Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '07

 
Kategori
Haftasonu
 

Lale şenlikleri

Lale şenlikleri
 

Lale şenlikleri.

İstanbul…

Yıllardır ne şenlikler görmüşsün sen. Ne laleler ekilmiş toprağına. Kim bilir kimler saltanat sürmüş bahçelerinde.

Yıl 2007. Nisan ayı ve hafta sonu. Bahar tüm cilvesiyle girmiş artık evlerimizin penceresinden içeriye. İnsanı sokağa davet eden eşsiz bir güneş. İçinizdeki çocuk, çimenlerin kokusunu duymuştur bile. Kandırdı güneş bizi. Aklınıza ilk gelen Emirgan korusunda yapılacak bir pazar kahvaltısı. Koyulduk yola. Koru girişinde gözlemeciler var. İçeriye girdiğinde ne tarafa bakacağını şaşırıyor insan. Herkes buluşuyor lale şenlikleri için Emirgan’da. Ellerinde fotoğraf makineleri çiçeklerin doğuşunu yakalamak istercesine objektiflerini daldırıyorlar çiçeklerin içlerine. Onlar çoktan büyümüşler bile. Yakalamak çok zor artık o büyüleyici anı. Resmedilebilecek her şey toprağın üstünde artık. Masal kitaplarındaki ormanları andırıyor görülen manzaralar. Bu kadar laleyi bir arada görmek her zaman mümkün olamayabilir. Ekim ayında ekilen tüm laleler boy vermiş. Renkler harika. Kırmızılı, beyazlı, pembeli, morlu. Nehir gibi akıyorlar sanki. Hepsi aynı boyda. Laleler arasında salınan mor sümbüllerin kokusu ruhumuzun derinliklerine kadar işliyor baharı.

Her lale öbeğinin başında bir güvenlik görevlisi.
- Lütfen çimenlere basmayın.

Akşama kadar aynı cümleyi kaç kere tekrarlamıştır bilemem.

Korunun eteklerinde oturduk biraz. Güneşle oynaşan rüzgar üzerimize hafif hafif esiyor. Deniz gözüküyor ağaçlarının arasından. Beyaz yelkenliler süzülüyorlar denizin üzerinde. Dinlendikten sonra tepelere tırmanma isteği. Yürüyüş devam ediyor. Havuz kenarında orkestra kurulmuş. Caz çalıyorlar. Kokteylde gibi hissettim kendimi.

Emirgan’ın ortasındaki havuzda ördekler yüzerdi eskinden. Şimdi yoklar. Kimse para atmıyor artık havuza.

Yerde sera gibi dizilmiş saksılarda çiçekler. Bir bayan bağırıyor.

- Alabilirsiniz. Dağıtıyorlarmış.

Herkes üşüştü çiçeklerin yanına. Bir iki saksıda yetmiyor. Hazırlıksız gelmişler. Topluyorlar kucaklarına saksıları. Sonra güvenlik görevlisi geliyor.

- Durun onlar dağıtılmıyor.

Kim dinler. Alan aldı bile. Neyse kurtuldu yarısı lalelerin. Bir teyze hala götürüyor.

- Teyzecim dağıtılmıyormuş. Bırak istersen.
- Yaaa. Dağıtılmıyormuş.

Ama bırakmaya niyeti yok teyzemin. Götürdü. Senden kıymetli değil herhalde.

Yukarda başka bir grup çalıyor. Onların çaldıkları halk türküleri. Alan düz oynamaya müsait. Yurdum insanı başlıyor oynamaya. Katılımcı var biraz. Sonra halay çekiliyor. Katılımcılar artıyor.

Mutlu bir şekilde ayrılıyoruz Emirgan’dan.
Güzel bir pazardı. İyi ki gelmişiz.

Dönüşte sahil yolunu tercih edenlerin eve dönmesi bir hayli geç oluyor. Benden söylemesi…

 
Toplam blog
: 106
: 1384
Kayıt tarihi
: 21.02.07
 
 

Bir yaz gecesi hatırasıyım. Haziran doğumluyum. Bilirler haziran doğumlular. Hele ki haziranın tam..