- Kategori
- Gezi - Tatil
Marmaris' in Norveçli güzeli.
Bu da ‘<ı>Biyoloji güzeliı> Norveçli manken İngrid Wien’ Marmaris Lidya Oteli yanındaki Şükran Sahillerinde rastladık. Kusursuz bir fiziği ile göz dolduruyordu. Türkiye’yi çok sevmişler.Yanında da asker olan sevgilisi vardı. Bu tatil, <ı>birbirlerini anlamakı> içinmiş. Gezip tozacaklar. Bir ön balayı gibi. Döndüklerinde de hesaplaşacaklar. Hayatlarını önlerine serip irdeleyecekler. Şurada şunu yaptık. Burada da şunları yaptık. Ve bunları dedik. Ama sen şöyle dedin ben de şunu dedim. O şarkıdaki gibi: ‘’Burası <ı>göz gözeı> geldiğimiz yer’’ Tartışacaklar, terazi kefelerinden birbirlerini süzecekler. Sonra da bir karar varacaklar. Ortaya konan bir küp pekmez fıçısı. Kaşığı daldırıp daldırıp yiyecekler. Bakalım kim kime: ‘Pekmezi tatsız olmuş’ diyecek (Şekeri az!)
Norveç’in en Kuzeyinden gelmişler. Marmaris’i seçerek gelmişler. ‘İlk defa jürisiz bir yarışmaya katılarak beni seçtiniz. <ı>Neden?ı>’ dedi İngrid. ‘Plajın en güzel kızı olduğunuz için’ dedim. Sevgililer dört köşe olup, biraz daha sokuldular birbirlerine.
Sordular: ‘Nerede yayımlanacak bu?’ dediler<ı>. Hemen Milliyet’in Internetı> sayfalarının adresini verdim. Kendisi biyoloji öğretmeni.Böylelikle adresimiz, öğrencilerine ulaşacak tabi. Öğrencileri, öğretmeninin resmini seyredecekler MB. sayfalarından. Bir Türkçe bilene okutacaklar ‘<ı>Ne yazıyor?’ı> diye. Her talebenin kız ve erkek arkadaşı vardır ebeveyni vardır. Bizim sayfa adresimiz onlara da verilecek. Herkes peş peşe tıklayacak sayfamızı.Tıklandıkça; ‘Tık' lar, Norveç Tıkbank’ında birikecek. Oradan Türkiye’ye aktarılarak, bizim hesaba geçirilecek. Oh ne ala!?’ sevdim ben bu işi. ‘<ı>Gelsin tık’lar, gitsin tık’lar’ı> Öyle di mi?
Böylelikle uluslar arası tık bankacılığı gelişecek. Ve de Milliyet Blog, ’un namı taaa Kuzey Norveçlere kadar yayılmış olacak. Kısa, ve düz hesap benimki. Açık açık yazmış oldum. Sayfamızı da kapatmışız yorumlara. Bu ‘Tık’ açığını nasıl yerine korduk sonra ? Di mi? Yoksa sorarlar adama: ‘Bu kesatlıkta tık’ları nereden buldun?’ diye. Veremeyeceğimiz hesabımız yok şimdi.
Bir tık uğruna, ne güneşler batıyor Ya rab?! Gel de deme.Bu yaz günü bizim ‘<ı>Tık-tık’ı> cı’lara kaldıysak, işimiz iş. Bizimki, Hoca Nasrettin’in işi gibi oldu. Nasrettin hoca, borçlusuna şöyle ödeyecekmiş borcunu. Adama demiş ki: ‘ Etrafı tel örgülerle çevirdim. Komşunun koyunları bunlara takılacak. Bu takılı yünleri toplayıp eğireceğim. Sonra onları dokuyup, pazarda da satacağım, ondan sonra da sana döneceğim’ <ı>Böyle demişı> galiba. Neyse.
Yahu, biz <ı>güzelimizi unuttukı>. Neyse. Ha, unutuyordum. Sevgilisi asker. Ona da verdim blog numarasını. ‘Sevgilin neymiş, görsünler’ dedim. Bir sevindi, bir sevindi. Şimdi <ı>Milliyet Blog’daı>, yayımlanır yayımlanmaz Norveç ordusunun fertleri elinde dolaşıyor olacak bizim sayfa.Orduda ne kadar asker vardır, bilemeyiz tabi. Çaktırmadan biz de sevindik tabi. ‘Tık’ ları <ı>koyacak yerı> bulamayacağız’ böylelikle. Görüyor musunuz.? Bir yandan öğrenciler ve etrafı, bir yandan da koskoca ordunun fertleri. Bunlar ince hesap, aklımı seveyim. (Hani öyle derler!’
<ı>Ört ki, ölem!ı>