Kur'an-ı Kerim ve insan.

“Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız. Hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar bir şey olsa onu ortaya getiririz. Hesap görücü olarak biz yeteriz ! Kur’an-ı Kerim Enbiya Suresi 47.Ayet.

Adil bir yargıç olup, objektif davranacağını söyleyen Allah;

“Yemin olsun, cehennemi tamamen cinler ve insanlarla dolduracağım.” Kur’anı-Kerim Secde Suresi 13.Ayet.

Bu sureye bakıldığında mahkeme kurulmadan yargılamaya başlıyor!

Bazı Ayetlerin birbiri ile çelişiyor gibi gözükmesinin nedeni bu ayetlerin farklı Kur’an kademelerine ait olmasından kaynaklanıyor. ALLAH’ın sözleri çelişmez ! Düzlemleri görmezsek girdaba sürükleniriz. Bu da kalbimizdeki Tanrı imajını zedeler. Uygulanmaya çalışılan farklı İslâm anlayışı, özünde okudukça hayrete düşeceğimiz yepyeni bir din aslında.

Yanlış anlaşılmamak için bir dip not olarak belirtmeliyim ki “yepyeni bir din” ile kastettiğim Kur’an-ı Kerimde ki İslâm. Şıhlara, Şeyhlere, hurafelere, düzmece hadislere, aklı, bilimi dışlayan fetvalara dayalı olmayan İslâm.

İslâm bir felsefe, Kur’an da bir felsefe okulu ise filozof gibi hareket etmemiz gerekmez mi?

Akıl yürütme felsefeye göre dört türlü dür. 1- Tümden gelerek 2- Tüme vararak 3- Olmadık senaryolarla 4- Tersten giderek.

“Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.” Al-i İmran Suresi 7.Ayet

“İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldık.” Enam Suresi 98.Ayet.

“Sana Kitabı indiren O’dur. O’ndan, Kitabın anası olan bir kısım ayetler muhkem’dir ( kesindir.) ; diğerleri ise müteşabihtir (benzeşmelidir). Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan benzeşmeli olanına uyarlar. Oysa onun açıklamasını Allah’tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: “Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır” derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.” Kur’an-ı Kerim Al-i İmran Suresi 7.Ayet.

Allah “ bu kitap son kitaptır demişse düşünmemiz lâzımdır ki Kur’an-ı Kerim dünyanın dönüşümünün önünde durmamaktadır. Tanrı’nın bu sözü söylemesi, Kur’an-ı Kerim’in çağların değişen ihtiyacını karşılayabileceğinin teminatıdır. Söylem, doğru bir iletişim kanalı değildir ! Allah’ın kendisini anlattığı, doğruları öğrenebileceğimiz yegâne iletişim aracı Kur’an-ı Kerimdir. Bunu bir örnekle pekiştirelim.

“Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir.” Hadis

“Mü’min erkekler ve müm’in kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” Kur’an-ı Kerim Tevbe Suresi 71.Ayet.

Hadis erkeği üstün, Ayet kadın ve erkeği eşit kabul ediyor. Ayet iyiliğin birbirine empoze edilmesini, hadis ise kadının kötülüğe gıkını bile çıkartmamasını söylüyor ! Bu ve buna benzer hadisler 2006 yılında ayıklanmaya başladı. 14 asır geçtikten sonra…Peygamberimize ait olmayan sözler 14 asır boyunca dine yön vermiş, onun pek çok gerçek sözü tarihe karışmıştır.

Kur’an-ı Kerim’den sorumlu olduğumuzu ve onun gerçeğinin bizi aydınlığa götürecek yol olduğunu aklımızdan çıkartmamalıyız. Kitabımızı anlamak için birilerinden çok kendi aklımızı rehber almalıyız.

Kendi doğrularımı değil, İslâm Dini’nin Kitabı Kur’an-ı Kerim’in gerçeklerini aktarmaya çalıştım. Hiçbir müslüman’ın “benim gerçeğim Kur’an değil” demeyeceğini varsayarak…

Başkaldırışlarımın, isyanlarımın nedenini de bu yazıda açıkça ortaya koydum. Umarım yeterince açıklayıcıdır, anlaşılabilir...

Saygılarımla.

Nur Zeynep Çelik

22.10.2009

Kaynak kitap: Tanrı'nın doğum günü.