Manzara-yı umumiye

Gazetecilerin, 2012 de yeniden aday olacak mısınız, sorusuna, Cumhurbaşkanı Gül, şöyle yanıt vermiş: “Nasıl denk gelirse, öyle olur, nasıl olursa, başımın üstündedir.” Tam, Cumhurbaşkanına göre bir cevap. Benim yorumuma göre, Cumhurbaşkanı diyor ki: Ne çıkarsa, bahtıma. İlkinde de öyle olmuştu. Adeta tombaladan çıkmıştı. 2012 deki seçimde de, böyle olursa, hayır demem, başımın üstünde yeri var, diyor. Cumhurbaşkanımızın, yeniden seçilmek gibi, bir arzusu yok. Ama olursa da, itirazı olmayacak. Seçilmeyi, kendi istemiyor, seçtiriyorlar. Onların demograsilerinde böyle yazıyor. Açılımlı demograsi.

Dışişleri bakanı, Davutoğlu demiş ki: Cumhuriyet restore ediliyor. Tarih, Türkiye den yana akıyor. Ne, din elden gidiyor, ne de laiklik. Dışarıda, dışişleri bakanımıza, böyle bir sorumu yöneltilmiş? Soruyu, hangi münafık sormuş? Din, niye elden gitsin? Sarıp sarmaladık. Türbanladık, haşemaya soktuk. Daha ne olsun. Dışişleri bakanı, içişleri ile ilgili konuşursa, böyle olur. Ne demişler: Hariçten gazel okunmaz. Parlamento dışından gelmişsin. Dış işlerine bakan olmuşsun, iç işleriyle ilgili konuşuyorsun. Laiklik yerinde duruyor, ama laikler, içeri atıldılar. dışarıdakiler, laikliğe karşılar ama, Laiklik yerinde duruyor. Bu nasıl bir şey. Ben bir şey anlamadım. Siz anladınız mı?

Atalarımız demiş ki: Kızı kendi haline bırakırsan, ya, davulcuya varır, ya, zurnacıya. Baştanda belirttiğim gibi, ben söylemedim. Atalarımız söylemişler. Kim bilir, hangi olayın ardından söylemişler, bu anlamlı ve ferasetli, meseli.

Uyuşturucu kullanmak ve kullananlara temin etmek, suçlaması ile, aylardır tutuklu bulunan, Deniz Seki, dünkü mahkemede, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Deniz Seki diyor ki: Artık arındım. Tertemiz oldum. Bundan sonra, bambaşka bir Deniz Seki olacağım. Bu cümle, bence bir itiraf cümlesidir. Yaklaşık, 9 ay tutuklu kalmaya değermiy di? Derler ki: Sanatçılar, topluma örnek olmalıdır. Şimdi, biz 32 etnik gurubu olan, bir millet olarak, hangi sanatçımızın, hangi davranışını, örnek alacağız. Arınmak için, 9 ay içerde yatmayı, iyi bir örnek olarak, alabilir miyiz? Tutuk Evi yerine, Arıtım Evi, adının kullanılmasını öneriyorum. SİLİVRİ ARITIM EVİ.

Hülya Avşar bir konuştu, hakkında soruşturma açıldı. Soruşturmayı ucuz atlatınca, konuşmayı sürdürüyor. Avşar, TBMM oturumunda, Cumhurbaşkanını eleştiren, Kamer Genç in, ses tonu ve üslubunu, beğenmemiş ve kendince, bir Kamer Genç tiplemesi çizmiş. İşte Hülya Avşarın, Kamer Genç i.

“Evinde, beyaz çorapları ile, bağdaş kurmuş, karısından da çayını istemiş, eline almış, çayı, çıkı çıkı karıştırırken, konuşuyor.

Bana göre, Hülya Avşar, bu tiplemeyi, gurur duyduğu, Kürt yanı ile yapmıştır. Şaşkınlık yaratan, Türk yanı ile, bu tiplemeyi çizemezdi, şaşırırdı, Onun bu tiplemesini örnek alırsak, şöyle bir manzara resmi çizebiliriz, Bol minderli ve bol kilimli bir oda, baba, köşe minderine kurulmuş, ana , kapı dibinde, ayakta dikiliyor. Saçı başı dağınık, mavi gözlü küçük kız, babasının uzağında, çöp bebeğiyle oynuyor. Baba, mırrasını, hürp, hürp diye, iki yudumda içiyor, hiç seslenmeden, fincanı şıngırt, diye tabağına koyuyor, . Hazırol vaziyetinde bekleyen ana, koşup, geliyor, fincanı yeniden dolduruyor. Bu manzara uyar mı? Hülya Avşarın ki uyarsa, bu da uyar.