geçiyor. Her evde telefon fihristlerinde aile doktorlarının –ki çoğu evde yok- yanına bir de aile kuaförlerinin telefonları yazılıyor. Dikkatimi bir çığlık dağıtıyor. Manikürcü kızın yüzünde bir korku, ufak bir hata yapılmış anlaşılan. Öylesine bir seyir içerisindeyim ki aynada kendi yüzümü görünce kocaman bir kahkaha patlatmamak için kendimi zor tutuyorum, tabi insanlar deli olduğumu düşünmemeliler. 12–13 yaşlarında bir çocuk zaruri bir mecburiyetle kibarca soruyor sizin saçınıza ne olacaktı? Konuşmadan önce düşünmekte fayda var. "Şey aylık rutin saç boyatma zamanım geldi, ben değişikliği severim, bunun yanında mutsuzum ve içimde büyük bir savaş var" diyemiyorsunuz tabi. Boya diyebiliyorum ancak. Sonra yine düşüncelere dalıyorum. Mutsuzum! Acaba burada olmamın sebebi bu mu? Burası beni mutlu mu kılıyor? Buradaki herkes aynı sebepten mi burada? Evet, kendimi güzel hissetmek beni mutlu kılıyor. Oysa ben küçük şeylerle bile mutlu olabiliyorum. Öyleyse her ayın bir gününü neden burada harcıyorum? Hemen içimdeki savunma mekanizması devreye giriyor. Yok, kendine güvenin simgesidir bakım, tabiî ki kendime bakmalıyım! ama nasıl? Zavallı saçlarım çığlıklar içerisinde "bizi rahat bırak" diye.

Hürriyetlerine ve ekonomik özgürlüklerine yeni yeni alışmaya çalışan bir kadın kitlesi var gözlerimin önünde, her koşulda güzel olmak için çaba gösteren, çok değil bir kaç gün önce bir arkadaşım saçlarına kaynak yaptırdı, meblağı söylemiyorum ama orta gelirli bir aileyi iki ay rahat idare eder. Size ne kadar mantıklı gelir başkasının saçlarını kafanızda taşımak bilmem ama 5-10 milyona kestirdiğiniz saçlarınıza kavuşmanın bedeli biraz ağır maalesef. Geçim sıkıntısı çekenlerin yüzdesinin yüksek olduğu bir ülkede, kuaförden çıkarken içimin acıdığını söylemek istiyorum. Bu acı, beğenmediğim saç rengimden mi kaynaklanıyordu yoksa kesemi uğrattığım zarardan mı kestiremesem de acaba ödediğim miktarla kaç kişiyi sevindirebilirdim düşüncesinden kendimi alamadım.

 
Toplam blog
: 46
: 1674
Kayıt tarihi
: 25.04.07
 
 

Şu an özel bir şirkette, grafiker olarak çalışmaktayım, geçmişte hikaye denemeleri ile başladığım ya..