Marifet

İnsan yaşamının inişli çıkışlı anları hep olur. Bazen öyle olurki sanki insan hep inişte olduğunu düşünür. Sanki bütün olumsuzluklar onun etrafında döner ve gelir onu bulur.

Kendini bir türlü toplayamaz. Aksilikler üst üste gelir. İlişkileri bile düzenli gitmez. Hatta en iyi arkadaşlarıyla bile aralaında tartışma yaşanır. Niyedir bilinmez işte o zamanlar insanın hayatında yaşadığı en kötü günleridir. Galiba hepimizinde biraz böyle zamanları olmuştur. Hatta öyle zamanlar olur ki ülkelerin bile o günleri veya yılları maalesef hiç verimli değildir.

Bir bardak su düşünün. İçiniz yanıyor ve hararet tavana vurmuş içmek istiyorsunuz ama içtiğiniz su sizin hararetinizi kesmiyor. Başka şeyler deniyorsunuz olmuyor. Sıkıntınız var ve onu paylaşmak istiyorsunuz ama paylaştıkça sıkıntınızın azalacağı yerde içinizi daha fazla kemiriyor.

İşte marifet burada pozitif olabilmekte. Hayata yanlış gözlükle bakmamakta. Zihninizin sizi aksiliklerle ya da olumsuzluklarla meşgul etmemesine izin vermemenizde.

Ben bunları niye anlatıyorum biliyormusunuz. Son zamanlarda ülkemizde yaşanan kimi kuruluşların üst düzey temsilcileri ya da ülkemiz insanlarının birbirleri hakkındaki olumsuz düşünceleri yüzünden. Yaşanmasını istemediğimiz ama ne yapalım istemesekte bunları yaşattığımız bir ortam var. Komşuluk ilişkilerinden çarşı pazar ilişkilerine ve siyasi ilişkilerimize kadar hep böyleyiz. Sadece yaşamaya ve var olmaya adasak kendimizi ve bu mücadelede birlik olabilsek birbirimizden desteklerimizi esirgemesek ne güzel olacak.

Ya bakıyorum hiç rahat duramıyoruz. Bir protesto tutturup gidiyoruz. Sanki o gavur çosuğu bizden biri değil. Ya sen kendinden eminsen niye başkalarından korkuyorsun. Yok ya bunun adı başka bir şey gerçekten olmaz böyle bir şey. Hani ülke bizim sağıyla, soluyla, kürdü, lazı, çerkezi, türkü ile bir değilmiyiz. Biriz diyoruz ama inanın buna kimse inanmıyor. Kardeşiz diyoruz ama inanmıyoruz. Din ayrılığı olmasın ırk ve millet ayrımı olmasın diyoruz ama inanmıyoruz. Önce kendimiz yapıyoruz. Sonra gelmişiz ülkemizin zararına bir polemik olan protesto ediyoruz. Kimi kendi ülkemizin Cumhurbaşkanını. Yapın ne elde edecekseniz. Yapın bakalım birileri siz bir yerlere geldiğiniz zaman sizleri protesto etmeyecek mi.

Ha buna da demokratik hak diyorlar. Yok öyle kardeşim ülke çıkarlarına karşı demokratik hak. Herşey vatan için diyoruz ama vatanın kuyusunu kazıyoruz. İçeride bir dışarıda bir olamıyoruz. Sanki ABD Irakı değil bizi böldü. Biz kendi elimizle yaptık bunu. İşte marifet bunu yapmamakta. Marifet her ne şekilde olursa olsun çekilebilmekte. Marifet kazanamadığın bir oyunda yenilmesini bilmekte. Marifet düşmüşken düşene yardım edip kaldırabilmekte. Marifet oyunu kurallarına göre oynayıp mızıkçılık yapmamakta. Ve marifet kendi çıkarlarını ülke çıkarlarından üstün görmemekte.

Bunu becerenler işte esas olan onlardır.