Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '10

 
Kategori
Yurtiçi Tatil
 

Kuşadasından, bir Celine Dion geçti

Kuşadasından, bir Celine Dion geçti
 

Güzel popçu İrma, yeşil gözleri ile tanınıyor. Sesi, Celine Dion'un sesine benzetiliyor.


Hollanda’nın TV pop şarkıcısı Fin İrma’ya, Kuşadası Adakule sahillerinde rastladık. Sere serpe uzanmış, kulaklığı ile hem şarkı dinliyor, hem de güneşleniyordu.

İlkten Celine Dion’dan parçalar dinliyor sandık. Ve usulüyle sorduk “ Dion’u çok mu seviyor sunuz?” dedik. Yüzümüze baktı. Gözleri sabitleşti, sorgu dolu gözlerle süzdü bizi. Sonra, yavaş yavaş gözlerini indirdi yere, kitabına dalmak üzereydi ki, bu sefer araya tekrar girerek, “kulaklığını çıkarmasını işaret ettim, ellerimle. Ve anladı beni, kulaklıklar çıktı. Ancak duyabiliyordu beni.

“Celine Dion’u tanımasam, az daha sizi ona benzetecektim, dinlediğiniz parçalar onun mu " dedim? Güldü. İşare etti, otur diye. Yanıbaşını işaret ediyordu. Hemen çöreklendim. Acaba niye oturttu yanına diye de bir yandan düşünürken, kulaklıkları takmam için o zarif elleriyle uzattı bana. Aman Yarabbi! Neler duyuyorum.. Aaa, bu ses, ses, aynı Dionun ses,. Volgmeninde ise, kendisinin resmi var. Arkasında da kocaman bir pankart. Plak şirketinin ismi yazılı.Meşhur ettiği şarkıları şöyle: "Little You, Find Me, Come Back, Higher Love, "

Şaşırdım tabi. Ses, aynı Dion’un sesi. Hemen soğutmadan soruverdim. “memleketinizde size, Celine Dion” diyorlar mı? “ dedim. Bütün güzelliği ile güldü. Esmer teninin güzellikleri arasında saklı bir çift yeşil gözleri vardı. O güzel yeşillikler de güldü. Ne gözdü ama!

Kendisi Hollanda’ nın tanınmış müzisyeni. Plak şirketinin adını verdi. Biz de linkini aşağıya çıkardık. Tıklayınca, şarkılarını dinlersiniz. Ses, aynı Dion’un sesi. ( Kopyalayıp, haber çubuğuna yapıştırın. Oradan tıklayın)

Ha, ne diyorduk? Evet, evet. Memleketinde ona ” Celine Dion” diyorlarmış. O zaman bana bir vazife düştiü. Bunu “sesli” olarak onaylamak. Ve ,kocaman bir “ çak” yaptık. Kolu bayağı kuvvetiymiş. Elin tanımadığım kızına "çak " yapıyorum. Bu çak'lama, çok samimi insanlar arasında olur bildiğim. Bana n'oluyor, durduk yerde, di mi? Sizin soracağınız suali, ben soruverdim işte. Hafifleyiverdim. Fena mı, sizleri de hafifletmiş oldum.

Sordum, bizdeki popcular’dan kimi tanırsın? Diye. Celine Dion’cuk, bu sefer omuzlarını kaldırıp indirirken, güzellikler dolu gözleri, mahcubiyetten o güzelim rengini atmış, soldurmuştu. Bilemedi tabi. Bizden yardım bekledi. Bizse yardım etmedik kendisine. Öğrenip de gelseydi. Böyle sualler sorulacağını bilmeliydi. Biz onların beşinci sınıf “Artiz” lerini bir çırpıda, yedi sülalesi dahil nasıl biliyor idiysek, onun da yola çıkmadan önce bellemesi lazımdı. Daha fazla o yeşil vadilere gölgeler düşmesin, kararmasın diye, başka sualler sorduk.

Derisi güneşten kızıla dönmüş. Usturuplu yanmış. Türkiye’yi çok beğenmiş. “Kimler pop söylüyor?” diye de sordu. Sıralasam, n’olcak sanki. Dünyadan haberi yok!” diye sıralamaktan vazgeçtim. Şundan bundan bahsettik.

Seneye, bir daha gelecekmiş. O zaman Türk şarkıcılarının ismini söyleyeceğim diyor. İçimizden “ geçmiş ola” dedik. Gönlümüzü kırdı valla. Gelse de, gelmese de ne yazar Bizim popçuların isimlerini bilemedikten sonra? Değil mi? Ama düşündük sonradan. Bilse ne yazar, bilmese ne yazar?!

Resimlere seve seve pozlar verdi. Aklım gözlerindeydi. Bir tek gözleri kalmıştı resimlemedik. Başka güzellerin peşine takılmaktan, Hollandalıyı unuttuk tabi. Ama, verdiği link hattında, sadece gözlerini çerçeveleyen resmine rastlayınca, çocuklar gibi sevindik. “Evreka evreka” diye diye. Plak şirketi onu, bizim düşündüğümüz gibi resimleyip, plaklarının zarfına kapak yapmış.

www.findirma.com

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..