Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Lunapark…

Lunapark…
 

oğlum...


En son bir lunaparka ne zaman gittiniz? Benim gibi yıllardır gitmemişseniz, bir hafta sonu gecesi ışıl ışıl parlayan bir lunaparktaki kalabalığı görünce şaşırıp, her yerde dönen, inip kalkan eğlence araçlarına aptal aptal bakmaya başlayıp ve atılan çığlıklara gülümseyeceğinize eminim. Sanki ilk defa geliyormuş şaşkınlığı ile ben sağa sola bakınırken bir yandan eşim sırtımdaki çantamı korumaya almaya çalışıyordu. Etrafta; çay bahçelerinde soluklanan insanlar, ağlayarak zorla uzaklaştırılan çocuklar, elele gezen genç çiftler ama en çok çocuklu aileler. Kağıt helva, pamuk şeker, çekirdek, dondurma, balon satıcılarının seslerini bastıran bir uğultu, müzik yayını. Yanıp yanıp sönen rengarenk ışıklar ve jetonu 2YTL olan ucuz bir eğlence alanı lunapark...

Geçen hafta sonu bir gece lunaparkta yaşlandım. Yaşımı hiç göstermediğim ve yaşıma uygun pek yaşamadığım halde, bir gece lunaparkta yaşımı yaşadım. Gençken bindiğimiz aletlerden sadece birkaç tane kalmış, yepyeni ve daha tehlikeli aletler gelmiş lunaparka. Öyle ki dakikalarca havada ters dönmüş bir durumda bekletip, sonra çığlıklarla aşağı inen ranger insanı şaşırtmaya devam ediyor. Daha genç olduğum zamanlarda da binmeye cesaret edemediğimi hatırladım. Bizim Ankara Gençlik Parkı’ndaki balerinde attığımız çığlıkları hatırlayınca çok saf hissettim kendimi. Artık kimse balerin kızın eteğinde dönerken çığlık atmıyor.

Lunaparkın değişmezi dönme dolap ve atlıkarınca ise emektar, sanki çok yorulmuşlar fakat görevden bir türlü el çekemiyorlar gibi, nazlana nazlana dönmeye devam ediyorlar. Eskiden binmekten çok hoşlandığımız ne balerin, ne ahtapot, ne de hızlı tren… Oğlumun ısrarıyla bir dönme dolaba bindik. Günlerdir esen poyrazla tepede sallandıkça ben bütün hücrelerimde yaşımı hissedip, üç buçuk atarken, oğlum keyifli keyifli gülüyordu. Sakin, aklı başında bir çocuk olduğu için çok şanslıyım. Dönme dolaptan sonra sadece atlı karıncaya binmek istedi. Onda da bütün ısrarlarıma rağmen ata binmedi, arabaya kuruldu.

Sonra bir süre havada taklalar atan aleti izledik. Binenlerin hepsi çok gençti. Çevredekilere ne kadar korkusuz olduklarını ispatladılar doğrusu. Başımızdan aşağı kusmadıkları için, ben de inandım onların korkusuzluklarına.

Kültürpark’ta sakin bir çocuk parkına doğru yol alırken, arkamızda bıraktığımız gürültü, ışıklar ve eğlence sanki hayatın özeti gibiydi. Geride kalan gençliğin, heyecanın, korkusuzluğun, çevikliğin, neşenin…

Eğer uzun zamandır bir lunaparka gitmediyseniz ve yaşınız kırkın üzerindeyse gitmeyin sakın…

Zira Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil eden Modern Folk Üçlüsü ve Ayşegül Aldinç tarafından seslendirilen şarkıyı da hatırlayacaksınız. Evde merak edip yılına ve yarışma sonucuna baktım, 1981 yılında şarkı 9 puanla 18. olmuş.

DÖNME DOLAP

Yaşamak oyun değil arkadaş
Dünyaya gelmenin bir bedeli var
Dost bildiklerin tükenmez arkadaş
Sevgi insanların hamurunda var

Yaşamak dönme dolap gibidir
Onun da iniş ve çıkışları var
Talihlidir hep çıkanlar arkadaş
Gerçek dost inenlerin yanında var.

Nefes almak değildir yaşamak
Düşünmek hissetmektir yaşamak
Sen gülmeden gecen günlere acı
Dönme dolap iner çıkar arkadaş…

 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..