Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '14

 
Kategori
Kentleşme
 

Kuleler tıraş edilecek

Kuleler tıraş edilecek
 

Affetmez sultanahmet, Kuleler kapatamaz minareleri, kubbeleri


Bir garipsin şu dünyada, Gülme, gülme ağla gönül, Derdin dahi çoktur senin, Gülme, gülme ağla gönül, diye başlamış. ( Âşık Yunus )

Yunusun bu sözlerini sadece manevi yönden değil, dünya var oldukça, yaşam devam ettikçe, Can bedende, ruh tende durdukça ve nefes gidip geldikçe her can için yaşamın bütün evrelerinde geçerli ve gerekli görmek lazım.

Gerçekten ağlanacak çok nedenlerimiz, gülünecek az şeylerimiz var. Keyfi tutum ve davranışlarımızın haddi hesabı yok. Ne gelecek nesillerin geleceğini, ne göç edip gidenlerin gittiği yeri düşünmüyoruz.

Göçen onca insanlara vefa göstermeyen dünyanın, bize vefa göstereceğine aldanıyoruz. Adeta gökyüzüne hodri meydan okuyoruz. Gözün alabildiği, başın dönebildiği kuleler dikiyoruz.

Peki, dikilen kuleler hiç tıraş olur mu? olur, Burası güzel ülkemiz Türkiye. Burada garip ( tuhaf ) insanlar yaşar garip olaylar olur. Gökdelenlerin saçı, sakalı, bıyıkları olmasa da bizde kululeler tıraş edilir. 

Seçkinler ve elitler zevk sefa sürsün diye yaşam için deva olan şehir havasının önüne set çekiyoruz. Doğayı ve tarihi, heba ediyoruz. Beton yığınları arasında yaşam mücadelesini sürdüyoruz. Ülkemiz Türkiye güzel ne çare garip insanlarla, garip olaylarla dolu.

Geçenlerde Mersinde “ 52 katlı hayalet binamız” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazımızın sonucunda bu binanın yıkımı için çareler aranacak demiştim. Bizde böyledir, birileri yapar, birileri yıkar.

Şimdi yukarıda gördüğünüz görselde de bir gariplik görüyorsunuz. İstanbul’da Sultanahmet’i hiç böyle görmedik. Ülkemizde garip insanların asaleten atamaları yapılınca görev yemini yaptırılır. “ Bana verilen görev ve yetkileri kendi çıkarlarım için değil ülke çıkarları için kullanacağım” diye yemin yaptırılır. O yemin gereği görevlendirilir ve yetkilerle donatılır.  

Görselde Sultanahmet arkasında görülen kulelerin Plan ve projeleri İstanbul Zeytinburnu Belediyesi tarafından kontrol edildikten sonra yapı izni verilmiş. Kuleler gökyüzüne meydan okurcasına yükselmiş. Zaten henüz yapımı devam ederken birçok katları satılmış. Altın renkli anahtarlar hazırlanmış, davetiyeler basılmış açılış için nice seçkinler ve elitler davet edilmiş.

Ya sonra bir ya da birden çok ileri zekâlıların gözlerine çekilen siyah perde aralanmış yerine beyaz bir perde geçirilmiş. Bu beyaz perdeden bakmışlar ki bu kulelerde bir gariplik var. Bu kuleler İstanbul’un tarihi görüntüsünü bozuyor demişler.

Kulelerin sahibi yapmayın, etmeyin karanlık kuyuya iğne atmayın zor buluruz, zor çıkarırız dese de, iğne karanlık kuyuya atılmış. Efendim bakınız Sultanahmet Camii ve müştemilatının görüntüsüne engel olmuş. İstanbul’un tarihi silületini ( yalnız kenar görüntüsü, gölge ) bozuyor.

Kim izin verdi, Zeytinli Belediye, nasıl izin vermiş. Kulelerin sahibi elitlerden, seçkinlerden, tanınan biriymiş. Planı, projesi baş göz üstüne kabul görmüş. Belediye yapı ruhsatı verince İstanbul’u, Sultanahmet’i, tarihi görüntüye engel olacağını akıl ile hayaline bile getirmemiş.

Belki de Yapı iznini verenler kulelerin sahibi seçkin ve elit insan karşısında hazır ol vaziyetine geçtiler. Devletini, yaşadığı şehrini, doğayı, havayı, seven ileri zekâlı insanlar karanlık kuyuya iğneyi atınca Zeytinli Belediye uykudan uyanmış ve hemen Adalete imdat etmiş.

Adalet kuleler tıraş edilecek ( aza indirilecek ) kararını vermiş. Kulelerin yıkım kararını Danıştay da onaylayınca. Bu kararın artık yukarıya, aşağıya gitmesine gerek kalmamış. Yani karar sağlam ve muhkem bir karar olmuş, kesinleşmiş.

Sahi Belediye neden izin verdi. Kulelerin tarihi görüntüyü bozacağını tahmin edemedi mi? Hani görev aldıklarında yetkimi ve görevimi ülkenin menfaatleri için kullanacağım diye yemin etmişlerdi.

İçimiz karalar giymiş,dışımıza beyazlar giydirip kerhen gülüyoruz. Böyle bir konu başka ülkelerde zuhur eder mi? Yaşam ciddiyet ister. Sen gel adama yapı izni ver, adam borç etsin, borçlansın, kuleleleri gökyüzüne uzatsın,kat, kat satsın paralansın,

Ondan sonra de ki İstanbul'un tarihi güzelliğini bozuyor bu kuleleri tıraş et. Peki, insana sormazlar mı neden ruhsat verdin, ne oldu da ruhsat vermek mecburiyetinde kaldın. Senin şehircilik planlama daire Başkanlığın yok muydu?

Şimdi yeniden bir yıkım ihalesi yapılacak elit ve seçkinlere ait kulelerin sakal ve bıyıkları tıraş edilecek ondan sonra İstanbul’a layık kuleler olacaklar.

Kulelerin sahibi ise;

Ben bir elit’im, bir seçkinim, Güçlüdür, elim, kuvvetlidir belim, Plan benim, proje benim, Zeytinden çıktı imar iznim. Ben anlamam İstanbul’un silüetini, Kesinlikle tıraş etmem hiçbir kulemi, Ne Sultanı tanırım, ne Ahmet’i Zeytin bana bu kuleleri ( yüksek yapı ) dik dedi.

İşte böyle daha nice ağlanacak hallerimiz dururken, içten olmayan, yapmacık gülmelerimiz bizi gerçeklerden uzaklaştırıyor.

Sen güzelsin Türkiye’m, Sende tarihsin güzel İstanbul, Ne çare, ne çare, Sende garip insanlar bol, Kesinlikle affetmez Sultanahmet böyle kuleleri. Kuleler kapatamaz minareleri, kubbeleri. Anladın mı elit ve seçkin efendi.

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

MehmetBURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

                                              

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..